MABEYN DAİRESİ Ara bölüm. Selamlık ve Harem arasındaki daire. Konaklarda iki ana bölümü birbirinden ayıran bir mabeyn odası ya da sofası vardı. Burası, selamlıktaki yabancı erkek ve uşaklarla Haremdeki kadınların karşılaşmalarını, konuşmaların duyulmasını engellerdi. Konak ve evsahipleri erkek konukları olmadığı zamanlarda vakitlerini mabeyn odasında, ailenin kadın ve çocuklarıyla geçirirlerdi. 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılan yeni konak ve saraylarda sofa ve odalar eklendi ve bu bölüme mabeyn dairesi denildi. Bu yenilik, aile yaşamında ve konuk kabulünde kadın-erkek ilişkilerinin çağdaş bir sürece girmekte olduğunu gösteren bir gelişmeydi. Yeni mekân anlayışının ilk önemli yapıları ise Dolmabahçe, Beylerbeyi, Çırağan Sarayları oldu. II. Abdülhamid istibdad yıllarında günlük çalışmalarını Yıldız Sarayı’nın bir saray büyüklüğündeki Büyük Mabeyn dairesinde yürüttüğü gibi, Yıldız Sarayı’nda da bir de Küçük Mabeyn Dairesi vardı.
MESKÛKAT Madeni paralar. Sikke sözcüğünden üretilen bu terim, daha çok Osmanlı paraları dışındaki (Selçuklu, İlhanlı, Mağrip paraları gibi) tedavülde olmayan arkeolojik değerli altın- gümüş-bronz-bakır paralar için kullanılmıştır.
MİNYATÜR (İtalyanca minyatura) Yazma kitaplara, özel bir teknikle yapılan suluboya resim. Türk minyatürcülüğü 16-17. yüzyıllar boyunca gelenekçi çizgisinden ayrılmadı. 18. yüzyılda ise Levnî bu sanata yeni bir bakışla perspektif ve figüratif boyutlar kazandırdı. 19. yüzyıla gelindiğinde resimli kitapların pahalılığı, Batı tekniği resim anlayışının benimsenmesi, fotoğrafın baskıya girmesi sonucu minyatür giderek unutuldu.
Surname-i Vehbi’de
Levnî minyatürleri
Padişah III. Ahmed’in
dört oğlunun 1720’de
gerçekleşen ve 15 gün süren
sünnet şenliklerini anlatan
eseri şair Seyyid Vehbi
yazmış, minyatürlerini
Levnî yapmıştı.