Eğer 99 yıl önce İstanbul’da hazırlıkları başlayan ama yarım kalan “Bir İstanbul Hikayesi” adlı sessiz sinema projesi tamamlanabilseydi, bugün Greta Garbo’nun başrolde oynadığı bu filmi herhalde hepimiz biliyor olacaktık. Kayıp senaryosu 2011’de bulunan ve birçok başka projeye ilham veren “Bir İstanbul Hikayesi”nin ayrıntıları.
Aralık 1924’te henüz 19 yaşındaki İsveçli oyuncu Greta Garbo (1905-1990), İstanbul Pera Palas’taki odasından arkadaşı Vera Schmiterlöw’e şöyle yazdı:
“İşte sana kasvetli bir Türk kadınından birkaç satır. İnan bana, çok kötü burası; yağmur yağıyor, her şey lanetli. Pislik inanılır gibi değil. Ne zaman sokağa çıksan ayağının altında dolaşan hayvanlardan söz etmiyorum bile. Burada insanlar o kadar yavaş çalışıyor ki, Stiller (ünlü yönetmen) bile işleri hızlandıramıyor. Burada çirkinleşiyorum, inan bana…”
Ancak bu mektup, bardağın boş tarafını gösteriyordu. Greta Garbo’nun biyografi yazarlarından biri, aynı genç kadın için “bu tuhaf İstanbul şehrinde bulunduğu için heyecanlıydı” diye yazmıştı: “Dar, eğri büğrü sokakları, sokak kenarlarındaki küçük dükkanları keşfetmek için yerinde duramıyordu.” Bir başka mektuba göre ise “Garbo İstanbul’da kuzu kürkünden yapılmış bir manto deniyor; küçük rehberi ‘Muhammed’ onu bekliyor; Kapalıçarşı’da babasının mağazasına götürecek (Muhammed’in işine gelen her yerde ‘babaları’ var).”
Kasım sayısı tüm Türkiye’de bayide ve web sitemizde!