Kasım
sayımız çıktı

Tanka sopa, kurşuna kafa

Türkiye, çok darbe gördü, çok darbe girişimi atlattı. Ama 15 Temmuz gecesi bir milattı. Böylesine sağlam bir “darbe kültürü”ne sahip bu topraklarda o gece yaşananlar darbecileri de, darbe karşıtlarını da, dünyayı da afallattı. Darbe dediğin şöyle olurdu: Liderler evlerinden alınır, medya kuruluşlarına girilir, askerin yönetime el koyduğu bildirilir, sokağa çıkma yasağı ilan edilirdi. Ve tabii boynu kıldan ince millet evinde oturur, ikinci bir emri beklerdi. Biz öyle bilirdik. Yanlış biliyormuşuz! O gecenin doğrusunu fotoğraflar anlatıyor…

Göreve gönderilen Mehmetçiklerin büyük çoğunluğu darbe yapıldığından haberdar değildi. Terör operasyonu ya da tatbikat bahanesiyle kışladan çıkartılmışlar, sokaklarda halkın direnişiyle karşılaşınca şaşkına dönmüşlerdi. Çaresizliği yüzünden okunan bir asker, Taksim.

Tatilciler hayretler içinde! Dün belki yurdun sakin bir köşesinde güneşleniyor, denize giriyorlardı. İstanbul’da uçaktan indiklerinde Sabiha Gökçen Havalimanı ve çevresinde bir kıyamet manzarasıyla karşılaşacaklarını hangisi tahmin edebilirdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanları boş bırakmama çağrısına katılım genişleyerek arttı. İlk günlerde AKP taraftarlarınca uyulduğu gözlenen davete ilerleyen günlerde toplumun tüm kesimlerinden insanlar da katıldı. Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde cumhuriyetlerine sahip çıkan vatandaşlar.

Halk, meydanı darbecilere bırakmamakta kararlıydı. O gece sokaklarda bu uğurda canını feda etmeye hazır binlerce isimsiz kahraman vardı. Atatürk Havalimanı’nın girişinde gözüpek bir vatandaş tankın önüne yatıyor.

Türkiye’de çok darbe yapılmış ama hiçbir kalkışmacı Millet Meclisi binasına dokunmamıştı. 15 Temmuz’un birçok uğursuz “ilk”inden biri de, TBMM binasının F-16’larca defalarca bombalanması oldu. Saldırıların şiddeti, ertesi gün daha iyi anlaşıldı.

“En uzun gece”nin sabahı… Herkes bir tuhaflık olduğunu ekranlarda Boğaziçi Köprüsü’nü kapatan jandarmaları görünce anlamıştı. İkna çalışmaları halkın üzerine açılan ateşle son bulmuş, çatışmalar gün ağarıncaya kadar sürmüştü. Vatandaşlar ve polis sabahın erken saatlerinde köprüyü teslim aldı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image-40-1024x559.png

Darbe gecesi F-16 uçakları ve Süper Kobra helikopterleriyle havadan, tanklar tarafından yerden defalarca saldırıya uğrayan ve halkın büyük desteğiyle direnmeye devam ettiği için birçok personelini şehit veren Ankara Emniyet Müdürlüğü, 16 Temmuz günü Türk bayrağına bürünmüş, adeta yaralarını sarmaya çalışıyor.

Darbe girişiminde halkın direnişine gölge düşüren vahim hadiseler de yaşandı. Boğaziçi Köprüsü’ndeki linç girişimi bunlar arasındaydı. Teslim olan askerler fanatiklerce kemerlerle dövüldü, içlerinden biri darp edilerek olay yerinde öldürüldü.

Halktan “demokrasi nöbeti”ne devam etmesini isteyen Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri
birleştirici mesajlar vermeye özen gösterdi. 15 Temmuz’un ardından, belki ilk birkaç gece hariç meydanlara hakim olan tek simge Türk bayrağıydı.

Boğaziçi Köprüsü’nde yaşanan kanlı gecenin sabahında, teslim olan darbecilerin terk ettiği bir tank, üzerinde kutlama yapan insanlardan görünmez durumda. Önünde bir vatandaş “zafer selfie”si çekiyor.

Muhtemelen Sabancı Polis Merkezi civarındaki çatışmalarda kullanılan terk edilmiş “darbeci bir tank”. Direnişe katılan taksici esnafının tankı tecrit eden araçları ve gecenin şokunu atlatmaya çalışan insanlar. 16 Temmuz, Üsküdar.

15 Temmuz gecesi birçok sıcak noktada siviller, askerle karşı karşıya geldi. Taksim Meydanı’ndaki hadiselerde bir vatandaş Mehmetçiği ikna etmeye çalışıyor. “Bırak silahını, dön kışlana!”

Cuntacılar tarafından saat 23:45 sularında kontrol altına alınan Taksim Meydanı, tekbir getirerek alana doğru harekete geçen kalabalık bir grubun desteğiyle, polis tarafından sabahın erken saatlerinde darbecilerden geri alındı.

Birçok yerde darbeye karışanlar yakalandıklarında TSK’nın itibarını koruma gerekçesiyle üzerlerindeki üniformalar ve askeri teçhizat çıkartılarak gözaltına alındılar. 16 Temmuz sabahı, Boğaziçi Köprüsü’nde darbe girişiminden geride kalan hazin manzara.

Milletin sokaklara dökülerek yönetime el koyma girişimlerini tehlikeye düşürdüğünü gören cuntacılar, kabusu aratmayan gecenin geç saatlerinde tankları halkın üzerine sürmekten çekinmediler. Beştepe, Ankara.

Gecenin erken saatlerinde, olasıdır ki ne olup bittiğinin henüz farkında olmayan eğlenceden dönen bir çift, fonda Taksim Meydanı’nı ablukaya alan askerlerle “hatıra selfiesi” çekiyor.

Henüz halkın üzerine ateş açılmamış ama herkes korku içinde kaçışıyor. Boğaziçi Köprüsü’nün üzerinden alçak uçarken ses hızını aşan jetlerin sonik patlamalarını duyan çevre yolunda toplanmış insanlar bombalandıklarını zannederek, kendilerini korumaya çalışıyor.

Yaşanan dehşet verici tecrübe toplumun birbirini ötekileştiren kesimlerini yakınlaştırdı. Ortak paydanın dil, din, etnik kökende değil, Cumhuriyet’in kurucu değerlerinde aranması gerektiği fikrine sıcak bakanların sayısı çoğaldı.

Darbe girişiminden birkaç gün sonra, özellikle muhafazakar ve milliyetçi cenahtan “idam isteriz” sloganları yükselmeye başladı. Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde darağacı maketi kurarak ölüm cezası lehine gösteri yapan bir grup.

Temmuz sonu itibariyle 16. gününü dolduran “demokrasi nöbetleri”nde Taksim Meydanı’nda göze çarpan renkli görüntüler, Gezi sürecindeki bazı yaratıcı eylemlerden esinlendikleri izlenimini yarattı.