Kasım
sayımız çıktı

Cumhuriyetin büyük atılımı mektep sıralarında yaşandı

EĞİTİMDE SEFERBERLİK YILLARI

Atatürk’ün çizdiği eğitim politikası, sisteme ve mesleğe dayandırılmıştı: “Mektep genç dimağlara insanlığa hürmeti, millet ve memlekete muhabbeti, şerefli istiklali öğretmeli. En mühim vazife, maarif işleri olmalı. Öğretme vazifesi güvenilir ellere teslim edilmeli. Muallimlik diğer yüksek meslekler gibi, refah teminine müsait bir meslek haline konmalı” idi.

Bu dönemde milli ve laik eğitimin öncüsü Mustafa Necati Bey başta olmak üzere, cumhuriyetinöncü aydınları, öğretmenliği bir meslek haysiyetine kavuşturacak adımlar atmış; Öğretim Birliği Yasası’nı (Tevhid-i Tedrisat) uygulamaya koymuş; Harf Devrimi ile kitle eğitiminin temellerini atmıştı. Eğitim, o dönemde bir bilim ve uzmanlık işi olarak görülüyordu. Sorun yalnızca okuma-yazma kıtlığı olarak ele alınmamıştı. Yeni Türkiye’nin temeline kültür konulmuş; Millet Mektepleri ve Halkevleri yetmeyince Köy Enstitüleri ile toplumun kalkındırılması eğitim yoluyla sağlanmaya çalışılmıştı.

Mondros (1918) ve Sevr (1920) Antlaşmaları’nı imzalayarak yıkılışını dünyaya duyuran Osmanlı Devleti, Türk halkını işgal, salgın, yoksulluk ve cehalet içinde bırakarak tarih sahnesinden çekilmişti.

Egitim_1
“Başöğretmen” Mustafa Kemal Atatürk, Kayseri’de yeni harfleri öğretiyor (20 Eylül 1928). (CENGİZ KAHRAMAN ARŞİVİ)