0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

İslâm kültürü ‘İslâmcılar’a bırakılamaz

Tarihte “kültür ve medeniyetin beşiği” tanımını, Ortadoğu-Anadolu hattı kadar hakeden başka coğrafya var mıdır? Uygarlığın tarih öncesinden başlayan, antik dönemlerde zenginleşen mirası en müstesna eserlerini, insanlarını hep bu topraklarda kazandı; dünyanın merkezi bu koordinatlarda kuruldu.

İslâm kültürü 'İslâmcılar'a bırakılmaz

İslâmiyet’in 7. yüzyılda başlayan önlenemez yükselişi, Anadolu’ya kadar uzanan yepyeni bir kültür sentezi, medeniyet yarattı. Malazgirt’ten çok daha önce bu topraklara ulaşan Müslümanlık, önce gönülleri fethetti. Aynı tarihlerde Kuzey Afrika üzerinden İspanya’ya ulaşan ve Endülüs medeniyetini kuran bir kol da, Avrupa’nın Ortaçağ karanlığına ışık saçtı.

Bu heyecanlı, devrimci çağın bilim insanları, düşünürleri, sanatçıları, ustaları medeniyeti yönlendirirken bugünkü Batı kültürünü de biçimlediler.

Son yıllarda uluslararası etki yaratan iki önemli etkinlik, İslâm kültürünün en yüksek özelliklerini milyonlarca insana tanıttı. Bunlardan birini İngilizler, diğerini Fransızlar gerçekleştirdi! İlki “1001 İcat – Dünyamızın Müslüman Mirası” sergisi, diğeri Louvre Müzesinde yeniden açılan İslâm Sanatları Bölümü ve Sergisi.

Paris’teki sergiyi gezdiğimde, zenginleştiğimi hissettim. Bir ilköğretim öğrencisinin bile anlayabileceği yalınlıkta, son derece kaliteli bir sunumla gerçekleşen, nefis bir sergi. Eyüp Sultan’dan çalınan muhteşem çiniler karşısında hafif fenalık geçirsem de, esas büyük sıkıntıyı, tabii “neden bizde olamıyor” noktasında yaşadım.

Neden İslâmiyet’i esas olarak bir Mızraklı İlmihal dünyası haline getirmişiz? Neden Allah sevgisinin yerini, çarpıtılmış, abartılmış bir Allah korkusu almış? Neden Biruni’yi, İbn-i Sina’yı, Razi’yi, Cabir’i bilmiyor; hacı-hocalarla sınırlı, sinirli ve çoğu zaman geri, gerici hallere düşüyoruz.

Kimileri de, “Müslümanlar öyle başlangıçta parlak bir dönem yaratıp sonradan gerilemediler. Hz. Muhammed’in .lümüyle birlikte, hatta cenazesi kalkmadan başlayan iktidar mücadelesi, kargaşa, içsavaş, kıyım, katliam Müslüman dünyada bir daha eksik olmadı. İşte bugün de yanıbaşımızda devam ediyor” görüşünde.

Doğru olabilir ama inançları istismar ederek, kutsal kitapları kullanarak saldırmak, insanları öldürmek de malum bir Haçlı geleneği. Bunu, birinin diğerinden farksızlığını veya tarihe malolmuş acı hadiseleri mazur göstermek için demiyorum. Sadece şunun için diyorum:

İslâm kültürü, hayranlık uyandıran kimliğini, kendilerini “İslâmcı” olarak niteleyenlere borçlu olmadığı gibi, onlara da bırakmamalı!

Devamını Oku

Son Haberler