Kasım
sayımız çıktı

Sermaye artık Türklerin elinde

Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalandığı haberi üzerine başlayan 6-7 Eylül Olayları, Rum azınlığa yönelik Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemiydi. Olay, Varlık Vergisi ile başlayan sermayenin Türkleşmesi sürecini hızlandırdı.

Atatürk’ün evinin bombalandığı haberi 6 Eylül 1955’te saat 12.30 sularında geldiğinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, Beyoğlu’nda Abdullah Efendi Lokantası’nda öğle yemeğindeydi. Menderes haberin radyodaki 13 haber bültenine yetiştirilmesi talimatı verdi.

Haber radyodan verildi, ama olayları asıl tetikleyen provokasyon iktidardaki Demokrat Parti’ye yakın bir gazete olan İstanbul Ekspres’ten geldi. Normalde 20 bin basılan gazete olayı manşetine taşımış ve 290 bin adet basılmıştı. Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin genel sekreteri Kamil Önal’ın, “Mukaddesata el uzatanlara bunu çok pahalıya ödeteceğiz” demecinin de yer aldığı gazete kısa sürede İstanbul sokaklarında dağıtıldı.

Birkaç saat içinde Kıbrıs Türktür Cemiyeti, diğer gençlik örgütleri, bazı meslek kuruluşları ve DP teşkilatının öncülüğünde binlerce kişi toplandı. Rum azınlığın yoğun olduğu semtlerde harekete geçen kalabalık, mahkeme zabıtlarına göre, 4 bin 214 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5 bin 317 mekânı tahrip edip yağmaladı. Olaylarda, Dilek Güven’in 6-7 Eylül Olayları adlı kitabında aktardığına göre 11 kişi öldü, en az 60 kadın tecavüze uğradı ve onlarca kişi yaralandı. İzmir’de de fuardaki Yunan pavyonu ve Yunanistan Konsolosluğu ateşe verildi. Ayrıca 14 ev, 6 dükkan, bir pansiyon, bir kilise ve İngiliz Kültür Merkezi tahrip edildi.

7 Eylül’de sıkıyönetim ilan edildi ve olaylar sona erdi. İktidarın ilk işi olayları komünistlerin yaptığını söylemek oldu. Sıkıyönetim Komutanlığı’nın basına koyduğu yasaklardan biri de 6-7 Eylül’ü komünistlerden başkasının yaptığı yolunda haberlerin yazılmamasıydı!

Görüşünüşte olayların sebebi Atatürk’ün evinin bombalanmasıydı ama perde arkasında devletin etnik homojenleştirme ve sermayeyi Türkleştirme çabaları vardı.

6-7 Eylül olayı 27 Mayıs darbesinden sonra Yassıada Mahkemeleri’nde DP yöneticilerinin yargılandığı davalardan biri oldu. Türkiye’deki karanlık provokasyonlardan birinin yargıya intikal etmesi açısından 6-7 Eylül olayları istisnadır ama asıl amaç sorumluları ortaya çıkarmak değil, suçu yalnızca DP’nin üzerine yıkmaktır. Menderes yargılamalar sırasında defalarca MAH (MİT’in eski adı) yöneticilerinin çağrılmasını istediyse de bu talebi reddedilmişti.

Beyoğlu’nda yağma

Olaylarda 5 binden fazla ev ve işyeri tahrip edilip yağmalandı. Olaylardan sonra İstanbul sokaklarındaki manzara inanılmazdı.