Yunanistan’ın Sakız adasında bulunan Mecidiye Camii, 1848’de Sultan Abdülmecid devrinde yapılmış ve iki yıl sonra bizzat padişah tarafından ziyaret edilmiş. Bugün Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı “Bizans Eserleri Müzesi” olarak kullanılıyor.
Anadolu yarımadasının yedi kilometre batısında bulunan Sakız adası (Chios), tarihte Ege adalarının en zengini olarak bilinir. Tarihî İyonya bölgesine dahil olan bu ada, MÖ 7. yüzyılda Efes, Milet gibi şehirlerle birlikte İyonya birliğini kurmuştur. Tarihî yazgısı, komşusu olduğu Batı Anadolu şehirleriyle bir olan bu adanın halkı, Pers, Atina, Sparta ve Makedonya güçleri altında yaşadıktan sonra, MÖ 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştur.
Bizans dönemi sonlarına doğru ilk Türk denizcisi Çaka Bey, 1090 senesinde yedi seneliğine adaya hakim olur. Bu kısa dönem sonrası adada tekrar Bizans egemenliği, daha sonra da Venedik ve Cenova hakimiyeti görülür. Sakız adası Kanunî Sultan Süleyman döneminde, 1566’da Piyale Paşa tarafından fethedilir. Osmanlı-Venedik savaşları sırasında 1694’de elden çıkan ada, 1695’te tekrar ele geçirilir. Yunan bağımsızlık isyanı sırasında, 1820’lerde adada şiddetli çatışmalar yaşanır. Çok sayıda Hıristiyan ve Müslüman bu çatışmalarda hayatını kaybeder.
Antik çağdan beri tarımsal üretim zenginliği ile bilinen adanın önemli ihraç maddeleri olan zeytinyağı ve şarabın arasına, Ortaçağ’dan itibaren sakız da (mastik) katılmıştır. Adanın Türkçe ismini veren bu madde, bodur bir ağaçtan elde edilir. 19. yüzyılın ortalarından itibaren, Sakız adası buharlı gemilerle deniz ticaret filosu işletmede öncü olur ve daha da zenginleşir.
Osmanlı devrinde Sakız’daki Türk ve Müslümanlar, adanın merkezi olan Kastro’da kaleiçinde yaşıyorlardı. Yunan Bağımsızlık Savaşı sonrasında, modernleşmeye çalışan Osmanlı Devleti’nde Müslümanların kaleiçinden şehrin genişlemeye başlayan modern mahallelerine taşınmalarını teşvik için Sultan Abdülmecid döneminde Sakız merkezinde bir cami inşa edildi. Dr. Şefaattin Deniz’in araştırmasına göre, Sultan Abdülmecid Han’ın irâde-i seniyyesi ve onun vakıf kaynaklarıyla inşa edilmiş olmasından dolayı, Sakız Adası İskelebaşı’ndaki bu camiye Mecidiye Camii adı verildi. 1847’de inşaına başlanan cami, 1848 sonbaharında bitirildi. Mimarı, mühendis Osman Tevfik Efendi’ydi. Kubbesi ve bir minaresi olan cami, 19. yüzyıl Osmanlı mimari stilini yansıtmaktaydı. Avlusundaki çeşmesi ve muvakkithanesi bugün de ayaktadır. Camiye vakıf geliri getirmesi için 11 adet dükkan inşa edilmiş, minare ve çeşme alemleri Istanbul Ortaköy Mecidiye Camii’nin de alemlerini yapan dökmecibaşı İbrahim Ağa tarafından yapılmıştır.
Sakız Mecidiye Camii’nin en ilginç tarihsel özelliği, esere ismini veren sultanın buraya yaptığı ziyarettir. Yunan Bağımsızlık Savaşı sonrası Ege adalarında Osmanlı egemenliğini vurgulamak için Taif vapuru ile Ege ve Akdeniz gezisine çıkan Sultan Abdülmecid, 18 Haziran 1850, Salı akşamı Sakız adasına gelmiş, üç gece adada kalmış ve Cuma namazını adını taşıyan camide kıldıktan sonra adadan ayrılarak Çeşme’ye geçmiştir.
Balkan Harbi sırasında 1912’de Yunan hakimiyetine geçen Sakız’da, Müslümanların 1924 mübadelesi ile Anadolu’ya göç etmeleri sonucu bugün Müslüman nüfus yaşamasa da, ada yaz aylarında Türk turistlerin akınına uğruyor. 1927’de Yunanistan tarafından tarihî eser olarak tescil edilen Sakız Mecidiye Camii, bugün şehrin ticari merkezinde yoğun yapılaşma arasında seçilebiliyor. Cami, Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı “Bizans Eserleri Müzesi” olarak kullanılıyor. Bizans freskleri yanında “Bİzans sonrası” döneme ait mezartaşları da burada sergileniyor!