Harvard mezunu dâhi matematikçi Ted Kaczynski, 17 yıl boyunca Montana’da bir kulübeden gönderdiği bombalı mektuplarla, insanlığı esir ettiğini savunduğu teknolojiye karşı tek kişilik bir kampanya yürütmüştü. Özgürlük uğruna 3 kişinin ölümüne neden olan Kaczynski, 27 yılın ardından tutulduğu hücrede intihar etti.
Amerika’nın iki büyük gazetesi New York Times ve Washington Post 19 Eylül 1995’te bir manifesto yayımladılar. Metin şöyle başlıyordu: “Sanayi Devrimi ve sonuçları, insan soyu için bir felaket oldu. Bu sonuçlar ‘gelişmiş’ ülkelerde yaşayan bizlerin hayattan beklentilerini adamakıllı yükseltti; fakat toplumu istikrarsızlaştırdı, yaşamı anlamsızlaştırdı, insanı haysiyetsizliğe mahkum etti, geniş çaplı psikolojik (ve üçüncü dünya ülkelerinde fiziksel) acılara yolaçtı, doğal dünyaya ciddi hasar verdi. Teknolojinin ilerleyişine devam etmesi, bu durumu daha da kötüleştirecek (…) Bu yüzden endüstriyel sisteme karşı bir devrimi savunuyoruz. Bu devrim şiddet kullanabilir ya da kullanmayabilir, hemen gerçekleşebilir ya da on yıllara yayılmış nispeten aşamalı bir süreç izlenebilir. Ancak bu siyasi bir devrim olmayacaktır. Amacı hükümetleri değil, bugünkü toplumun ekonomik ve teknolojik temellerini yıkmak olacaktır”.
Bu satırlar FBI’ın taktığı adıyla “Unabomber” (üniversite ve havalimanı bombacısı) olarak bilinen Ted Kaczynski’nin meşhur manifestosundandı. Ancak pekala Al Gore’un Earth in the Balance’ından da alınmış olabilirdi. 1978’den 1995’e kadar 16 bombalama eyleminde pek çok insanın yaralanmasına, 3 kişinin de ölümüne neden olan Kaczynski’yle ilgili pek çok kişiye şok edici gelen de buydu: Onunla büyük oranda hemfikirlerdi. Oraya buraya bombalı mektuplar yollamıyorlardı belki, ama Sartre’dan Fanon’a ve Malcolm X’e uzanan çizgide şiddetle ilgili benzer tavır benimseyen başka birçok kişiyi de ikonlaştırmışlardı. Unabomber vakasının antisosyallikle topluma isyan, alternatif olanla su katılmamış delilik arasındaki çizgi üzerine bolca tartışmaya neden olmasının arkasında da bu yatıyordu. Kendisi, idam tehdidi altında bile akli dengesinin yerinde olmadığını kabul etmese bile…
Ted Kaczynski, Harvard mezunu dâhi bir matematikçiyken ancak teknolojinin ve uygarlığın uzağında özgür ve özerk olabileceği fikriyle Montana’da elektriği bile olmayan bir orman kulübesine yerleşmişti. Burada gündelik eşyalardan ürettiği elyapımı bombaları yine kitap, sigara paketi gibi gündelik nesnelerin içine gizleyerek toplumun “teknolojik temellerinin” yeniden üretiminden sorumlu gördüğü kişilere (üniversitelerin mühendislik, bilgisayar, kimya, genetik gibi bölümlerine, havayolları müdürlerine, uçak fabrikalarına vb.) gönderiyordu. Ancak ABD’nin en uzun süreli ve en maliyetli insan avının ardından, yayımlattığı manifesto yüzünden devrime varamadan yakalandı. Yazısından onu tanıyan kardeşi ihbarda bulunarak, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını sağlamıştı.
Kaczynski, 27 senenin ardından tutulduğu hücrede intihar etti. Yapay zeka, artırılmış gerçeklik derken Orwellvari kıyamet senaryolarına giderek yaklaşan “teknoloji” ise eylemlerine devam ediyor.