Kasım
sayımız çıktı

Son 68’linin gidişiyle Sol’un bir devri kapandı

Le Monde’un deyimiyle “radikal solun tarihsel siması”, eski Devrimci Komünist Birlik’in (LCR) liderlerinden, siyasetçi Alain Krivine 81 yaşında yaşamını yitirdi. 1968 Mayıs’ının önderlerinden biri olan Krivine, 1999-2004 arasında Avrupa Parlamentosu’nda milletvekilliği yapmıştı.

Alain Krivine’in kendi si­yasal geleneğinin ötesin­de binlerce insanın katıl­dığı cenazesi, Fransa’da başkan­lık seçimlerinin arifesinde sanki Sol’un bir devrinin kapandığını gösteriyordu. Hüzünden ziyade bir tür melankoli ve özlem hü­küm sürüyordu. Mezarı başında yakınlarının yaptığı konuşma­lar, militan hayatının ötesin­de, insan yanını öne çıkarıyor­du. İroniyi etkileyici bir şekilde kullanan belagatli bir hatip olan Alain’den aktarılan anektodlar orada bulunanları yakınlaştırı­yordu. Ne de olsa “Mezartaşına ne yazılmasını isterdin” sorusu­na “Bu daha başlangıç, mücade­leye devam” diyen bir iyimserin ardında saf tutmuşlardı.

Alain Krivine, 19. yüzyı­lın sonunda Yahudi aleyhtarı pogromlardan sonra Fransa’ya göçeden Ukraynalı Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta örgütlendiği Komünist Partisi’nin Cezayir’in bağımsızlığını kabul etmeme­sine karşı çıktı ve Cezayir ba­ğımsızlığı mücadelesine aktif olarak katıldı -bu yüzden baba ocağının önünde plastik bom­ba patlatılacaktı. Bu mücade­le içinde hayatını değiştirecek olan Troçkistlerle tanıştı. Ko­münist Öğrenciler Birliği’nin (UEC) önde gelen simaların­danken Cezayir darbesine tep­ki olarak kurulan Antifaşist Üniversite Cephesi’nin (FUA) oluşumunda önemli rol oyna­dı. Vietnam Savaşı’na karşı ey­lemlerde önemli pay üstlene­cek olan Devrimci Komünist Gençlik (JCR) kuruldunda da ön saftaydı.

Krivine, 68’in barikatla­rında, grevlerinde yakın arka­daşları Daniel Bensaïd, Henri Weber, Charles Michaloux ve Ernest Mandel ile birlikte ta­rihe damga vuracak bir yolcu­luğa çıkmıştı. 1969 ve 1974’te Cumhurbaşkanlığına aday oldu. “Oyların % 99’unu hep kaçır­dım” diyecekti daha sonra. Rou­ge adıyla günlük bir gazete de yayımlamışlardı. 1973’te aşırı sağ Yeni Düzen Partisi’nin top­lantısına engel olmaya kalkınca 69’da kurdukları Komünist Bir­lik kapatıldı ve Alain hapsedildi. Yürütülen kampanya ile serbest bırakıldı. Uzun yürüyüş çoktan başlamıştı. Artık ölene kadar iş­çi hareketinden asker komite­lerine, feminist hareketlerden lise ve öğrenci seferberlikleri­ne, enternasyonalist gösteri­lerden ırkçılık ve faşizm karşıtı mücadelelere, belgesiz göçmen­lere verilen destekten barınma hakkı eylemlerine Alain hazır ve nazırdı. Avrupa Parlamento­su’na üye olduğunda da emekli­liğini kazandıktan sonra da ön plandaydı. Her zaman ulaşıla­bilir, her zaman “yoldaşlara yar­dım etmeye”, bir girişimi parlat­mak için etkileyici irtibat liste­sini kullanmaya…

Son yolculuğu da bu irtibat listesinin son satırlarıydı. Belki de onu en iyi anlatan İngiliz si­nemacı, dostu Ken Loach’un şu sözleri: “Alain, kendimi bildim bileli Fransız siyasetinin mer­kezî bir figürüdür… Yargısı her zaman güvenilir, iyi bir arkadaş oldu. Fransa’da bir kampanya veya siyasi grubu desteklemem istenirse, tavsiye almak için Ala­in’e dönerdim. Paris’te bir film gösterime çıktığında, bir kahve­yi paylaşır ve dünyanın iflahını keserdik. Dost olarak Alain, sa­dık ve cömertti. Büyük bir miras bırakan harika bir adamdı”.  

Yazarımız Masis Kürkçügil, 2012’de NTV Tarih’e yazdığı Cezayir Bağımsızlık Savaşı dosyası için Paris’te Alain Krivine ile görüşmüştü.