Kasım
sayımız çıktı

Sultanahmet’te 2500 yıllık bir tarih

Yunanlılar, yendikleri Perslerin silahlarını eritip 6.5 metre yüksekliğindeki tunç sütunu yaptıklarında, tarih MÖ 479’du. Bugün Sultanahmet Meydanı’ndaki eser, çok uzun bir tarihe tanıklık ediyor.

Orijinal ve replika: Sultanahmet Meydanındaki orijinal Yılanlı Sütun ve 2500 yıl önce durduğu Delfi’deki Apollan Tapınağına konan replikası (altta).

Sparta, Atina, Megara, Ko­rinth gibi Yunanistan şe­hir devletlerinin oluş­turduğu koalisyon donanması; bugün Söke Ovası, o çağda Lat­mos Körfezi olan yerde, antik Mykale dağının (Dilek Yarı­madası, Samsun Dağı) dibinde Pers donanmasını kanlı bir mü­cadele sonucu yenilgiye uğrattı. Tarih MÖ 27 Ağustos 479’du.

Aynı sıralarda Sparta ön­derliğindeki birleşmiş Yunan şehirlerinin ordusu, Atina’nın 40 kilometre kuzeybatısındaki Platea ovasında 20 yıldır süren Yunan-Pers savaşlarını bitiri­yor ve Perslere Yunanistan’da­ki son yenilgisini tattırıyordu. Platea Savaşından sonra Pers­ler bir daha Yunanistan’a saldıramayacaklardı.

Platea’dan zaferle dönen Yunanlılar, bu savaşta ken­dilerine yardımcı olan tanrı Apollon’a bir şükran ifade­si sunmak istediler. Perslerin tunç silah ve zırhlarını eritti­ler ve birbiri içine dolanmış üç yılandan oluşan 6,5 metre yüksekliğinde bir tunç sütun döktürdüler. Bu sütunu, kutsal bilicilik şehri Delfi’deki Apol­lon tapınağı sunağının önüne diktiler ve üç yılan başının or­tasına da bir altın kazan yer­leştirdiler.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image-135-1024x690.png

MÖ 345 senesinde Delfi’yi ele geçiren Foçalı general Phi­lomelus altın kazanı eritti ve altını paralı asker toplamak için kullandı. Roma impara­toru Büyük Konstantin 330 senesinde Byzantium şehri­nin yerine Konstantinopo­lis’i kurarken, yılanlı sütunu Delfi’den Istanbul’a getirt­ti. 9. yüzyılda sütun bugün­kü yerine, antik Hipodrom’un spinasına, bugünkü Sultanah­met Meydanına yerleştirildi. Sütun, Ortaçağda bir çeşmeye dönüştürüldü. Şehri yılan, çı­yan, akrep gibi zararlı mahlu­kata karşı koruyan bir tılsım olduğuna inanılırdı. 1580’ler­de yapılan Hünername min­yatürlerinden birinde Fatih Sultan Mehmet’i sütuna gürz fırlatırken, Patrik Gennadios’u da onu tılsımın güçleri hak­kında uyarırken görüyoruz. Sütunun yılanlarının baş­larını 1700 senesinde Sulta­nahmet’te konaklayan Polonya elçisinin adamlarının kırdığı yazılıyor. Yılan başlarından bi­risinin parçasını 1848’de Aya­sofya’yı onaran mimar Fossa­ti bulmuş. Bu parça şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunuyor. Diğer iki parça yı­lan başı ise kayıp.

Yunanistan Kültür Ba­kanlığı, 2015’te Delfi Apollon Tapınağı’ndaki yerine yılan­lı sütunun bir kopyasını dikti. Herodotus’dan Thucydides’e, Pausanias’dan Plutarchos’a büyük antik çağ tarihçilerinin gördüğü ve kayda aldığı 2500 yıllık orijinali ise Sultanahmet Meydanında hâlâ tarihe tanık­lık ediyor.

Fatih gürz fırlatıyor!

16. yüzyıl sonu Hünername minyatürlerinden birinde Fatih Sultan Mehmet, Yılanlı Sütun’a gürz fırlatırken, Patrik Gennadios da onu tılsımın güçleri hakkında uyarıyor. Sütunların bitimindeki yılan başları o tarihte yerinde.