Aralık
sayımız çıktı

Bir giydirilip bir çıkarıldı ‘şapka’ kafaları karıştırdı

Yıllardır Bitmeyen Bir Dil Sorunu: "ˆ"

Arap harflerinden Latin harflerine geçmek gibi güç sayılabilecek bir işi görece başarılı ve hızlı bir şekilde hayata geçiren Harf Devrimi, hem yazı hem de konuşma dilinde günümüzde etkileri hâla devam eden bazı tartışmaları beraberinde getirdi. Bunlardan biri de kamuoyunda “şapka” olarak bilinen işaretin kullanılıp kullanılmayacağı üzerine.

Babam 12 Eylül 1980 Darbesini izleyen dönemde bir gün “şapkaların” kaldırıldığını ve nüfus cüzdanımda isim değişikliği yapılacağını söyledi. Halk arasında yaygın kullanımıyla “şapka” olarak bilinen düzeltme işaretiyle “Sûha” olan ismim artık “Suha” olarak yazılacaktı. İşgüzar Nüfus Müdürlüğü tarafından ismimden şapka çıkarıldı. 16 yaşına kadar büyük bir fiyakayla taşıdığım şapkam elimden alınmıştı. Şaşkınlıkla karışık ince bir hüzün hissetmiştim o dönemde. Oysa şapkaların kaldırılması yolunda hiçbir yasal değişiklik yapılmamıştı; bu tamamen fısıltı gazetesi ile yayılan uydurma bir bilgiydi. 12 Eylül sonrası dönemde Danışma Meclisi Genel Kurulu’nda gündeme gelse de şapka işaretinin kaldırılması teklifi kabul edilmemişti.

Türk Dil Kurumu’nun kendi kaynakları arasındaki çelişkiler kafa karışıklığının bugüne dek sürmesine neden oldu (örneğin bir dönem Güncel Türkçe Sözlük’te “yadigâr” yazılırken, Büyük Türkçe Sözlük’te ise “yâdigâr” diye kayıtlıydı; günümüzde her iki yayında da “yadigâr” yazıyor).

Düzeltme işaretinin
kullanılacağı yerler
1. Yazılışları bir, anlamları ve söylenişleri ayrı
olan kelimeleri ayırt etmek için okunuşları uzun
olan ünlülerin üzerine konur:
adem (yokluk), âdem (insan); adet (sayı), âdet
(gelenek, alışkanlık); hala (babanın kız kardeşi),
hâlâ (henüz)
2. Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım
kelimelerle özel adlarda bulunan ince “g”, “k” ünsüzlerinden sonra gelen “a” ve “u” ünlüleri
üzerine konur:
dergâh, gâvur, karargâh, tezgâh, yadigâr, Nigâr;
dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri vb. kişi
ve yer adlarında ince “l” ünsüzünden sonra
gelen “a” ve “u” ünlüleri de düzeltme işareti ile
yazılır: Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye,
Lâdikvb.
3. Nispet ekinin, belirtme durumu ve iyelik
ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır:
(Türk) askeri ve askerî (okul), (fizik) ilmi ve İlmî
(tartışmalar), (Atatürk’ün) resmi ve resmî
(kuruluşlar) vb.

1990’larda bu tartışma daha da alevlendi. Şiar Yalçın 9 Eylül 1994’te Milliyet gazetesinde yayımlanan köşe yazısında, “… şimdilerde okullarda ve gramer kitaplarında galiba ‘düzeltme imi’ diye öğretilen ^ işareti yüzünden güzel dilimize büyük darbeler indirilmiş, yeni kuşaklar uzun ve kısa ünlüleri, kalın ve ince ‘k’ ve ‘l’leri ayırt edemez olmuşlardır” diyordu. Bu işaretin bazı ünlüleri uzun okutmak, bazılarını ise inceltmek için kullanılmasını eleştiren Yalçın, yetkililerin “bu şapkaları bir giydirip bir çıkarmasının hem çocukların hem büyüklerin aklını karıştırdığını” savunmuştu.

2000’li yıllara kadar “şap­kalar kaldırıldı mı kaldırılmadı mı” tartışmaları devam etti ve nihayet TDK, 2005’te yayım­lanan Yazım Kılavuzu’nda Batı kaynaklı kelimelerde (plaket, lokal, flama, plaj, plastik, reklam ve plan vb.) inceltme görevinde olan şapka işaretinin kullanıl­mamasına karar verdi.

Şapka işareti Türkçemi­ze giren Arapça-Farsça kökenli aynı harflerden oluştuğu hâlde farklı anlam taşıyan (kar-kâr, adet-âdet, varis-vâris gibi) söz­cükleri birbirinden ayırt etmek için kullanılmaktadır. Dilbilim­ciler 100 bin kelimelik Türkçe söz varlığında inceltme işare­tiyle yazılması gereken sözcük sayısının yaklaşık 250 olduğunu belirtiyor.

Eğitim sistemimiz yazı dili­ne yaslanır ve konuşma dili hep ihmal edilmiştir. Düzeltme işa­retinin varlığı, sözcüklerin te­laffuzunda bize rehberlik etme­si bakımından önem taşır.

Cemal Süreya’nın Şapkam Dolu Çiçekle kitabına atıfla, Sû­ha’nın yitirmiş olduğu şapkası, hâlâ çiçeklerle dolu.