Kasım
sayımız çıktı

Savaş malzemelerinde ‘Yaşayan Çanakkale’

Çanakkale Savaşı’nın üzerinden bir asır geçti. Bu sürede ne gazilerimize ne anılarına ne de savaştıkları toprakların tarihi dokusuna sahip çıkamadık. Muharebe arazisinde bulunan çeşitleri malzemeler ve dönem fotğrafları, bizi o günlerin atmosferine taşıyan yegane unsurlar.

Bundan bir asır önce Gelibolu Yarımadası’nda meyadana gelen muharebeler, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da tarihini değiştirdi. Bugün ülkemizde inancı ne olursa olsun, yaşayan her insanın bir anlamda varlık nedeni Çanakkale’deki savunmadır.

Dünya Savaşı içerisinde herhangi bir cephe değildi Çanakkale. Osmanlı Devleti’nin 1915’te savaşdışı kalmaması Avrupa’daki savaşı uzatmış, bir dünya savaşı haline gelmesine sebep olmuştur. İngiliz-Rus bağlantısının kurulamaması, Sovyet Devrimi’ni etkileyen önemli faktörler arasındadır. Mustafa Kemal’in bir komutan figürü olarak ortaya çıkması ve tanınması, Milli Mücadele sürecini şekillendirmiştir.

Çanakkale muharebelerinin siyasi-diplomatik etkileri 20. yüzyıla damgasını vurdu vurmasına ama; savaşın insani yönü, savaşanların hikayeleri özellikle Türk tarafında çok cılız kaldı. Kahramanlık ve fedakarlık klişeleri, menkıbeler, anonimleşen anlatılar ve abartılan hadiseler 100 yıl boyunca giderek arttı, insan gerçeğinin üzerini kapattı.

Savaştan sağ çıkan gazi- lerimizin büyük çoğunluğu, yokluk ve unutulmuşluk içinde öldü. Anma kültürü gelişmemiş Türk devleti ve toplumu, onların bırakın kendilerini, hatıralarına dahi sahip çıkamadı. Muharebe bölgesinin milli park ilan edilmesi için 1974 senesini; bugün gördüğümüz yalan yanlış heykel, abide, pano, sembolik mezarlık gibi unsurlar için 1980 askeri darbesini beklemek gerekti. Bu süre zarfında arazide kalan şehitlerin kemikleri sızladı; birçok savaş malzemesi ve hatıra, hurda demir fiyatına satıldı.

2000’li yıllardan itibaren bir “kitle turizmi”ne maruz kalan bölge, yeni yapılan yollar, otoparklar, yeni sembolik şehitlikler, betonlaştırılan ve tarihi-coğrafi dokusu bozulan haliyle, eskiye rahmet okutan bir hale getirildi. Bir zamanların unutulmuşluğa terkedilen hüzünlü toprakları, özellikle son 10 yılda müteahhitlere terkedilen bir “serbest şehit ekonomisi” alanına dönüştü. 100. yılda ise, bu defa ciddi yapılaşma tehditleri altında bulunan Çanakkale muharebe alanlarında, gösterişli törenlere ve gövde gösterilerine hazırlanıyoruz.

Onur Akmanlar gibi, birkaç sahici Çanakkale araştırmacısı ise, muharebe alanlarında bulunan savaştan kalma objelerin izini sürerek, bunların hikayelerini derleyerek; bugün yanına bile yaklaşamayacağımız ruh yüksekliğine sahip gazileri ve anılarını yaşatmaya çalışıyor. İşte Akmanlar’ın arşivinden derlediğimiz “Yaşayan Çanakkale”…

Tunca Örses arşivi Çanakkale siperlerinde askerlerimiz…