Kasım
sayımız çıktı

Asla yalnız yürümeyeceksin!

Alaskalılar sosyal yaralarını sarmak için tek servetleri olan hikayelerini teknolojinin diline çevirince tarihte bir yerli halkın ürettiği ilk bilgisayar oyunu doğdu: “Never Alone”, Iñupiaqatalarının destansı hikayesini anlatıyor.

Alaska’nın ıssız bir köşesinde Kunuuksaayuka adında genç, yetenekli bir avcı varmış. Kunuuksaayuka annesiyle yalnız başına yaşarmış ve hiç açlık çekmezlermiş çünkü etrafta avlanacak bol bol ren geyiği varmış. Bir kış günü, her zamanki gibi ren geyiği eti yerlerken, bir kar fırtınası başlamış. Fakat her seferinde olduğu gibi ardından açık hava gelmemiş. Fırtına eserken göz gözü görmediği için, avlanacak zaman da değilmiş. Günler geçtikçe, yiyecek de giderek azalmaya başlamış. Nihayet bir gün Kunuuksaayuka merak etmiş, “Nedir, ah nedir acaba havayı böyle yapan?” Böylece genç avcı, sıkıca giyinerek dışarı çıkmış ve fırtınanın kaynağını bulmak için, rüzgâra karşı yürümeye başlamış.

Bu hikaye, bugün Alaska olarak bilinen bölgeye MÖ 1000 yıllarında Bering Denizi adalarından göç eden Iñupiaq halkının kadim hikayesi.

“Never Alone”, Iñupiaq dilindeki ismiyle Kisima Innitchuna (Yalnız Değilim), 86 yaşındaki Minne Gray gibi birçok Alaska yerlisiyle birlikte çalışarak hazırlanmış bir oyun ve nesiller boyu aktarılan Iñupiaq hikâyelerini anlatıyor. Bir yerli halkın ürettiği ilk video oyunu “Never Alone”, klasik bir platform oyunu. Projeyi ilk olarak hayal eden ise, 20 bin nüfuslu Alaska yerli halkının karşı karşıya kaldığı, işsizlikten alkolizme kadar birçok sorunla mücadele etmek için kurulmuş, ABD hükümeti tarafından finanse edilen bir vakıf olan CITC (Cook Bölgesi Kabile Konseyi). Birkaç yıl önce CITC, hükümetten aldığı desteğin artık yetersiz kaldığını ve kapılarını açık tutabilmek için başka bir gelir kaynağına ihtiyaç olduğunu fark etmiş. Vakfın başkanı ve CEO’su Gloria O’Neill, oyunun ortaya çıkışını şöyle anlatıyor:

“Yönetim kurulu dedi ki: ‘Hem kâr eden, hem de pozitif bir sosyal etki yaratan, önce para kazanacak ve ikinci olarak etki yaratacak bir şirket kurmanı istiyoruz’. Bunun üzerine geleneksel emlak yatırımlarından cenaze evlerine kadar her şeyi inceledik. Aynı zamanda gözüpek ve cesur olmak da istiyorduk, bu yüzden de CITC’nin nasıl daha yenilikçi olabileceğini düşünmeye başladık. Teknolojiyi nasıl kullanabilirdik? Ve kendimize sorduk, şu anda, halkımızın en büyük serveti nedir? Ve dedik ki, kültürümüz ve hikâyelerimiz.”

Geleneksel anlatı, Nuna adlı küçük bir kızın ve ona yardım eden bir kutup tilkisinin maceralarına dönüşüyor Never Alone’da. Köyünü kar fırtınasından kurtarmaya çalışan Nuna’nın yolculuğunda, karşınıza bembeyaz, ölümcül Alaska topraklarını süsleyen daha birçok geleneksel Iñupiaq hikayesi çıkıyor. Oyunun her köşesinde, bu kültürün dünya görüşüne, tarihine ve inanışlarına dair ayrıntılar var. Mesela, Nuna’yı alıp kaçırmaya çalışan ‘Kuzey Işıkları’nın yanından geçerken, Iñupiaq bölgesindeki atmosfer koşullarına dair batıl inançları aktaran bir “kültürel anlayışlar” girdisi ortaya çıkıyor. Never Alone’un yaratılmasında önemli rol oynayan, bu dönemin en önemli Alaskalı hikaye anlatıcılarından Ishmael Hope, ‘Kuzey Işıkları’nın ne anlama geldiğini şöyle açıklıyor: “Annem her zaman derdi ki, eğer dikkat etmezsen Kuzey Işıkları gökten inip kafanı kapar ve gökyüzüne çıkarıp kafanla top oynar. Kuzey Işıkları ortaya çıktığında eve girmek ya da kapüşonlarımızı takmak zorundaydık. Bu bizi güvenli tutmanın bir yoluydu.”

Bu hikayeler çocukları korkutmak için uydurulmuş basit masallar değil. Iñupiaq halkının binlerce yıl boyunca, düşman ve acımasız bir toprak üzerinde hayatta kalmasını sağlayan bilgece tavsiyeler. Aynı zamanda bu kültürün temel değerlerini de ortaya koyuyorlar: “Dayanışma (birbirine bel bağlamak), dayanıklılık (aşılması imkânsız görünen engeller karşısında direniş gösterme becerisi) ve bir nesilden diğerine aktarılan bilgeliğe ve bilgiye saygı.”

Oyun bütün yerelliği ve hakikiliğiyle sadece hakkında çok az şey bilinen bu kültürü anlatarak temellük etmiyor; aynı zamanda balina kemiklerinin üzerine yapılan çizimlerle aktarılan tarihini, yepyeni bir şekilde “X-Box” nesline taşıyor. Ishmael Hope, kabilenin yaşlılarından hikayeler dinlemeyi “gerçekten beslenmeye” benzetiyor. “Never Alone”, oyuncuyu gerçekten besleyen bir deneyim. Bir kültür dijital olarak hem muhafaza ediliyor, hem de oynaması çok eğlenceli ve öğretici bir oyun olarak bütün dünyayla paylaşılıyor.

Geleneksel ve dijital “Never Alone” adlı oyun Alaska yerlilerinin efsaneyle karışık hikayelerini başarılı grafik tasarımlarla oyun dünyasına taşıyor. Geleneksel anlatıların dijital kültür sayesinde yaygınlaşmasının son örneklerinden biri.

Geçen yüzyılın büyük kısmı boyunca yaşam alanlarının büyük şirketler tarafından talan edilmesine karşı mücadele eden ve şu anda da küresel ısınma yüzünden yaşam biçimlerinin yokolması tehlikesiyle karşı karşıya kalan Alaska yerlileri, Never Alone ile bize tarihle yüzleşmenin başka bir yolunu gösteriyor. Bu topraklar da dahil olmak üzere, yüzyıllardır zulme uğrayan azınlıkların yaşadıkları acıları anımsatırken, bu acılara saplanıp kalmayı reddediyor. Söylenecek sözler, öğrenecek dersler ve paylaşılacak hikayeler varken, “umutsuzluğa kapılmak, unutmak olmaz” diyor. Bundan daha iyi bir oyun olabilir mi?