Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Sinan Çuluk

‘Ecnebiler’in Hagia Sofia’sı Türkler’in Ayasofya Camii

Yaklaşık 1500 yıl önce yapılan Ayasofya, dünyanın en önde gelen anıt eserlerinden. Gerek 1453’ten önce gerekse cami olduktan sonra bu mekanla ilgili tartışmalar hep devam etti. Bugün de yeni yapılan giriş kapısı, üst katları, farklı ücret uygulamalarıyla gündemde. Bu müstesna yapının dünden bugüne uzanan ibadet, ziyaret, çizim ve kullanım macerası.

Osmanlı’da ‘gâvur’a dayatılan ayrımcı bir uygulama: Cizye

Osmanlılar’da gayrimüslimlerden alınan cizye vergisi, 1855’te kaldırılıncaya kadar devletin en önemli gelir kalemlerinden biri oldu. Asırlarca İslâmiyet’e göre “nas” olarak kabul edilen ve değiştirilmesi, ilgası akla bile getirilmeyen cizyenin kaldırılması, Kırım Savaşı’ndan itibaren Batı’nın dayattığı şartlar sonucu gerçekleşmişti. Kaybolan belgelerin izinde…

Fransız Devrimi’nden 86 yıl günümüzden 320 yıl önce İstanbul’da cumhuriyet fikri

Tarihimize “Edirne Vak’ası” olarak geçen ve İstanbul’da kendiliğinden hareketin kitlesel bir kalkışmaya dönüştüğü isyan, Padişah 2. Mustafa’nın tahttan indirilmesiyle sonuçlandı. Binlerce asker, ulema ve halkın katılımıyla 2 aydan uzun süren, çok az kişinin kanının döküldüğü hareketin kahramanı Çalık Ahmed Ağa, dönemin tarihçisi Naima tarafından “cumhuriyet rejimi”ni istemekle suçlanacaktı.

‘Kullanışlı’ bir kutuplaşma: Dinî tutuculuk – bağnazlık

17. yüzyılın ilk yarısından itibaren Osmanlı iktidarını ve sokağı etkileyen Kadızadeliler hareketi, ıslahat hareketlerini hedef almış; bunları dinî yönden baskılamıştı. Yeniliklerin toplumda kabul görmesi üzerine bunlara en çok rağbet gösterenler, bir zamanlar bunları engellemeye çalışanlar oldu! Zaten bağnazlığın ince taraflarından biri de buydu.

‘Ölürse ne güzel! Ölmezse yerim için garanti isterim’

3. Selim dönemine ait 1805 tarihli mektupta, ahlaksız ve insanlıktan uzak bir anlayışın normalleştirildiğine tanık oluyoruz. Mehmed Sadık Efendi, vekili olduğu kadı efendiye, bulunduğu kazadaki Hacı Bakioğlu Abiş adlı tüccarın ölüm döşeğinde olduğunu gayet “mutlu ve sevinçli bir şekilde” bildiriyor ve parasına nasıl elkonacağıyla ilgili fikirlerini açıkça paylaşıyor.

Mizancı Murad’ın azarı: Arap Türkten üstündür!

Döneminin önde gelen yazar-politikacı ve gazetecisi Mizancı Murad, 1908’de kaleme aldığı makalede “Eşitlik iddiasında bile bulunmuyoruz. Her zaman soylu Arap kavmini kendimizden yüksek, kendimizden saygın, yani asıl anamız bilerek saygıda kusur etmiyoruz” diye yazmıştı.