Kasım
sayımız çıktı

Seçimler ve umudumuz

image

Henüz iki ay önce meydana gelen depremin kayıpları-yaraları hâlâ tazeyken, milletçe seçim havasına girmiş bulunuyoruz. Şüphesiz, acıları geleceğe taşıyamayız; hatta taşımamalıyız; ancak bu hızlı ve adeta hiçbir şey yaşanmamışçasına geçilen seçim atmosferinde -herkesin zaman zaman takdir ettiği gibi- ciddi bir kirlilik de var. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılar, iktisadi ve ahlaki konularda devasa bir boyutta. Adalet, eğitim ve liyakat ise “eski Türkiye”yle mukayese kabul edilemeyecek ölçüde yokluk çektiğimiz alanlar.

Biraraya gelmemiz-kucaklaşmamız gerekirken, siyasetin biçimsizleştirdiği durumlara, laflara, insanlara mahkum ediliyoruz. İkbal ve para ve iktidar peşinde koşanların ibretlik hâli, ancak ve ancak reaksiyon politikası yapabilenlerin düşkünlükleri, her gün haberlere yansıyor.

İş bilmeyenlerin kılıç kuşandığı bu devrin bir özelliği de tembellik. Ancak bu insanlar laf üretiminde iyiler. “Karşı taraf” görülene sözlü saldırılar, artık neredeyse en amiyane, en berbat kelime ve yaklaşımlarla hayatımızı etiketliyor. Gerçi artık takke düştü, kel göründü, hattâ kafanın içindeki tilkiler bile ülke dışına doğru harekete geçti ama; yine de “dur bakalım dur hele” diyerek uzatmalara gidilebileceği umuluyor.

Tabii bütün faturayı politikacılara çıkaracak hâlimiz yok. Bu ülkenin insanı da -yani hepimiz- özellikle son 20-30 yıldır bu vatanı kuranları; bunun için canını-cananını kaybedenleri; hataları olsa da sevapları kat kat fazla olanları; kısacası cumhuriyetin temel koordinatlarını unutmasa da, “şöyle bir kenara” koydu. Ne de olsa onların zamanı geçmişti; biz daha farklı falandık.

Böyle olmadığı, hem bireysel hem toplam kalitemizin fena şekilde yere serildiği; gündelik hayatımızdan, iktisadi verilerden, dünya genelindeki itibar kaybından bellidir. Çalışmadan, didinmeden, ortaya kaliteli ve uzun vadeli ürünler çıkarmadan, bu coğrafyada kalıcı ve sarsılmaz bir varoluş içinde olamayız. Son deprem felaketi, bu anlamda yeniden bir toparlanmayı hepimiz için, daha ziyade çocuklarımız için zorunlu kılıyor. Söz, sadece seçimlerde değil her daim milletin olmalı. Bizler de bir millet olmanın gereklerini, sorumluluğunu yerine getirecek şekilde birlik olmalıyız.