Muhlis Bey, Mithat ve Mirsat, Arap Kadri, Canavar Koyun Orhan, Press Bey gibi unutulmaz tiplemelerin çizer babası Latif Demirci’yi henüz 61 yaşındayken kaybettik. Hayatın tam ortasından çizgileri ve kutuplaşmanın en ağır olduğu dönemlerde bile herkese dokunabilen mizahıyla, eleştirdiklerimize bile sevecen bir şekilde yaklaşabileceğimizin kanıtıydı.
Latif Demirci, 11-12 yaşlarında bir çocukken alıp eline karikatürlerini, üzerinde ütülü kısa pantolonu, Çevre Tiyatrosu’nun kapısını çaldı. Yıl 1973. Altan Erbulak’ın karikatürleriyle ortalığı kasıp kavurduğu yıllar. Demirci “Herhalde birkaç senedir karikatürle yatıp kalktığım için kendimi onunla meslektaş zannetmiştim” diye hatırlıyor o günü. Erbulak da onu kırmayıp, çizdikleriyle ilgili yorumlarını iletmiş bir sene boyunca. İlk ustasından sonra 14 yaşındayken Oğuz Aral okulu ve Gırgır günleri başladı. 47 yıl hiç durmadan üreterek geçecek bir kariyerin ilk günleri…
Fırt’ta “Tarzan”, Gırgır’da esprilerini Behiç Pek’in bulduğu “Muhlis Bey” ve ardından “Arap Kadri” tipleriyle artık geniş kitlelerce tanınır hâle geldi. Bir yandan haftalık karikatür dergilerine çizerken bir yandan da Yeni Gündem, Nokta, Panorama, Gazete Pazar, Söz gibi siyasi yayınlarda gündemin ağır havasını dağıtıyordu o günlerde. “Ağlanacak hâllere güldürmek” onun özel yeteneğiydi. Kuruculuğunu yaptığı Hıbır ve onun devamı HBR Maymun dergilerinin kapanmasından sonra, gazete çizerliğiyle birlikte yalnız buraya yönelmişti zaten. Aralarda çizdiklerini derleyip albüm hâline getirmiş; National Geoglathif ile hayvanlarla insanların ilişkilerini, Çeviren Latif Demirci ile dünya resim sanatını kendi tarzıyla birleştirmişti.
Neredeyse 20 yıl boyunca her gün, Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinden birinin, Hürriyet’in baş sayfasında, okurların ilk gördüğü kişi olmak, eleştiriyi kırıp dökmeden dillendirmek, herkesin ağladığı bir gün acı da olsa yüzlere bir gülümseme yerleştirmek, bunu yaparken de mesleğin namusuna halel getirmemek için çok hassas bir terazide ölçülen bir zarafete, çok keskin bir zekaya ve neredeyse bütün bir hayatı adayacak noktada çalışkanlığa ve ne olursa olsun biraz da iyimserliğe ihtiyaç vardı. Bunların hepsini biraraya getirebilen nadir insanlardan biri olarak, dünya çapında bir sanatçı olarak hafızalarımızda kayıtlı kalacak Latif Demirci. Ve böyle insanların önünde hiçbir gücün duramayacağının kanıtı olarak yaşayacak…