Kasım
sayımız çıktı

Resmî Dersim söylemi satır satır nasıl oluşturuldu?

Dersim Harekâtı sırasında gazetelerin kullandığı dil hükümetin yaptıklarını meşrulaştırırken, Dersimliler “iç düşman” olarak konumlandırılıyor, “medeniyet”e karşı mücadele verenler olarak lanse ediliyordu.

GİZEM ALPAKGİR CEVHERİ

Dersim’de 1937-1938 yıllarında yaşananlar, ister “isyan” sonrası devletin düzenlediği “harekât” olarak tanımlansın isterse devlet politikası sonucunda gerçekleşen bir harekâtın “katliam”a dönüşmesi olarak adlandırılsın, uygalamaya konan politikaların ve yaşanan ölümlerin gerçekliğini değiştirmiyor. Harekât öncesi hazırlanan raporlar, plânlar, harekât ve harekâtın sonuçları, başta Dersimliler olmak üzere toplumsal bir travmaya yol açtı. Yaşananlar harekattan 73 yıl sonra, Tayyip Erdoğan’ın başbakanken Dersim Harekâtına yönelik yaptığı bir konuşmayla, “Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa ben özür dilerim ve diliyorum” sözüyle, yeniden gündeme gelmişti. Peki bu özre kadar devletin Dersim Harekâtı hususundaki söylemi nasıldı? Taha Baran’ın 1937-1938 Yılları Arasında Basında Dersim araştırması bu sorunun cevabını verirken, aynı zamanda yaşananlara ayna tutuyor.

Basının dili Dersim hadiseleri sırasında gündelik basının manşetleri ve haber dili “biz-onlar” ayrımı üzerine kuruluydu.

Baran çalışmasında, 1937- 1938 yıllarında Kurun, Tan, Cumhuriyet, Akşam, Ulus, Haber, Yeni Köroğlu, Son Posta, Yeni Asır gibi yerel ve ulusal ölçekteki gazetelerin Dersim Harekâtını ele alışını iç oryantalist perspektifle çözümlü- yor. Aynı zamanda Althusser’in devletin ideolojik aygıtları kavramından yola çıkarak incelediği röportajlar, makaleler ve haberler üzerinden dönemin iktidar/devlet söylemini ve “… gerçekliğe dair hakikatin nasıl oluştuğunu…” bulmaya çalışıyor. Dersim’in devlet söyleminde “iç düşman” olarak konumlandırıldığını söyleyen Baran, hükümetin hareketlerinin daima olumlu ve meşrulaştıran bir dille neşredildiği gerçeğini basından örneklerle ortaya seriyor: “Cahil, çapulcu, vahşi, yabani, kurnaz, aç, çıplak, eşkıya” gibi sıfatlar Dersimliyi tasvir etmek için kullanılan kelimelerden birkaçı… Harekât, basında Dersim’e “medeniyet tesis etmek” ve Dersimliyi “ilkel yaşamdan kurtarmak” gibi amaçlarla meşrulaştırılırken; Dersimliler okul, köprü, yol yapımına –yani “medeniyet”e- karşı mücadele verenler olarak lanse ediliyor.

Basında kullanılan kelimelerin ve metaforların “biz-onlar” ayrımı yarattığının altını çizen Baran’ın kitabı, Dersim Harekâtı’na ve bölgede yaşananlara ilişkin devlet söyleminin inşa sürecini göstermesi, devletin Dersim’e bakışını ve dayattığı yaşam pratiğini açıklaması nedeniyle muhakkak okunması gereken, önemli bir çalışma.