Kasım
sayımız çıktı

Ölüm siperlerinde gündelik hayat

Yüzbaşı Hasan Cevdet’in günlüğü, Çanakkale’deki siper hayatı, cephe gerisi ve savaşın askerler üzerindeki etkisinin ayrıntılı olarak yansıtıldığı müstesna bir kaynak. Doğu Cephesi’ndeki hadiseler de önemli yer tutuyor.

1.Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de ve Doğu cephesinde görev yapmış Yüzbaşı Hasan Cevdet Bey’in cephede tutmuş olduğu günlük: Kıyamet Koptuğunda. Sonradan yazılmış bir hatırat değil, anı anına olup bitenleri, duygularını kağıda geçirmiş olmasından ötürü çok önemli.

Hasan Cevdet Bey, üsteğmen rütbesiyle Çanakkale’de 5. Tümen 14. Alay 1. Tabur’da bölük komutanı olarak görev yapmış bir subay. Bağlı bulunduğu 14. Alay, Çanakkale’nin ismi pek bilinmeyen kahraman birliklerinden biridir. 30 Nisan 1915’ten itibaren Arıburnu cephesinde Bombasırtı’nda ANZAC’larla burun buruna denebilecek yakınlıktaki “ölüm siperleri”nde aylarca muharebe etmiştir. Ağustos ayında ise Conkbayırı’nın düşman eline geçmesine mani olan yine 14. Alay’dır.

Hasan Cevdet Bey, Çanakkale cephesindeki 14. Alay’a 15 Mayıs’ta katılmıştı. Görev aldığı siperler, Arıburnu cephesinde ANZAC siperlerine 15- 20 metre mesafede son derece tehlikeli bir yerdeydi. Cepheye gelişinin üzerinden üç gün geçmişti ki, yine Arıburnu cephesinde Türk ordusunun yaptığı 19 Mayıs taarruzuna katıldı. Bu siperlerdeki bir muharebede yaralandı, gösterdiği yararlılıktan dolayı madalya ile ödüllendirilmiştir.

Çanakkale’de birkaç kilometre ötede can pazarı yaşanırken (en üstte solda), cephe gerisinde askerin moralini yükseltmek için eğlence ve oyunlar düzenleniyordu.

Hasan Cevdet Bey siperlerdeki mücadeleyi anlatırken, düşmanın kullandığı silahlardan da bahsetmektedir. Bunlardan ikisi ilginçtir. Birincisi kalem şeklinde 20-25 cm. uzunluğunda ucu sivri oklardır. Uçaklar birkaç yüz adeti havadan atılmaktadır. Bu küçük oklar isabet ettiği insan ve hayvanları öldürmektedir. İkincisi ise başka bir kaynakta rastlanmayan yeni ve daha da ilginç bir silahtır. Bu yeni silah, düşman tarafından uçakla havadan atılan yaldızlı, parlak zarflardı. Bu güzel görünümlü zarflar merak etkisiyle açıldığında hemen alev almakta ve ortaya çıkan gaz, zarfı açan kişiyi zehirlemektedir. Bu anlatımdan zarfları bir tür kimyasal silah olarak adlandırmak mümkündür.

Yüzbaşı Hasan Cevdet Bey’in günlüğünün orijinali.

Günlük, siperlerde ölüm-kalım mücadelesi veren askerlerin zaman zaman dinlendirilmek üzere cephe gerisine çekildiklerinde neler yaşadıklarına dair de bilgiler vermektedir. Arıburnu siperlerinin bir-iki kilometre gerisinde istirahate alınan 14. Alay’da, Miraç gecesine rastlayan bir akşam şehitlerin ruhuna Mevlid okunduğunu, alay müftüsünün erlere etkili bir vaaz verdiğini de yazmıştı.

Bir başka gün ise talim meydanında bir tiyatro sahnesi hazırlandığı ve bu sahnede tümen mızıkasının “Karmen, vesair parçalar” çaldığını, elde mevcut malzemeden bir sahne oluşturularak erlerden tiyatroya kabiliyeti olanlar tarafın- dan “Sahte Esirci” isimli bir piyesin sahnelendiğini de öğreniyoruz. Tiyatro oyunundan sonra ise askerler halat çekme, çuval ve yumurta yarışları yapmışlar birinci gelenlere ikramiye verilmiş. Askerin moralini yükseltmek için yapılan bu eğlenceler, birkaç kilometre ötede bir can pazarı yaşanırken bir tezat gibi görünse de, Çanakkale savaşlarının insani yönünü göstermesi açısından önemli ayrıntılardır.

Hasan Cevdet Bey’in günlüğünün yarısı Çanakkale’ye diğer yarısı ise Çanakkale’den sonra gittikleri Doğu Cephesi’ne dairdir. Doğu Cephesi’nde Bitlis’in Rusların elinden geri alınışında bulunan Hasan Cevdet Bey, oradaki muharebelere ait yaşadıklarını da günlüğüne kaydetmiş. Ancak Çanakkale’deki muharebeleri anlatırken kullanılan heyecanlı, coşkun anlatım; Doğu Cephesi’ne gelince daha düz, heyecansız bir anlatıma dönüşmektedir. Bu anlatım farklılığı Çanakkale’deki savaşın yoğunluk ve dehşetini, oradaki muharebelerin askerler üzerinde yarattığı farklı etkiyi açıkça ortaya koymaktadır.