İstanbul’daki mütareke dönemi, Mustafa Kemal’in temasları açısından belki de en az bilinen dönemdir. Atatürk sağlığında da, “İstiklal tarihinin başı ve başlangıcı olmak üzere, benim İstanbul’daki faaliyet ve temaslarım henüz herkesçe malum değildir” demiştir. Bugüne dek konuyla ilgili yayımlanan kitaplar pek azdır.
Mustafa Kemal Paşa 1918’in Kasım’ın 13’ünde geldiği İstanbul’da bir ara Akaretler semtinde oturur ve kitap tutkusu dolayısıyla, komşusu sayılan Osmanlı üstdüzey bürokrat ve diplomatlarından Reşit Saffet (Atabinen) ile arkadaşlığını pekiştirir. Elimizden geçen ve Mutfak Sanatları Akademisi kurucusu Mehmet Aksel Bey’in oluşturduğu Yemek Müze ve Kütüphanesi’nde korunmakta olan bir kartvizit bu komşuluğun en büyük belgesidir.
Atatürk’ün İstanbul’da yaşadığı süreler ve nerelerde yaşadığına dair açıklanamamış ciddi soru işaretleri vardır. Atatürk’ün İstanbul’daki yaşantısına dair yayın dünyasında kaleme alınmış kitaplar ise bir elin parmaklarını geçmez. Bu konuda bulabildiğimiz ilk kitap, Büyük İstanbul Derneği tarafından Niyazi Ahmet Banoğlu’ya hazırlatılan Atatürk’ün İstanbul’daki Hayatı isimli geniş çalışmadır. 1973’te basılan ve 2 cilt olan bu kapsamlı eser, konuyla ilgili en hacimli ve detaylı çalışmadır.
İkinci kayda değer çalışma ise İstanbul aşığı, büyük İstanbullu Çelik Gülersoy’un ısrarı ve desteğiyle Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları arasından çıkan Ata ve İstanbul isimli kitaptır. Kitabın yazarı Sadi Borak’ın 1973’te basılan çalışmada katkısının pek büyük olduğu fakat bir yanlışlık eseri kitaba sadece Banoğlu’nun adının basıldığı pek çok kimsenin bildiği hatta dillendirdiği bir gerçektir. Bu nedenle Sadi Borak çalışmasının “Sunu” başlıklı giriş yazısına Atatürk’ün söylediği çok ilginç bir sözüyle başlar:
“İstiklal tarihinin başı ve başlangıcı olmak üzere, benim İstanbul’daki faaliyet ve temaslarım henüz herkesçe malum değildir”.
Gerçekten bu konuda şimdiye kadar yazılmış eserler incelenecek olursa, bilgilerin birbirini tutmadığı görülür. Bu dönem Atatürk’ün sözüne uygun bilinmezlik ve belirsizliklerle doludur. Sadi Borak çalışmasının ilk bölümünde “Tarihsel ilişkileri bakımından Ulusal Kahramaniyle böylesine iç içe yaşamış bir kent olarak İstanbul, özel bir yapıtla kurtarıcısına karşı vefa borcunu bugüne dek ödemiş değildir. Oysa Atatürk’ün uğradığı her kent, o tarihsel günlerin anısını diri tutmak için kitaplar yayınlamışlardır” demektedir. 1983’te yayımlanan bu çalışmadan günümüze hâlâ çeşitli bilinmezlikler sürmektedir.
Atatürk’ün İstanbul’daki hayatı hakkında başka çalışmalar da vardır. Bunlardan biri 1999’da TBMM Millî Saraylar Daire Başkanlığı’nın hazırlayıp yayımladığı 31 sayfalık, “Atatürk İstanbul’da” isimli broşürdür. Bir diğeri ise Toker yayınları sahibi Yalçın Toker’in hazırladığı Atatürk İstanbul’da başlıklı kitaptır. 2003’te yayımlanan 48 sayfalık kitap, daha çok eğitim çağındakiler için hazırlanmıştır. Son yıllarda yayımlanan Necdet Sakaoğlu’nun kaleminden çıkan bir çalışma ise Atatürk’ün Beşiktaş semtindeki günlerini anlatır ve Güle Güle Çocuklar, Atatürk’ün Beşiktaş Günleri başlığını taşır. Beşiktaş Belediyesi tarafından 2008’te yayımlanan çalışma son yıllarda çıkan en iyi araştırmalardandır.