Kartvizit kullanımı, 19. yüzyıl sonlarında ülkemizde de yaygınlaşmaya başlamıştı. Pek çok ailenin geçmişinde eski evrak arasında, fotoğraf albümleri içinde, büyüklerin yazı masasının çekmecelerinde yer alan ve kıymet verilmeden atılan bu kağıt parçacıkları, günümüzde önemli bir biyografik belge sayılıyor.
Ülkemizde kartvizit kullanımı, modernleşme hareketlerinin bir sonucudur. İmparatorluk döneminde özellikle İstanbul’da insanların kendilerine kartvizit bastırmaları, bu kartvizitleri birbirilerine takdim etmeleri, yani kartvizitlerin “suret-i istimâli” 1890’lı yılların başına doğrudur. Bu tarihlerde çıkmakta olan irili ufaklı bazı dergilerde, kartvizitler hakkında haberler yayınlanır. O haberlerden biri Avlonyalı Süreyya’nın yönettiği Kitapçı Arakel Efendi’nin yayımladığı Zerrât mecmuasında (İstanbul, 1305 / 1889, s.114-115.) “Memâlik-i mahrusada kart istimali henüz umumiyetle müstamel değilse de mehâsin-i garbiyeyi taklidden hâlî kalmayanların delaletiyle sekiz on seneden beri kart istimali bizde dahi modalaşmıştır” şeklindedir.
Yine kartvizitler hakkında yazı yazanların öncülerinden biri de Ahmed Mithat Efendi’dir. Aynı zamanda İstanbul’da kartvizit kullanan ilk kişilerden biri olmalıdır. Çünkü elimizde Ahmed Midhat Efendi’nin 1890’lı yıllarda “Sıhhiye Müdürü” olduğu döneme ait karviziti bulunmaktadır. Ünlü gazetecimiz Avrupa Adab-ı Muaşereti Yahud Alafranga (İstanbul, İkdam matbaası, 1312 (1894) s.411-424) isimli eserinin kartvizitler ile ilgili bölümünde “Avrupa’ya giden bir adem için kart dö vizit bulunmak birinci zaruriyandandır. Kart dö vizit bir ademin asıl resmi hüviyeti demek derecesinde mühimdir… Kart dö vizit isti‘mâli elyevm Osmanlılarımız içün dahi levâzım-ı medeniyye sırasına girmiştir. Bunları imal etdirdikleri zaman (Filan Efendi) veyahud (Filan Bey) (Filan Paşa) diye unvanlarını dahi isimleriyle beraber yazdırmaktadırlar…” demekte ve kartvizitlerin nasıl kullanılacağını, kurallarını, Avrupa’da kullanılış şeklini uzun uzun anlatmaktadır.
Bu kitabın yayımlandığı tarihlerde Ahmed Rasim ile Mustafa Reşid’in kaleme aldıkları Hâzine-i Mekâtib Yahud Mükemmel Münşeât (İstanbul, Mekteb-i Sanayi Matbaası, 1309 / 1892) gibi isimlendirilen, güzel yazı, mektup örneklerini içeren kitaplarda da kartvizitlerin nasıl kullanılacağı sıkça ve bolca tarif edilmektedir. Bu tür öncü kabul edilebilecek yazılardan sonra yayımlanan, bütün sosyal yaşam kurallarını (Adab-ı Muaşeret=Görgü) anlatan kitaplarda, kartvizitler ve onların nasıl kullanılacağı hakkında bölümler yer almaya başlar.
Pek çok ailenin geçmişinde eski evraklar arasında, fotoğraf albümleri içinde, büyüklerin yazı masasının çekmecelerinde yer alan ve kıymet verilmeden atılan bu kağıt parçacıkları, arkalarına yazılan bir not, bir iltimas ricası veya doğaçlama söylenmiş bir şiir parçasını içerirler. “Hamili kart yakınımdır” ibareli, kartı getiren kişiye bir ayrıcalık ricası taşıyan bu şahıs kartları, modern dünyanın hâlâ vazgeçilmezleri arasındadır.
Nazım Saltuk ile Nevzat Sudioğlu’nun kaleme aldıkları Görgü Ansiklopedisi’ne göre kartvizit; “bir şahsın kimliğini belirten ufak boyda bir kartdır. Umumiyetle düz beyaz renkli kartonlar üzerine siyah mürekkeple basılmış olanları tercih edilir. Kartvizitler mümkün olduğu kadar sade olmalıdır. Kartvizitte şahsın adı ve soyadı yazılmalıdır. Takma ad kullanmak veya adının yalnız baş harfini koymak doğru değildir. İsmin altına meslek veya ünvanını ilave etmesi mümkündür. Adres yazılması icabediyorsa alt sol köşeye konmalıdır. Sosyal münasebetlerde kullanılan kartvizitlere iş adresi ve telefon numarası yazmak doğru değildir. İş ve meslek kartları ayrıdır. Bunların orijinal şekilde, bazı desen ve motiflerle süslü olarak basılması münasiptir. Kart sahibinin adı veya firma ismi ve işin mevzuu kartın ortasına, adres tam olarak bunun biraz altına yazılır. Bu kartlar sosyal münasebetlerde kat’iyen kullanılmamalıdır”.
Yine Zerrât mecmuası kartvizitlere ait şu bilgiyi verir: “Varakpâre-i ziyâret cümlesiyle tercüme edilen kartlar elyevm akvam-ı medeniyye arasında hâiz olduğu ehemmiyet-i mahsusası nisbetinde mucidini aramak için erbâb-ı malumât pek çok tedkikâtda bulunmuş ve Fransızlı “Solanc”ın netice-i tetebbuatı olmak üzere Avrupa’da Parisli bir yazı hocası tarafından en evvel isti‘mâl olunduğu anlaşılmıştır”.
Son yıllarda sahaflık ve efemera dünyasında kartvizit toplamak, biriktirmek yaygınlaşmış, kitaplarda bu tür belgelerin (görsel özellikleri de dikkate alınarak) yayımlanması önem kazanmıştır. Özellikle hanedan mensupları, önemli devlet adamları, şöhretli kişiler, ünlü yazar ve edebiyatçılar, dünyaca ünlü şahsiyetlerin kartvizitleri bir piyasa oluşturmaktadır. Biyografik belge niteliğinin dışında, hat sanatı ve kaligrafi örneği olarak da önem verilen kartvizitler, tarihî yayınların vazgeçilmezlerinden biri olmuşlardır.