Genco Erkal ilk defa 1965’te sahnelediği ve Türkiye’nin ilk tek kişilik oyunu olan Bir Delinin Hatıra Defteri’ni tekrar seyircilere açtı. 77 yaşındaki sanatçı “Kendimi hâlâ 27 yaşında görüyorum. Ama 77 yıl yaşamış bir 27 yaş” diyor.
Tiyatronun ustalarından Genco Erkal, bundan 49 yıl önce 27 yaşındadır. Kent Oyuncuları’nda çalışmış, Arena Tiyatrosu’nda Aslan Asker Şvayk ile ilk ödülünü kazanmıştır. Kenterler’de ilk yönetmenlik deneyimini yaşamış, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda Keşanlı Ali Destanı’nın dünya prömiyerini yönetmiş ve oynamıştır. Kendi deyimiyle “iyi kötü tanınan bir tiyatrocu”dur artık.
1965’te bir arkadaşı, Gogol’ün Bir Delinin Hatıra Defteri’nden uyarlanmış tek kişilik bir oyun metni gönderir kendisine. Metne bayılır Genco Erkal. Fakat o zamana kadar Türkiye’de tek kişilik oyun kavramı işitilmiş değildir. Oyundan Ankara Sanat Tiyatrosu’nun kurucusu ve sanat yönetmeni Asaf Çiyiltepe’ye söz eder; o da kendisine “hemen yarın başla provalara” der.
Robert Kolej mezunu Genco Erkal, o sıralar İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirmek üzeredir. Dolayısıyla sadece teatral anlamda değil, klinik anlamda da çok yakın durmaktadır hatıra defteri tutan deliye. Oyunu çalışırken, Bakırköy Akıl Hastanesi’nde ve Ankara Psikiyatri Kliniği’nde hocalarla, hastalarla konuşur.
Tiyatro çevrelerini bir merak sarmıştır. Oyun öncesi dedikodular moral bozucudur: “Bu adam ne yapıyor? Rezil olacak. Tek kişilik tiyatroymuş. Nasıl yani? Olur mu öyle şey…” Gerçekten de o yıllarda sahneye çıkıp tek kişilik bir oyun oynamak için deli olmak lazımdır. Ama o oyuna inanmış, kendine güvenmiş, “yaparım ben bunu” demiştir.
Oyunun başladığı gece kıyamet kopar. Bir-iki gün içinde tüm ayın biletleri satılır. Övgüler, ödüller birbirini izler.
Genco Erkal 1969 ve 1993’te aynı oyunu farklı dekor ve yorumlarla sergiler. Ve nihayet 2014’e gelinir. O delinin bir kez daha sahneye çıkmasının zamanı gelmiştir. Erkal son Deli’den şöyle bahsediyor: “Aksentiy İvanoviç Poprişçin’le olan dostluğumuzun, kardeşliğimizin 50. yılı bu. Döndüm dolaştım, onsuz olamadım. 50 yıl sonra bugün dördüncü yorumumu sahneliyorum. İlk Deli’nin üzerinden 50 yıl geçmiş. Hangi oyuncuya nasip olur 50 yıl arayla aynı rolü bir kez daha oynamak. Bizde yok sanıyorum, yeryüzünde de varsa bile çok ender görülen bir durumdur herhalde. Bunun tadını çıkaracağım, çünkü ben kendimi hâlâ 27 yaşında görüyorum. Ama 77 yıl yaşamış bir 27 yaş. Bütün birikimimi, deneyimimi gene Gogol’ün hizmetine vererek 50. yılı kutluyorum. Geçmişteki üç ayrı yorumun sentezini yaparak, onları aşmayı deneyerek, bu sefer bilge bir deliyi gündeme getiriyorum. Görmüş, geçirmiş, bir o kadar muzip, kendinle ve dünyayla dalga geçen, ama gene yalnız, kırgın, hüzünlü ve asi. En baskın özelliği bu galiba. Dünyadaki tüm haksızlıkları gören ve isyan eden, kabul etmeyen, kendine özel, şiirsel bir dünya yaratıp oraya sığınan bir deli”.
O deli, yani Genco Erkal, yarım asrı geçmiş tiyatro kariyerinin şimdilik son eserini bu sıralar Kenter Tiyatrosu’nda sergiliyor.