1929 ve 1954 yıllarının Ocak-Mart ayları arasında yaşanan müthiş soğuklar, biraz da buzlarla kaplanmış Boğaz fotoğrafları sayesinde hatıralarda “büyük İstanbul kışları” olarak yer ettiler. Oysa ikisi de bütün Türkiye’yi hatta Avrupa’yı donduran yaman kışlardı. Karakışın sıkıntılarını, trajedilerini bütün ülke yaşadı. Güneş yüzünü gösterdiğinde bütün memleket derdini karda eğlenerek dağıtmaya çalıştı. Ama basının kalbi İstanbul’da atıyordu, tarihe kalan malzeme de doğal olarak İstanbul merkezli oldu. Gazetecilerin meşhur “İstanbul’a kış gelmeden Türkiye’ye kış gelmez” lafı belki de hiç o yıllardaki kadar gerçeği yansıtmamıştı…
Beyazıt’ta, İstanbul
Üniversitesi bahçesinde bir
grup kız öğrenci, ellerinde
kartoplarıyla ‘kış hatırası’
pozu veriyor, 26 Ocak 1954.
İSTANBUL’UN ESASLI KIŞLARI
Haliç’te don
Bizans kayıtlarında yer alan sert kışların en eskilerinden biri İmparator Valens’in saltanatının son yılında yaşandı. Haliç’in bazı bölgeleri buz tuttu.
401
Gazap soğukları
İmparator Arkadios döneminde 20 gün süren sert kış Haliç ve Boğaz’ı kısmen dondurdu. Bizanslılar soğukların Tanrı’nın verdiği bir ceza olduğuna inandı.
739
İsa indi, kış vurdu
Boğaziçi buzlarla kaplandı. Halk bu sefer, saray kapısının üzerindeki İsa tasvirini indirten İmparator III. Leon’u şiddetli kışın baş sorumlusu ilan etti.
753
Boğaz’a dönen buzlar
Marmara’da Karadeniz’den gelen buz kütleleri görüldü. Haliç ve Salıpazarı önündeki buzlar daha sonra akıntının etkisiyle Boğaziçi kıyılarına sürüklendi.
755
Surlar hasar gördü
Boğaziçi, Haliç ve Karadeniz’in bir bölümü dondu. Buzullar, Sarayburnu ve Cankurtaran tarafındaki deniz surlarına hasar verdi.
763
Buzul kaleleri
Tarihçi Theofanes ve Zonoras’a göre İstanbul’da yaşanan en sert kışlardandı. Rivayete göre donan denizdeki devasa buzlar şehir surları yüksekliğine erişti.
928
En uzun kış
Dört ay süren kış şehir ahalisini eve hapsetti. Şehir ıssızlığa gömüldü, kiliseler günlerce açılmadı. Felaketin bir an önce bitmesi için ayinler düzenlendi.
1573
Ekmek ateş pahası
Kış çok sert geçti. Un tedariğinde zorluk yaşadıklarını öne süren fırıncılar narh istedi, ekmek fiyatları yükseldi, ekmek sıkıntısı başgösterdi.
1595
Kar altında 19 tabut
Halk kış afetini III. Mehmet’in 19 kardeşini boğdurmasına yordu. Rivayete göre 27 Ocak 1595 günü lapa lapa kar yağarken saraydan 19 tabut çıkıyordu.
1621
Şehzadenin ahı tuttu
Haliç ve Boğaz buzla kaplandı, Sarayburnu-Üsküdar arası dondu. Bu kez karakışın nedeni II. Osman’ın 15 yaşındaki Şehzade Mehmet’i boğdurmasıydı.
1689
Haziran’da soğuk duş
Haziran ayındaki şiddetli fırtına İstanbul kıyılarını vurdu. Boğaz sahillerinde ve kayıkhanelerde büyük hasara ve 500’den fazla can kaybına neden oldu.
1658
Vakanüvisin kış notu
Boğaz buz kesince Seyyid Hakim Efendi tarihe not düştü: “Buz üstünden geçen bir kimse geldi dedi tarihin/Deniz altmış sekizde dondu buzdan bendeniz geçtim.
1739-1740
Eksik oruç, feci kış
Kış 1739 sonundan 1740 Şubatına dek sürdü. Halk afeti, bayramın ilk günüyle arifenin karıştırılmasına, I. Mahmud dahil herkesin eksik oruç tutmasına bağladı.
1751
Kar çatıları çökertti
Selli, kasırgalı, vebalı sonbaharı, karlı kıyametlı bir kış izledi. Ağaçlar köklerinden koparak sürükeklendi, damlarda biriken kar nedeniyle evlerin çatıları çöktü.
1755
Padişahla gelen soğuk
Yılın başında, III. Osman’ın tahta çıkışından sonra başlayan 20 günlük soğuklar İstanbullular tarafından saltanat değişikliğinin uğursuzluğuna bağlandı.
1779
Eyüp, Hasköy dondu
İstanbul limanının bir bölümüyle Eyüp ile Hasköy arasındaki bölge dondu. Halk bu bölgelerden yürüyerek karşı kıyıya geçti.
1785
Gemi batıran fırtına
Şubat ayında çok şiddetli bir fırtına oldu. Birkaç dakika içinde Boğaz’da 30’dan fazla sandal, Boğaz’ın Karadeniz’e açıldığı noktada 17 gemi battı.
1805
Beyaza kesen Nisan
Nisan ayında İstanbul günlerce süren kar yağışının etkisiyle ıssızlığa gömüldü. Şiddetli soğuk yüzünden şehirde gıda kıtlığı yaşandı.
1811
Felaket yağmurları
Aşırı yağışların sebep olduğu sel baskınlarında Eyüp, Aksaray ve Beşiktaş büyük zarar gördü. Dükkanlar kullanılamaz, evler oturulamaz hale geldi.
1823 ve 1857
Yakacak sıkıntısı
Her iki yılın kışında da Haliç dondu. 1857’de Mühendis Mektebi hocası Bostancızade Mustafa Efendi arabasıyla karşıya geçerek tarihe not düştü.
1862 ve 1878
Sular dondu, susuz kalındı
Haliç ve Boğaziçi irili ufaklı buzlarla kaplandı. 1878’de şehrin su kaynakları donunca şehirde büyük bir su sıkıntısı yaşandı.
1918
Savaş ve karakış
1. Dünya Savaşı’nın sonlarında tüm dünyada çok soğuk bir kış yaşandı. 15 Ocak’ta başlayan kar yağışı İstanbul’daki savaş yokluğunu artırdı, vapular mahsur kaldı.
1927
Esas kışın öncüsü
İstanbul’un sayılı kışlarından biri yaşandı. Şehrin maruz kaldığı yoğun kar yağışı, adeta iki sene sonra gelecek olan dehşetli soğukların habercisi oldu.
1928
Tuna’dan inen buzlar
Tuna nehri buz tuttu, çözülen buz parçaları Karadeniz’den Boğaz’a ve Haliç’in ağzına kadar indi. Bu nedenle 1928 ve 1929 kışları hep birbirine karıştırıldı.