Kasım
sayımız çıktı

Sihirbazların Kralı

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük illüzyonisti olmasının yanı sıra dünyanın da sayılı illüzyonistlerinden biriydi Zati Sungur. Otuz yıl önce kaybettiğimiz büyük ustanın yaşam öyküsünü kızı Aynur Sungur Tuncer yazdı.

Sihirbazların Kralı

AYNUR SUNGUR TUNCER

Zati Sungur, Bursa’da 1898 yılında Nalbantoğlu mahallesindeki 2 numaralı evde Ulu Camii Müezzini ve Emir Sultan’ın türbedarı Hüsnü Efendi’nin ve Remziye Hanımın ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokuldayken kartondan manşet kesip fasulyelerle mahalledeki çocuklara oyunlar yaptığını anlatırlar. 500 yıldır din adamı yetiştiren muhafazakar bir ailenin çocuğu olarak bunları nereden öğrendiği meçhuldür.

Ortaokul ve liseyi Bursa Sultanisinde okudu. Seyahat etme arzusuyla 1914’te İstanbul’daki Denizcilik Makine Mektebi’nin (Deniz Astsubay Okulu) sınavlarını birincilikle kazanarak okula girdi. 1916 yılında denizaltı filosunda staj yapmak üzere Almanya’ya gönderilen en başarılı öğrenciler arasındaydı. İki yıl Alman Ordusunda karada ve denizde teknik eğitim kursları gördü. 1. Dünya Savaşı sürerken Almanya’nın Türkiye ile bağlantısı kesilince yurda dönemedi. Ortopedi atölyelerinde, Köln’deki Humbold makine fabrikasında vinç operatörü olarak çalıştı. Okuldayken amatör olarak yaptığı iskambil oyunları arkadaş toplantılarında ilgi uyandırınca kataloglardan yeni oyunlar çalıştı. O sırada kaldığı pansiyon sahibinin kızıyla evlendi. Bir gün tesadüfen ünlü illüzyonist Kessler ve arkadaşlarının önünde yaptığı bir gösteriden sonra Kessler’in teşvikiyle 1920’de Berlindeki Wintergarten Tiyatrosunda sahneye çıktı ve büyük sükse yaptı. 1922’de bir grup sanatçıyla Fransa, İtalya,İspanya, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’ya gitti. Dünyanın en büyük illüzyon sanatçıları o yıllarda savaştan uzak kalmak için Güney Amerika’da toplanmışlardı. Bir yıl sonra arkadaşlarından ayrılarak kendi kadrosunu kurup iki saatlik temsillerine başladı. Önceleri “Kont Sati von Richmond” takma adıyla, sonraki yıllarda dünya çapında bir sanatçı olarak ün kazandıktan sonra Zati Bey adıyla, Miss Neraida isimli İtalyan partnerine da Melek Hanım adını vererek 14 yıl boyunca Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay’ın büyük tiyatrolarında her gece temsil verdi.Turnelerini iki kamyon, on ton oyun malzemesi ve 10 – 12 yardımcıyla yapıyordu.

1936 yılında Türkiye’ye döndü. İlk temsilini Fransız Tiyatrosunda (sonraki Ses Tiyatrosu) verdi. Çok büyük bir ilgi gördü. Bilet kuyruğu yüzlerce metre uzuyordu. 1936-1937’de çok özlediği ülkesinin tüm şehir ve kasabalarına yol ve geceleme bakımından en zor koşullarda da olsa ulaşarak temsiller verdi. İlk grup müdürü ölünceye kadar dost kalacağı Necdet Mahfi Ayral’dı.

Sihirbazların Kralı
Sihirbazların Kralı
Sihirbazların Kralı
Sihirbazların Kralı
Sihirbazların Kralı
Zati Sungur (ortada sol başta), 1917’de Almanya’da denizaltı filosunda stajda.
Sihirbazların Kralı
Sihirbazların Kralı
Zorlu Turne Yolculukları Turne kamyonları dönemin bozuk yolları yüzünden bazen çamura saplanır ve bütün ekip civar köylülerin yardımıyla kamyonu çamurdan çıkarmaya çalışırdı. Bazen daha büyük tehlikeler de atlatılsa da kimse yaralanmadı.

Atatürk’ün önünde de bir temsil verdi ve takdirini kazandı. Onun talimatıyla illüzyon gösterileri yapan tüm sanatçıların temsillerinden alınan belediye vergisi yıllarca tüm şehirlerde düşük tutuldu. Almanya’da kendine ayrı bir hayat kurmuş olan ilk eşinden 1938’de ayrılarak asistanı Necla Hanım’la evlendi. Aynı yıl Nisandan Ekime kadar yaklaşık 6 ay süren Yunanistan ve Ekim 1938’den Haziran 1939’a kadar 8 ay süren Mısır turnelerine çıktı.

Sihirbazların Kralı
Eşi Necla Hanım’la (solda) çıktığı gösterilerden birinde Sandık Oyunu’nu sergiliyorlar. Yıl 1936.

Döndükten sonra yeniden Türkiye’deki aralıksız turne günleri başladı. 1949 ve 1950 yıllarındaki Kıbrıs, Avusturya ve İtalya turnelerinden sonra yine Anadolu yollarına düştü.

Sihirbazların Kralı
Eşiyle aynı sahnede Zati Sungur’un 1938’de evlendiği Necla Hanım yıllarca sahnede ve sahne arkasındaki en büyük desteği oldu. Hızarla Kız Kesme Oyunu’nda “kesilen” (üstte) kişi Necla Hanım. Aşağıdaki fotoğrafta ise Zati Sungur ekibiyle birlikte Tek Kılıç Üzerinde Duran Kız Oyunu’nu sergiliyor.
Sihirbazların Kralı
1959’daki Yunanistan turnesinde.
Sihirbazların Kralı
Zati Sungur, 1936 yılında Fransız Tiyatrosu’daki afişinin önünde objektiflere gülümsüyor.

1958’de Amerika’nın en büyük İllüzyon Sanatçılarının Dergisi Genii 10. sayısının kapağını ona ayırdı. 1959’da Mısır ve Yunanistan turnelerinin ardından, 1962’de İsrail’de gösteriler yaptı.

1965 yılında Türkiye’de son temsillerini verdi ve ülkemizde genç sanatçılar yetiştirmek için İllüzyon Stüdyosunu kurdu. Kendi atölyesinde ürettiği aletlerin çizimlerini ve açıklamalarını Necla Hanımla birlikte yurdun her köşesine gönderdiler.

Her yıl dünyanın farklı bir köşesinde yapılan İllüzyonistler Kongresi’ne masraflarını cebinden ödeyerek katıldı ve Türkiye’yi temsil etti. Kongre şehrinde başka bayrakların yanında Türk bayrağının da dalgalanması onu mutlu ediyordu. 1975 yılında Çekoslovakya’nın Karlovy Vary şehrinde yapılan yarışmada Dünya Sihirbazlar Birincisi seçildi.1981 yılında yine Karlovy Vary’de Dünya Sihirbazlar Kralı seçildi.

Sihirbazların Kralı
Sihirbazların Kralı

1983 yılında başka sanatçılarla birlikte Kanada ve Amerika’da bir ay süreyle temsil verdi. Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Portekizce, İspanyolca’yı konuşarak, yazarak ana dili kadar iyi biliyordu. Almanca illüzyon gösterisi yapan sanatçıların uluslararası birliği Magischer Zirkel’in onur üyesi, İngilizce gösteri yapan illüzyonistlerin birliği International Brotherhood of Magicians’ın Merlin üyesi olan Sungur, dünya sihirbazlık tarihinde büyük illüzyonistler arasında bir efsane isim olarak anılmaktadır. Bütün hünerlerini kendisi geliştirmiş, kendisi imal etmiştir. Onun buluşu olan “İnce Kız Kesme” oyunu “Kızı Delen Top” oyunu ve “12 zar” oyunu başka sanatçılar tarafından onun adıyla sahneye konmaktadır. 6 Temmuz 1984’de kalp yetmezliğinden tedavi gördüğü Teşvikiye Sağlık Yurdunda 86 yaşında vefat etti.

Zati Sungur’un Necla Hanımla evliliğinden Aynur ve Saynur isimli iki kızı ve Argu Sağtürk ve Serkan Öktem isimli iki torunu vardır. Son nefesine kadar âşık olduğu Necla hanımın tutumluluğu sayesinde maddi sıkıntı çekmeden yaşamıştır. Zati Sungur, her kesimden yığınlarca sevilmiş, efsaneleştirilmiş, hakkındaki gerçek dışı hikayeler kuşaktan kuşağa anlatılan ama aslında yaşamında çok çalışarak imkansızı başarmış mutlu bir sanatçı idi.

Ardında, Teşvikiye Şekayik sokaktaki bodrum katını tavana kadar dolduran oyun sandıklarını ve yabancı dilde illüzyon sanatı konusunda yüzlerce kitap ve dergiden oluşan kütüphanesini, sayısız fotoğraf, gazete küpürü, afiş ve el ilanı ve illüzyon konusunda video kasetlerini ve kendi çektiği 8 mm filmlerini bıraktı. Üniversal Sihirbazlık ve İllüzyon stüdyosundan kalan binlerce mamul ve yarı mamul küçük oyunları rahmetli Erdinç Demiray’a, oyun sandıklarını asistanı Kaya Elöver’e hediye ettik. Arşivini, mesleki kitap ve dergilerini, filmlerini, kasetlerini ve sahne giysilerini evde muhafaza etmekteyiz.