20.yüzyılın ilk büyük değişimi, 1950’lerde Demokrat Parti döneminde başlayan imar hareketiydi. Bu dönemde Osmanlı başkentinin anıtsal ahşap mimarisi “köhne” bulunarak peşpeşe yıkılmış; ancak binlerce yıllık kimliği de büyük zarar görmüştü.
İki dünya savaşı sırasında yeni projelerden uzak kalan İstanbul, 20. yüzyılın ilk büyük değişimini 1950’lerde Demokrat Parti (DP) döneminde yaşadı. İstanbulluların çoğu, ferah caddelerin açıldığı, “köhne ve harap” olarak nitelendirilen yapıların peşpeşe yıkıldığı imar hareketinden memnun görünüyordu. DP iktidarının şehri baştan aşağı imar etme hedefiyle başlattığı sürecin İstanbul’un yüzyıllar içinde oluşan kimliğine büyük zarar vereceğini düşünen pek yoktu. Kentin anıtsal ahşap mimarisi de yavaş yavaş yokolacaktı.
1950’lerdeki imar hareketlerinin sembol projelerinden biri de Tarihî Yarımada’da açılan Vatan ve Millet caddeleriydi. Daha sonra Adnan Menderes ve Turgut Özal isimleri verilen bu iki cadde aynı dönemde açılan başka bulvarlar gibi kentin “modern” yüzünü temsil ediyordu.