Kanunî’nin 1526’da 1. François’ya yazdığı mektup, 494 yıldır Fransız arşivlerinde. Kanunî –son zamanlarda siyasette ve sosyal medyada gündem olan mektupta– gelen yardım talebine olumlu cevap veriyor. Bugün ise buradan hareketle, başka güncel problemler yaşadığımız Fransa’ya “ayağını denk al” deniyor. Oysa ki bu mektubu koruyan, günümüze ulaştıran Fransızlar. O tarihte onlardan bize gelen ve yardım isteyen mektup ise ortada yok.
Türkiye’nin özellikle son yıllarda Fransa’yla yaşadığı siyasi gerginlikler, yakın zamandaki Doğu Akdeniz krizi ve karşılıklı açıklamalarla en üst düzeye taşındı. Fransa’ya, özellikle Başkan Emmanuel Macron’a haddini bildirmek isteyenler, ardı ardına Kanunî’nin 1. François’ya gönderdiği mektubu paylaşıyor. Osmanlı padişahının yazdıklarından, üslubundan hareketle Fransa’ya “haddini bil, kimle uğraştığına dikkat et, tarihten ders al” deniyor.
Orijinali bugün Paris’teki Ulusal Kütüphane’de (BNF) bulunan ve 1526 başında Kanunî Sultan Süleyman tarafından yazılan meşhur mektup; bilindiği gibi Osmanlı sultanından yardım talep eden Fransa Kralı 1. François’ya yazılan bir cevap niteliğinde.
“Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi…” diye başlayan ve “… Sen ki Fransa ülkesinin başı Fransuva’sın…” diye devam eden mektup… 1. François 1526’da Pavia Savaşı’nda Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken’e esir düşerek hapsedilmişti. Fransa, imparatorun annesi Louise de Savoie’nın girişimleriyle Kanunî’den yardım istedi. Yardım talebini içeren mektup, Fransa Elçisi Jean Frangipani eliyle İstanbul’a ulaştırıldı. O sıralarda Avrupa devletlerinin Osmanlılara karşı ittifakını kırmak isteyen Kanunî de bu yardım çağrısına özene bezene yazılan bir mektupla olumlu cevap verdi. Sonraki yıllarda da Barbaros Hayreddin Paşa ve donanma, Fransızların yardımına gönderildi.
Fransız arşivlerindeki mektup, doğaldır ki 1. François’nın Kanunî’ye gönderdiği ve yardım istediği mektup değil; bizden Fransa’ya giden mektup. Peki Kanunî’nin bu cevabi mektubuna neden olan, 1. François’nın bize yazdığı mektup nerede? O ortada yok. Bizler koruyamamışız. Fransızlar ise bizden gelen mektupları gözleri gibi saklamışlar, yazıldığı gün kadar canlı, dipdiri bugüne ulaştırmışlar. “Bir zamanlar bizler zor duruma düşünce Kanunî’den yardım istemiştik, bunu unutturalım, örtbas edelim” dememişler. Hatta bundan iki asır önce de Fransa kralının tercümanı ve baş sekreteri Joseph Marie Jouannin eliyle yayımlayıp dünya kamuoyuna sunmuşlar.
Bitmedi. Kanunî’nin bu mektubu, yazılışından 307 yıl sonra 1833’te M. Jouannin tarafından yayımlandı demiştik ya; işte bu Fransız uzmanın hazırladığı 22 sayfalık kitapçıkta, Kanunî’nin yazdığı mektubun hem orijinali hem de izahatlı Fransızca tercümesi yer alıyor! Yine bitmedi; kendisi bu baskı önüne gelince iki yerde eski Türkçe yazım hatası bulmuş ve bunların doğrusunu ilgili sayfanın altına elyazısıyla not düşmüş! Yani adamlar Kanunî’nin mektubuna her bakımdan sahip çıkmışlar, bunu sonraki nesillerine taşımışlar. Yani biz bugün Muhteşem Kanunî’nin yazdığı bu muhteşem satırları, Fransızların yüzü suyu hürmetine biliyoruz, öğrenebiliyoruz!
Bu Fransızlar, günümüzde de internet üzerinden herkesin kullanımına açmışlar mektubu. Kimselere göstermeyebilirlerdi, hele Türklere hiç vermeyebilirlerdi. Bu durumda ne ile gurur duyacaktık? Fransızlar üzerinde biraz olsun etki istiyorsak, François’nın gönderdiğini bulup ortaya koyacaksın ki bir şeye benzesin. O etki de bizim umduğumuz gibi Fransızları aşağılık duygusuna sokmaktan ziyade, Türkiye’nin mazisiyle, tarihiyle güçlü bir ülke olduğunu hatırlatmaya yardımcı olacaksa önemlidir.
Ne yazık ki Fransa’dan gelen yardım çağrısı ve İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in gönderdiği mektuplar gibi o yüzyılda ecnebi hükümdarlardan gelen hiçbir mektup arşivlerimizde bulunmamaktadır. Bizim koruyamadığımız mektupların karşılığı olarak gönderdiğimiz name ve mektuplar Fransa ve İngiltere arşivlerinde pırıl pırıl saklanıp korunmasaydı, kendi tarihimiz ne kadar eksik kalırdı; bir düşününüz. Kanunî’nin bugün Fransa’daki Ulusal Kütüphane’de saklanan başka mektupları da vardır ve Türklerin gurur duyması için tüm dünyaya açıktır. Fransızlar koruduğu için