Rusya’da Kasım 1917’de Bolşevik Parti’nin iktidarı ele geçirmesiyle başlayan Ekim Devrimi, 20. yüzyılı şekillendiren en ciddi toplumsal olay olarak önemini ve değerini koruyor. Akademisyen Doğan Çetinkaya ile yazar Foti Benlisoy, ortaklaşa kaleme aldıkları yeni kitapları Gelecek 1917’de, bu önemin ve değerin teorik bir incelemesine girişmişler. Kitap boyunca tarih, devrim ve kültür prizmasından dönemin Rusya’sında yaşanan dönüşümleri, siyasal mücadele biçimlerini ve girift bir rota izleyen sosyal çalkantıları okuyoruz. Bunun yanı sıra Ekim Devrimi’nin bir azınlık partisinin komplocu bir darbesi mi olduğu veya devrimin yarattığı devlet şeklinin neden bir süre sonra yozlaşmaya tabi tutulduğu gibi polemikler de, kitapta işlenen konular arasında.
Yazarlar okuyucuyu, Ekim Devrimi’nin ortaya koyduğu Sovyet tipi devlet modelinin dejenere olmuş olmasının nedenlerini devrimin sebeplerinde ve kendisinde değil, onun ardından yaşanmış olan birtakım sosyo-politik süreçlerde aramaya çağırıyor. 20. yüzyılda kurulmuş ve yıkılmış olan birçok partinin ve devletin kutbu olan Ekim Devrimi üzerine okuma ve araştırma yapmak isteyenler için bu kitap önemli bir kaynak olacak.
Felsefe ve kültür kuramı üzerine tarihsel bir inceleme
Felsefe ve kuramsal kültür üzerine günümüz çalışmalarında adı sıklıkla anılan isimlerden Peter Sloterdijk’in en kapsamlı çalışmalarından Die schrecklichen Kinder der Neuzeit (Yeniçağın Kötü Çocukları),Almanca orijinalinden başarılı bir çeviriyle Türkçeye aktarıldı. 1947 doğumlu filozof, bu kitabında zihin açıcı tezleri ile tefekkür dünyasına çağdaş bir soluk getirirken tarihi de yeniden düşündürüyor.
“İnsan, durumu kendisine açıklanması gereken bir hayvandır” cümlesiyle başladığı kitabında Peter Sloterdijk, günümüz toplumunun Avrupa özelinde bir portresini çiziyor ve onu tarihsel cetvelde yerine yerleştiriyor.
Yazar, insanlığın ‘ilerleme’ dürtüsü, ‘tarihten ders çıkarma’ kaygısı, özgürleşme gibi modern zamanların ana çerçevesini oluşturan mefhumları anekdotlarla sorguladığı kitabında tarih düşüncesine dair kışkırtıcı tartışmalara zemin açıyor. Kitap, Öndeyiş ve Sondeyiş’in haricinde altı bölümden oluşuyor. İlk beş bölüm Shakespeare’den Nietzsche’ye; Madame de Pompadour’dan, Napoléon’a ve Hitler’e kadar birçok Avrupalı özneliğinde çeşitli kültürel motifler ile insanlığa eleştirel bir ayna oluştururken, ‘Büyük Kurtuluş’ başlıklı son bölümde bir çıkış yolu sunuluyor.
Peter Sloterdijk, üretken bir isim olmanın yanında çalışmalarıyla Sigmund Freud ödülü (2005), Cicero ödülünün de (2008) aralarında bulunduğu takdirlerle birçok kez onurlandırılan bir kuramcı.