Kasım
sayımız çıktı

‘Cumhuriyetin Yüzü’ sergisi: 100 yıllık kültür/sanat mirası

KÜLTÜREL ATILIMIN KÖŞE TAŞLARI

Borusan Kocabıyık Vakfı’nın “Cumhuriyetin Yüzü” sergisi 26 Ekim 2023 tarihinde açılıyor. Sergi, 1923 sonrası, özellikle ilk 20 yılda yaşanan kültürel devrimin öne çıkan eserlerini, görüntülerini ve belgelerini biraraya getiriyor. Küratörlüğünü İzzeddin Çalışlar’ın, danışmanlığını ise Prof. Dr. Haluk Oral’ın yaptığı sergi 3 Mart’a kadar açık kalacak.

Türkiye için 1923 sonrası yaşanan dönem çok boyutlu bir toplumsal dönüşümü ifade ediyordu. Özellikle ilk 10 yılda yaşananlar, tarihte benzerine nadiren rastlanabilecek bir kültür devrimi hareketiydi. Yönetim kadrolarının hızlı kalkınma ve çağdaşlaşma çabası, farklı alanlarda devinim oluşturmuş, kentsel kesimden kırsal kesime yayılan sanat ve estetik arayışları da bu hareketin paydaşı olmuştu.

Borusan Kocabıyık Vakfı’nın “Cumhuriyetin Yüzü” başlıklı sergisi, bu dönemin güzel sanatlar, grafik ve mimari tasarım, sahne sanatları, müzecilik, arkeoloji konularına bakışını yansıtan bir içeriğe sahip. Sergi, 100 yıl önceki kurtuluş ve kuruluş evrelerinin sonraki dönemlerdeki kültürel-sanatsal etkisine özel bir vurgu yapıyor. Galataport’ta düzenlenen serginin küratörü İzzeddin Çalışlar, danışmanı ise Prof. Dr. Haluk Oral.

“Cumhuriyetin Yüzü” esas olarak bir sanat sergisi değil, yakın tarihe farklı bir pencereden bakış yöntemi olarak tasarlandı. Özellikle cumhuriyetin ilanını izleyen ilk 20 yılda yaşanan toplumsal ve kültürel dönüşümün izleri temel alındı. Sergi bu döneme, dönüşümü yansıtan sanat ürünleri üzerinden odaklanırken; bu kapsam dışındaki “gündelik” anı, iz ve belgeleri de biraraya getirerek özgün bir envanter oluşturmayı hedefliyor.

Album_1
1933’te Aydın’da Cumhuriyet Bayramı kutlamasında öğrenciler

Topkapı Sarayı’nın müzeleştirilmesi, toplanan eserlerle aynı yıl Etnografya Müzesi’nin açılması, 1926’da Konya Âsarı Atika Müzesi’nin açılarak Selçuklu sanatının ve Güzel Sanatlar Akademisi’nin yeniden yapılandırılması, Ayasofya’nın müzeleştirilmesi ve kurulan Türk Süsleme Sanatları Okulu’yla sanat eğitiminin halkla buluşması, neredeyse devletin yeniden yapılanması kadar önemsenmişti. 

Cumhuriyetin 10. yılı için sanatçıların seferber edilmesi ve düzenlenen yurt gezileri, plastik sanatlardaki atılımların en önemli kaynağı oldu. Sanatçıları Anadolu’nun gerçekliğiyle buluşturan bu hareket, sanat sergilerine ivme kattı, bugün büyük usta olarak anılan birçok sanatçıya kişisel biçemini kazandırdı. 1937’de Dolmabahçe Sarayı’nın veliaht dairesinin Resim ve Heykel Müzesi’ne tahsisi de bir Atatürk emriyle olmuştu. 

Plastik sanatlarda D Grubu ve Yeniler, mimari tasarımda ulusal akımlar, Ankara’daki yeni başkent, şehirlerin heykellerle buluşması, yayıncılıktaki çeşitlenmeyle grafik sanatlarda görünen biçem zenginliği, sinema-fotoğraf-operadaki girişimler, çoksesli müzikte Türk Beşleri, arkeolojik kazılar ve birbiri ardına açılan müzelerle sanat eğitiminin yayılmasına verilen önem, bu dönemi ayırtedici kılan özelliklerin başında geliyor. 

“Cumhuriyetin Yüzü” sergisi genellikle akademik bakışın kapsamına girmekte zorlanan alanları da işin içine katarak özgün bir seçki ortaya koyuyor ve temel malzemesi sanat ürünleri olan bir sergi olmayı amaçlıyor. Sergi, Harf Devrimi’yle kaligrafiden tipografiye geçişi, sosyalist gerçeklik ve Bauhaus gibi dönemin akımlarına açılmayı, Osmanlı estetiğinden Batı modernizmine uzanan dönemeçleri yansıtan çok sayıda efemerayı birarada sunuyor. 

Modern Türkiye’nin kentleşme dinamikleri, 1930’ların mimari kültürü ve ideolojisinin doğrudan yansıdığı Ankara gibi, 1927 sonrasında İstanbul’un yaşadığı kentleşme deneyimi de sergide işlenen konular arasında. 

“Cumhuriyetin Yüzü”ndeki seçki kurumsal koleksiyonlardan çok kişisel arşiv ve koleksiyonlardan yararlanılarak oluşturuldu. Küratör ve danışmanının arşivlerinin yanında Osmantar Erkır, Ömer Durmaz, Zeliha Berksoy, Sinan Genim, Necmi Sönmez ve Fahri Özdemir katkı sundular. Bunların yanında İnönü Vakfı, İBB ve Borusan Contemporary de kurumsal anlamda seçkiye değerli katkılarda bulundular. Bir döneme saygı duruşu.