Ateş cehennemi altında yaşanan Çanakkale muharebeleri, makineli tüfeklere karşı süngü saldırılarının yapıldığı son büyük çatışma ve trajedi olarak tarihe geçti.
İtilaf donanması ve kara topçusunun amansız ateşi altında savaşan Osmanlı birliklerinin Çanakkale’deki tek avantajı, hakim tepeleri tutmuş olmasıydı. Silah ve cephane olarak çok üstün İngilizler, derin siperlerde direnen ve top ateşi kesildikten sonra tekrar ateş hattına çıkan Türkler karşısında ilerleyemedi. Makineli tüfek ateşi ve şarapnel, her iki taraftaki kayıpların baş sorumlusuydu. Karşılıklı saldırıların hafiflediği dönemlerde ise, lağım savaşları ve keskin nişancılar her iki taraf için de büyük tehdit yarattı.
UÇAKTAN ATILAN ÖLÜM
Uçakların mitralyöz ve bomba taşımadıkları dönemde, daha ziyade keşif amaçlı kullanılan uçaklar, kimi zaman aşağıya çivi ve kalem büyüklüğündeki oklar attılar.
TOP, ŞARAPNEL VE ZAYİAT
Kara savaşının tahrip gücü yüksek silahı toplar, özellikle yerin 40-50 metre üstünde patlayarak etrafa dağılan şarapnel mermileriyle etkili oldu.
SERİ ATIŞ VE BİR DÖNEMİN SONU
Siper sisteminde genellikle birbirine çapraz yerleştirilen makineli tüfekler, “top ateşini takiben piyadeyle süngü saldırısı” dönemini acı şekilde sona erdirdi.
18 MART’IN KAHRAMANLARI
18 Mart Boğaz muharebesinin kaderi, 11 hat halinde döşenen deniz mayınları tarafından çizildi. 25 Nisan’daki İtilaf çıkarması, aslında bu mayınları temizlemek ve donanmaya İstanbul yolunu açmak içindi.
EL BOMBASI VE SİPER SAVAŞI
Dikey yollu havan toplarının henüz gelişmediği dönemde, siper saldırı ve savunmalarının temel silahı el bombasıydı.
ZEHİRLİ GAZA KARŞI ÖNLEM
Batı cephesinin aksine, Çanakkale muharebelerinde her iki taraf da zehirli gaz bombası veya mermisi kullanmadı. Yine de her iki taraf da buna karşı önlem almıştı.
KURŞUNUNUZ BİTTİYSE…
… süngünüz var. Çanakkale’de savaşan askerlerin son güvencesi, süngüleriydi. Birbirine çok yakın siperlerde, tüfeği süngü takılmış halde bulundurmak şarttı.