Özellikle son aylarda, sosyal medya hesaplarının güvenliği ve haberleşmenin mahremiyeti neredeyse herkesin ilgilendiği bir mesele. 19. yüzyılda telgrafın ortaya çıkmasına rağmen, posta güvercinleriyle haberleşme özellikle askerî alandaki önemini korumuştu. Konuyla ilgili bizde yayımlanan en önemli eserler ve “hack”lenemeyen güvercinler.
İnsanlar yüzyıllar boyu haberleşme için kafa yormuş, güvenli iletişim için çeşitli yöntemler geliştirmişler. İletişim için ateş, duman, ıslık, tel gibi maddelerden yararlandıkları gibi köpek, kuş gibi canlı varlıkları da kullanmışlar. 19. yüzyıldan itibaren, özellikle askerî alanda kuşlar ve köpekler ile haberleşmek yaygın bir yöntem olmuş. Yazılı bilgilerin başka ellere geçme ihtimalinin çok düşük olması nedeniyle, “posta güvercinleri” tercih edilmiş.
Seyyah güvercinler
Kuleli Mekteb-i İdadi-i Harbiyesi [Kuleli Lisesi], lisan muavini, Mülazım-ı evvel [Üstteğmen] Mehmed Hayri Bey’in kaleme aldığı Seyyah Güvercinler ve Bunların Zaman-ı Harbde İstihdamları adlı eser, İstanbul’da 1313’te [1895] basılmış.
Mehmed Hayri Bey, Kuleli Lisesi’nde Fransızca öğretmeni olduğu için, kitabını Eugène Caustier isimli bir Fransız araştırmacının eserinden (1892) kısmen tercüme ederek; kendi topladığı bazı bilgileri de ekleyerek hazırlamış. 131 sayfalık bu resimli eseri, kendi adına Karabet Matbaası’nda bastırmış. İçinde Avrupa devletlerinin askerî güvercinlik ağlarını gösteren bir haritanın yer aldığı kitabın klişelerinin bir çoğunu, Babıâli’nin ünlü klişe atölyesi ve matbaacısı Ütücüyan’lar yapmıştır. Bazı Fransız klişelerine de yer verilen eser, grafik tasarım açısından da incelenmeye değerdir.
Güvercinin haberleşme alanında kullanılması, çok eski tarihlerden beri varolan bir olgudur. Mehmed Hayri Bey’e göre “Hazret-i Nuh Aleyhisselam zamanında özellikle ahir bir mahalden haber almak gibi bir vazifede kullanıldıkları görülür”. Hz. İsa’dan önce 4 bin yıllarında Mısırlıların güvercinlerden yararlandıkları kaynaklarda belirtiliyor. Yine Mehmed Hayri Bey’e göre Homer tarihinde de güvercinlerden bahis geçiyor. 17. yüzyılda bir Fransız gezginin belirttiğine göre, Osmanlılar da bu amaçla güvercin beslemişler. Bağdat’ta yetişen bir cins güvercinin çok makbul olduğu ve Halep ile İskenderun arasında posta işlerinde kullanıldığı 1681 tarihli bir seyahatnamede belirtiliyormuş.
1574’teki Hollanda-İspanya savaşında Leiden kuşatması sırasında güvercinler kullanılmış ve şehrin kurtulmasına vesile oldukları için devlet hazinesinden beslenmeleri, öldüklerinde mumyalanarak şehir otelinde saklanmalarına karar verilmiş.
1832’ye kadar güvercinler Avrupa’da ticari kuryelik amacıyla da kullanılmış. Özellikle, piyangolarda kazanan numaraları hızlı bir şekilde bildirmek için istihdam edilmişler! 1844’te telgrafın bulunuşu ve kullanılmaya başlanmasıyla, güvercinler gözden düşmeye başlamış.
Yine de Avrupa’da 1870-1871’deki Fransa-Almanya Savaşı’nda posta güvercinleri askerî faaliyet ve iletişim için kullanılmış. Etrafı kuşatılmış Paris kentinin diğer vilayetler ile iletişimini güvercinler gerçekleştirmiş.
İletişim için kullanılan askerî güvercinler, “güvercinlik” denilen özel bölümlerde yetiştiriliyordu. Avrupa’da pek çok ülkenin askerî güvercinlik şebekesi bulunurdu. Almanya ve Fransa’da 1870 Savaşı’ndan sonra; İtalya ve Portekiz’de 1876’da; Rusya’da 1870’den sonra; İsviçre’de 1878’de; Avusturya-Macaristan’da 1875’te; İsveç-Norveç-Danimarka’da 1886’da güvercinlik istasyonları kurulmuş. Güvercinler uzun yıllar askerî, siyasi, diplomatik amaçlı kullanılmışlar.
Talim ve terbiye
Konuyla ilgili bir diğer eser, Mekteb-i Harbiye Heyet-i Talimiyesi’nden Yüzbaşı Nuri Halil Bey tarafından yazılmıştır. İstanbul’da Necm-i İstikbal Matbaası’nda 1341’de [1923] basılan ve Mekteb-i Harbiye Kütüphanesi’e verilen bu 48 sayfalık kitapçık, askerî yayın olarak iç hizmette kullanılmış olmalıdır ki kütüphanelere dağılmamıştır. Vesâit-i Muhabereden Güvercin ve Usul-i Ta’lim ve Terbiyesi adlı eser, Osmanlıca eserler katalogunda da yer almaz.
Kitaptaki kısa başlangıcın ardından, “İslâm ve Türk Tarihinde Güvercin” başlıklı bölüm yer alır. Bunun devamında “Umumi Tarihte Güvercin” bölümü vardır; dünya tarihinde iletişim ve güvercinlerden yararlanmanın tarihine dairdir. Daha sonra “Güvercin Cinsleri”, “Güvercinlerin Gıdası”, “Güvercinlikler” bölümleri; devamında ise bunların askerî konularla birlikte ele alındığı “Kadro”, “Talim ve Terbiye”, “Raporlar”, “Mutalaat-ı Umumiye” gibi başlıklar-bilgiler bulunur.
Seyyar bir Alman güvercinliği ve güvercinlerin uçurulmasıyla ilgili iki fotoğrafın yer aldığı eserin bir bölümü, Türk şiirinde “Kebuter” olarak geçen güvercinin Hafız Ahmet Paşa, Necati, Şeyh Galip gibi şairlerin divanlarındaki yeri üzerinedir.
“Âsar-ı hatt-ı yâr gözümden uçar oldu / Bir name-i kebuterle bu nâlân geldi mi?” diyen Şeyh Galip’ten “Bana doğru meyl eder o kebuter-i melâhât / Çıkar âşiyân-ı dilden ana bin terâne karşı” diyen Tevfik Fikret’e kadar “güvercinli şiirler”den örnekler verilmiştir.
Güvercin Postası
Tanıtacağımız üçüncü kitap ise dilci, tarihçi, milletvekili, asker Balhasanoğlu Necip Asım Yazıksız’a (1861-1935) ait: Güvercin Postası.
Necip Asım’ın Mekatib-i İbtidaiye-i Askeriye’de Fransızca muallimi olduğu yüzbaşılık yıllarında kaleme aldığı bu eğitim kitabı, kitapçı Arakel Tozluyan Efendi’nin girişimiyle, Mürüvvet Matbaası’nda, 1305’te [1886] 116 sayfa olarak basılmıştır. Son sayfasında meşhur hâkkâk-ressam Antranik’in bir güvercin gravürü klişe olarak basılmıştır. Bu eser de, özellikle savaş zamanı gizliliğin güvercin postası yoluyla sağlanması üzerinedir.
Günümüzde özellikle internet ortamında yazışmaların yabancı ellere geçmemesi, kullanıcı mahremiyeti gibi sorunlarla boğuşanlara bir önerimiz var: Kurtuluş posta güvercinlerindedir!