İnsanın yıldızlara ulaşma hayali ve merakı tarih boyunca savaşlar ve ekonomik krizlerle kesintiye uğradı; bitmek bilmez rekabetle tekrar tekrar tetiklendi. Uzaydaki ilklerin bir bir ABD ve SSCB’nin hanesine yazıldığı yıllar, yavaş yavaş geride kaldı. Soğuk Savaş yıllarının rakipleri, bir süredir başka alanlarda çekişmeye devam etse de, uzayda işbirliğini öne çıkarıyor. Günümüzün büyük rekabeti ise yine askerî alanda ve iletişim sektöründe. Değişen aktörleri ve hedefleriyle uzay yarışının geçmişi ve bugünü…
RONİ MİDYAT
İnsanların -edebiyat ve kurgunun ötesinde- uzaya gitmekle ilgili ilk düşünceleri 19. yüzyılda ortaya çıkmaya başladı. H. G. Wells gibi yazarların dönemine göre fütüristik, fakat bugüne göre gerçekçi varsayımlar sunan kitapları o kadar popüler olmuştu ki insanlar gerçekten Dünya’nın sınırlarıyla yetinmeye mahkum olmadıklarına kanaat getirdiler.
Bu yolda ilk adımı atanlardan bahsederken, adı anılmadan geçilemeyecek kişilerden biri, roket biliminin kurucusu kabul edilen Rus biliminsanı Konstantin Tsiolkovski idi. 1857 doğumlu kaşif, en önemli eseri Kozmik Uzayın Tepkili Motorlarla Keşfi’nde, sıvı yakıtla çalışan yeterince güçlü bir roketin Dünya’nın yerçekiminden kurtularak diğer gezegenlere ulaşabileceğini teorik olarak açıklayarak çığır açtı. Tsiolkovski, Dünya’nın çekiminden kurtulmak için gereken hızı doğru olarak hesaplamış; roket yakıtı olarak daha sonra gerçekten de kullanılacak olan sıvı oksijen ve sıvı hidrojeni de önermişti. 1926’da Amerikalı Robert H. Goddard, onun fikirlerini hayata geçirerek dünyanın ilk sıvı yakıtlı roketini imal etti.
Yazının devamını okumak için #tarih‘in Kasım-Aralık 2021 sayısını buradan satın alabilirsiniz.