Önce 1980’lerde Hasan Cemal’le birlikte Cumhuriyet’te, 90’larda yayın yönetmeni olarak Yeni Yüzyıl’da gerçekleştirdiği yenilik ve atılımlarla, Türk basınında uluslararası kalitenin sembolü oldu. Gazeteci-yazar Okay Gönensin, basın tarihimizin en parlak yıldızlarından biriydi.
Geçen ay yitirdiğimiz Okay Gönensin, Türkiye’de gazeteciliğin yakın tarihimizdeki köşe taşlarından biriydi. Onun 1974’te Cumhuriyet gazetesinde başlayan 43 yıllık mesleki serüveni, geçen ay Vatan gazetesinde köşe yazarlığı yaparken son buldu.
12 Eylül darbesi sonrası Cumhuriyet’in yayın yönetmenliğini üstlenen Hasan Cemal tarafından yazıişleri müdürlüğüne getirilen Okay Gönensin; o dönemin hakim gazeteci profilinin dışında, iyi eğitimli bir entelektüeldi. Saint-Joseph Lisesi ve Ankara Mülkiye mezunuydu. Gazetecilik mesleğinde hem formatların hem anlayışın hem de teknolojinin değiştiği; Türkiye’nin de bu değişime ayak uydurmaya çalıştığı zamanlardı.
Hasan Cemal ve Okay Gönensin ikilisinin 80’lerin başından itibaren Cumhuriyet’te yaptıkları değişimler, getirdikleri yenilikler; aynı zamanda Türkiye zihniyet tarihini izlemek açısından da en önemli günlük arşivleri oluşturur. Hem Cumhuriyet hem de Türkiye, 1980-90 yılları arasındaki 10 yıl boyunca büyük bir değişim, yenilenme, reform, atılım, kabuk değiştirme hareketine sahne oldu. Gazetenin sahibi Nadir Nadi ve ailenin bir kanadını temsilen Emine Uşaklıgil de, yönetimde bu ikiliye destek veren isimlerdi.
Türk basınının kurşun baskıdan ofsete, daktilodan bilgisayara, pikaj-montajdan faksa geçtiği 80’ler, gazeteciliğin de tepeden tırnağa değiştiği, tartışmaların yaşandığı, devasa yeniliklerin gündeme geldiği bir dönemdi. Bu koşullarda Cumhuriyet’in “mutfağını” idare eden Gönensin, hem yenilikleri düşünüp uygulamak, hem uygun insanları uygun yerlere yerleştirmek hem de bunları günlük haber trafiğini anbean takip ederken yapmak gibi zor bir görev üstlenmişti.
Cep telefonun olmadığı, internetin bulunmadığı, televizyon haberciliğinin başlamadığı yıllardaki günlük gazete temposu, bugün yaşı 50’nin altında olanlara distopik bir bilimkurgu gibi gelir. Bu zor geçiş koşullarındaki 10 yıl boyunca Hasan Cemal-Okay Gönensin ikilisinin Türk basınında yarattıkları değişim ve yetiştirdikleri insanlar Türk basınının dünya standartları seviyesine yaklaşmasına; Cumhuriyet’in de okurun karşısına bir referans gazetesi olarak çıkmasına yol açtı.
Rahat ve net sayfa düzeni, kullanılan harf karakterleri, başlık anlayışı, iyi fotoğraf kullanımı, resimaltı, haber yazım teknikleri, haber-yorum farkları, karikatürler-bantlar, özel sayfalar, özel ekler… Gazetecilikte “taraf” olmanın değil, iyi ve kaliteli bir ürün yaratmanın derdiyle çalışan insanlar… Türk basınının “bizde de özel haber, kaliteli mizanpaj, farklı görüşler, detaylı analizler, taze ve iyi fotoğraf var” dediği; okurların da hem öğrendiği hem keyif aldığı hem de zenginleştiği yıllar…
Okay Gönensin bu dönüşümün bilfiil en önemli isimlerinden biriydi. Yaratıcılığı, idareciliği ve keskin zekasıyla yönlendirdiği nüshalar, bugün Türk basınının yüzakı olarak arşivlerdedir. Cumhuriyet’teki bu değişim rüzgarı 90’ların başında kesildi. Önce Hasan Cemal, ardından Okay Gönensin ve yazıişleri/servislerde çalışan birçok isim gazeteden ayrılmak durumunda kaldı.
Okay Gönensin’in 1994’te yayın yönetmenliğini üstlendiği Yeni Yüzyıl ise Türk basınında yenilikçi ve dünya standartlarında bir ürün ortaya koyulabileceğinin kanıtıydı. Cumhuriyet’te yetişen ekip ve onlara katılan gençlerin ortak çabası, Dinç Bilgin’in desteğiyle, Okay Gönensin’in yönetiminde, basınımıza gelmiş geçmiş belki de en kaliteli günlük gazeteyi kazandırdı.
Bu dönemde hem mizanpaji hem özel haberleri hem de yenilikleriyle ciddi bir fark yaratan Yeni Yüzyıl gazetesinin beyni Okay Gönensin’di. Kaliteli yazı- kaliteli fotoğraf, gazetenin şiarı oldu. Ekonomi-finans sayfalarındaki detaycılık, spor sayfalarında istatistikler, haber sayfalarındaki zenginlik, özel röportajlar, sabit köşelerdeki dinamizm, kültür ekleri, uzman görüşleri, ilk internet sayfaları ve daha bir dizi yenilik Yeni Yüzyıl’ı dönemin referans gazetesi yaptı; Okay Gönensin’in meslekteki tepe noktasını oluşturdu.
Gönensin sonraki yıllarda Vatan gazetesinin kurucuları arasında yer aldı ve köşe yazılarıyla siyasi gündemin önemli kalemlerinden biri oldu.
Türk basınında Hasan Cemal’le başlayan Okay Gönensin’le devam eden kalite arayışı; gazeteciliği ve gazetecilik anlayışını dünya standartlarına taşımayı hedefliyordu. Bugün geldiğimiz noktada, günlük basının tükenmişliği, teslim alınmışlığı karşısında, bu ikilinin başardıkları da bir bilimkurgu öyküsü gibi geliyor. Ancak arşivlerdeki Cumhuriyet ve Yeni Yüzyıl gazeteleri, Türkiye’de de yüksek standartlara sahip bir gazetecilik yapılabileceğinin kanıtlarıdır. Ve kanıt varsa, herşeye rağmen umut var demektir.
(Hasan Cemal’in Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim kitabından ve Kerem Çalışkan’ın notlarından faydalanılmıştır.)