Arapça olan biat sözcüğü, ‘bey’ kökünden türetilmiştir. Kişinin bütün işlerini, hukuksal haklarını birine devretmesi (satması, bırakması) demektir. ‘Biat kültürü’ ise son yıllarda oluşturulmuş yapay bir kavramdır, cumhuriyet ve demokrasinin özüne aykırıdır.
Biat geleneğinin Hz. Peygamber’in vefatında halifenin kim olacağı tartışmasıyla başladığı ileri sürülür. İbn Haşim’in naklettiğine göre, Hz. Ömer, Hz. Ebubekir’e “Ey Ebubekir elini aç, dedim, açtı; ben biat ettim” dediğini aktarır. Biat, sonraki Emevi ve Abbasi halifeliklerinde, İslâm devletlerinde bu başlangıçla kurallaşmıştır.
Osmanlı Devletinde biat, tahta çıkan padişaha tam bağlılık anlamında, temel bir yasa ve törensel bir sergilemeydi. Bu geleneğin en geç Fatih’in ölümü (1481) sonrasında II. Bayezid’in tahta geçmesiyle başladığı söylenebilir. Bursa’da ve Edirne’de tahta geçen ilk beylere biat konusunda ise yeterince bilgi yoksa da minyatür mecmualarında bunların cülus törenlerini gösteren resimler vardır. Ancak II. Bayezid’den, son padişah Vahideddin (1918-1922) ve Halife Abdülmecid Efendi’ye (1922- 1924) kadar biat – cülus törenlerinin aksatılmadığı biliniyor.
II. Selim’den (1566-1574) başlayarak iki ayrı tören yapıldığı, ilkine “İç biat” veya “Biat-ı has;” ikincisine ise “Umum biatı” denildiği de biliyor. Yeni padişah, önce Has Oda’da veya Mermerlikte tahta oturarak Enderun ve Harem ağalarının iç biatlarını kabul ederdi. Ardından Enderun avlusuna açılan Babüssaade’de kurulan altın tahta oturu, bu sırada Galata ve Kız kulelerinden toplar atılarak umum biatı (cülus) halka duyurulurdu.
Tahta önce nakîbü’l eşrâf efendi veya padişahın hocası yaklaşıp dua eder, sonra sırasıyla saraydaki şehzedeler ve Kırım Hanının yetişkin oğulları; en küçük rütbeliden sadrazama kadar devlet erkânı biat ederdi. Sadrazamın üç adımda bir yere diz çökerek yeri ve en son padişahın ayağını öpmesi kuraldı. Bu törene Arapça “oturmak” anlamında “Cülus”, “Calis-i taht olmak”, “İclas-i hümayun” da denirdi.
PARALEL TARİH
Barbaros, 1543’te Fransa’nın güneyindeki Nice’i kuşatırken Kopernik, evrenin merkezine Güneş’i koyan kitabını yayımladı.
Avrupa’nın en eski üniversitelerinden Montpellier Üniversitesi (Fransa) Papa IV. Nicholas’ın emriyle 1289’da kurulduğunda, Osmanlı Devleti’nin kurulmasına 10 yıl vardı.
Tüm zamanların en çok satan bilgisayarı Commodore 64’ün 595 dolar fiyatla piyasaya sürüldüğü 1982 yılında, Banker Kastelli olarak tanınan Cevher Özden, İsviçre’ye kaçtı.
Victor Hugo, Notre Dame’ın Kamburu’nu yazdığı yıl Belçika, türlü değişiklerle bugün hâlâ yürürlükte olan 1831 Anayasası’nı ilan etti.
Modern bankacılığın temeli sayılan Medici Bankası Floransa’da kurulduğu 1397 yılında Kore’nin bugün dahi kullanılan alfabesinin kurucusu reformcu lider Sejong doğdu.
Çin’de Tang Hanedanı hükümdarlığı sırasında ilk defa kağıt paranın kullanıldığı 7. yüzyılda Mısırlı Kallinikos’un Bizans’a taşıdığı formül, büyük bir askerî üstünlük getirdi: Rum Ateşi.