Kasım
sayımız çıktı

6-7 Eylül olayları ve bilinmeyen belgeler

1955’te Türkiye, gayrimüslimlere ait İstanbul’da çok sayıda işyerinin tahribi, yağmalar ve cinayetlerle sarsılmıştı. Olayların ardından başlayan yargılama ve yeniden imar süreçlerine dair yeni belgeler ortaya çıktı.

Bundan altmışbir yıl önce meydana gelen 6/7 Ey­lül Olayları, İstanbul’da­ki yıkım ve yağma hareketleri üzerine son yıllarda hem Türki­ye’de hem de Yunanistan’da pek çok yayın yapıldı. Tarih Vak­fı’nın yayımladığı Fahri Çoker Arşivi fotoğraflarından meyda­na gelen albüm (6-7 Eylül Olay­ları Fotoğraflar-Belgeler, Fahri Çoker Arşivi, İstanbul 2005, 440 sayfa.) ile gazeteci Dimit­rios Kaloumenos’un çektiği fo­toğraflardan meydana gelen, Atina’da yayımlanan kitap (The Crucifixion of Christianity, At­hens, 1991, 254 sayfa.) bu olay­ların önde gelen görsel ve belge­sel kaynaklarını oluşturdu.

6_7 Eylül belge 1
1959’da hazırlandı Olaylardan dört yıl sonra hazırlanabilen ve 6-7 Eylül’de tahrip edilen kiliselerin listesini veren resmî belgeler…
6_7 Eylül belge 3

Bu ve benzeri kitaplarda rast gelmediğim ve elime geçen bazı belgeleri paylaşmak isti­yorum. İlk iki belge 6-7 Eylül olaylarında sonra Batılı devlet­lerden gelen baskılar sonucu ki­liselerde yapılan tahribatın kar­şılanması için Vakıflar Genel Müdürlüğü için hazırlanmış, tahrip olan kiliselerin heyetleri­nin sundukları raporları ve bah­se konu kiliseleri bildiren iki di­lekçedir. Bu listeler tahrip olan kiliseleri ve İstanbul’un hangi semtinde olduklarını gösterme­si bakımından önemlidir.

6_7 Eylül Galatasaray

Üçüncü belge ise diplomat, büyükelçi ve eski Dışişleri Ba­kanı Coşkun Kırca’nın 1961 yı­lında o zamanlar kayınpederi olan Prof. Dr. Fuad Köprülü’ye yazdığı mektuptur. 18 Haziran 1960’ta Yüksek Adalet Divanı ve Yüksek Soruşturma Kuru­lu’nun oluşturduğu 7. Soruştur­ma Kurulu tarafından yargıla­ma süreci gerçekleşmiştir. İlk etapta Fuad Köprülü ve Fahret­tin Kerim Gökay dava dışında tutulmuşlar, ama sonra yapılan itirazlar sonucu tutklanmış­lardır. Köprülü “Ben vicdanen müsterih bulunuyorum ve suç­suz olduğuma inanıyorum. El­bette adalet tecelli edecektir” diye gazetecilere beyanat ver­miş ve tutuklanmıştır. Köprü­lü’nün suçsuz bulunması nede­niyle damadı Coşkun Kırca’nın yazdığı mektup bu konunun ai­le içinde de sorunlar yarattığını görteren bir belgedir.

COŞKUN KIRCA’NIN KAYINPEDERİ FUAD KÖPRÜLÜ’YE

‘Kızımın dedesi alnının akıyla bu davadan çıktı’

“İstanbul Klübü, Beyoğlu

İstanbul, 18 Eylül 1961

Beyefendi,

6-7 Eylül dâvâsında hakkınız­da verilmiş olan beraet kararının gerekçesini okudum.

Köprülü _ Kırca mektup

Hakkınızdaki karar ittifakla verilmiş olup müdafaanızın bütün esasları hâkimler tarafından benimsenmiş ve bu hadiselerde hiçbir mes’uliyet payınızın bu­lunmadığı tam bir sarahatle ifâde edilmiştir.

Bu meseledeki suçsuzluğu­nuza tam bir vicdani kanaatle kaani bulunmuş bir insan sıfatiyle, kızımın dedesinin bu dâvâdan alnının akıyla çıkmış olmasından duyduğum büyük memnuniyeti size bildirmek istedim.

Hürmetlerimle…(Coşkun Kırca)

P.S.: Divân, Fahreddin Kerim Gökay’ın vazifesini ihmalden suçlu olduğunu ve müdafaası­nın yetersiz olduğunu söylüyor; ancak, hakkındaki dâvâ, son Af kanunu şumulüne girdiğinden düşmüş bulunuyor. Sizin ve Gökay’ın aranızdaki bu fark da calibi dikkattir C.K.”