Kasım
sayımız çıktı

Tutsaklığa karşı, sanat ve kültürle direndiler…

1. Dünya Savaşı’nda Kafkasya cephesinde esir düşen Türk askerleri, en zorlu koşullarda varoluş savaşını sürdürdü. 10 binlerce esir arasında siviller, yaşlılar, hatta çocuklar bile vardı. Direnişin, onurun, dayanışmanın tarihi…

BİNGÜR SÖNMEZ

Sarıkamış-Kafkas Cephe­si hakkında erken Cum­huriyet döneminde uzun bir suskunluk dönemi yaşan­mış; sonrasında şehitler konu­su açılmış ancak esirlerden pek söz edilmemiştir. Mareşal Fevzi Çakmak’ın konferanslarında bile şehitlerden bahsedilirken, “Si­birya’ya kaç esir gitti; bu insanla­rın kaçı asker kaçı sivil idi; hangi esir kamplarında kaldılar; kimler esir kamplarında yaşamını yi­tirdi, kimler dönebildi” konuları açıklığa kavuşturulmamıştır.

Gerek Kızılay gerekse Kızıl­haç tarafından kayıtları tutulan subaylar hakkında bazı bilgiler elde etmek mümkün ise de er ve sivil esirlerin sayısı/durumu bu­gün bile karanlıktadır. Subayla­rın esaret yaşamları hakkında az da olsa varolan hatıralardan bilgi edinilmiş olmasına rağmen, er ve sivil esirlerin çektiklerini an­cak tahmin edebiliyoruz.

Esir kampları hakkında ilk tez çalışmasını yapan rahmet­li Cemil Kutlu’nun 1997 tarihli doktora tezindeki bilgiler ve çok az sayıdaki esaret anılarının ya­nısıra son yıllarda Alfina Sigbe­tulina, Esin Güven ve Tülin Uy­gur’un araştırmalarından da çok değerli veriler elde edilmiştir.

Türk kabaresi hatırası
Dauria (Pervaya Reçka) Esir Kampı’nda Türk kabaresi hatırası. 10 Ağustos 1920 tarihli karede, “Kadın Dersi” adlı piyeste sahne alanlar:
1- Ecz. Mülâzım-ı Evvel (Üsteğmen) İsmail Efendi
2- Piyade Mülâzım-ı Sânî (Teğmen) Lütfi Efendi
3- Mülâzım-ı Sânî (Teğmen) Mahir Efendi,
4- Zabit Vekili Necmettin
5- Piyade Zabit Vekili Muhuddin
6- Zabit Vekili Fehmi Efendi

Kızılay Cemiyeti’nin Genel­kurmay Harp Tarihi Kurulu’na (Akçura’nın raporuna dayana­rak) Rusya’daki Türk esirlerin sayısını 60.000 olarak belirt­mesine rağmen, Cemil Kutlu 1. Dünya Savaşı sırasında Rusya’da bulunan Türk sivil esirlerinin sayısını 100.000’in üzerinde ola­rak tahmin etmiştir. Ancak bu esirlerin ne kadarının subay, er veya yöreden toplanan masum siviller olduğu bilinmemekte­ Paşa, yurda döndükten sonra Genelkurmay’a verdiği raporda, “Osmanlı-Rus hududu civarın­daki köylerin ahalisinden 3 ya­şındaki çocuk ve 80 yaşındaki ihtiyarlar da dâhil, kadın-erkek Türklerin tutuklanarak Sibir­ya’nın muhtelif köşelerine sürül­düğünü” ifade etmiştir.

Prof. Dr. Yücel Yanıkdağ’ın araştırmalarına göre Rusya’daki Osmanlı esirlerinin %43’ü esa­retleri sırasında yaygın olarak uygulanan kötü muamele, ihmal, hastalık, yetersiz beslenme ve soğuk hava koşulları nedeniyle yaşamlarını yitirmiştir.

Rusya 1. Dünya Savaşı sıra­sında farklı ölçülerde en az 223 esir kampı açmıştır. Sibirya’da Krasnoyarsk, Omsk, Vladivos­tok, Irkutsk, Omsk gibi büyük kamplar olduğu gibi, Krasno­yarsk, Vetluga gibi küçük kasa­ba kampları da mevcuttur. Orta Sibirya’da, Yenisey Nehri’nin kenarında 30. ve 31. Sibirya Avcı Alayları ve 8. Sibirya Topçu Tu­gayı için yapılan, ancak tama­mı cepheye gittiği için boş kalan Krasnoyarsk kışlasının esirlere tahsis edilmesi, barınma açısın­dan büyük avantaj sağlamıştır. Hemen hepsi kurmay subay, ha­rita mühendisi, ziraat mühendi­si gibi özel yetişmiş ve dil bilen subaylar, esaret yaşamının tüm zorluklarına rağmen yaşama umudunu yitirmemişler; sosyal ve kültürel etkinliklere imza at­mışlar; bir gazete çıkardıkları gi­bi orkestra kurmuşlar ve tiyatro oyunları sergilemişlerdir.

Hatıra-ı Esâret: Osmanlı Musiki Yurdu
25 Mayıs 1918’de Sibirya’daki Krastoyarmo (Krasnoyarsk) esir kampında çekilmiş fotoğraf ve arkasındaki bilgiler:
Hatıra-ı Esâret Osmanlı Musiki Yurdu / Musiki Yurdu Azaları
1- Kemancı Mülâzım-ı Sânî (Teğmen) Mustafa Efendi
2- Kemancı Mülâzım-ı Sânî (Teğmen) Raşid Efendi
3- Boru Muallimi ……
4- Kemancı Macar …..
5- Kemancı Mülâzım-ı Sânî Şükrü
6- Kemancı Macar Mülâzım-ı Evvel (Üsteğmen) Şilre (?) Efendi
7- Mandolinci Zabit Vekili Mehmet Efendi 8- Mandolinci Zabit Vekili Mehmet Vasıf Efendi 9- Kemancı Zabit Vekili Aziz Efendi 10- Mandolinci Yüzbaşı Mehmet Nuri Efendi 11- Mandolinci Mülâzım-ı Sânî Hamdi Efendi 12- Klavteci Mülâzım-ı Sânî Tevfik Efendi 13- ……….. Zâbit Vekili Raci Efendi 14- ………..
15- ………… Zâbit Vekili Asaf Efendi
16- Klavteci Macar Zabit Vekili Korniç (?) Efendi
 

Yaklaşık 400-500 Türk su­bayın ve 100-150 kadar da erin savaş esiri olarak bulunduğu bü­yük kamplardan biri olan Kras­noyarsk, belki de kültürel anlam­da askerlerin en aktif oldukları kamptı. Esirlerin tiyatro oyunu sahneledikleri, konser verdikleri Tahsin İyibar ve Doktor Şehidul­lah Fikri (Altan) Efendi’nin anı­larında detaylı olarak anlatılmış­tır. Doktor Yusuf İzzettin Efendi de Sibirya’da Yedi Yıl adlı anıla­rında, Dauria (Pervaya Reçka) Esir Kampı’ndaki tiyatro faaliye­ti hakkında ayrıntılı bilgi verir:

“Bilhassa Avusturyalılar ara­sında çok kıymetli müzik ve ti­yatro sanatkarları vardı. Bunlar bir kışlanın geniş alt salonunu oldukça mükemmel bir tiyatro haline ifrağ etmişlerdi (dönüş­türmüşlerdi). Yer amfiteatr ha­line getirilmiş, güzel bir sahne yapılmıştı. Burada opera, operet, piyes, komedi, vodvil gibi her ne­vi tiyatro eserleri oynanıyordu (…) Müzik kısmına diyecek hiç­bir şey yoktu. Ecnebi arkadaşlar arasında çok kıymetli musiki­şinaslar vardı. Kıyafetler daima mükemmel bir surette hazırla­nıyordu. Bütün çaresizliklere rağmen bulunup buluşturuluyor, hele tarihî eserler için yapılması cidden müşkül olan birçok kos­tümler ortaya atılıyordu. Ekse­risi meslek itibarı ile artist olan ihtiyat zabitleri, muvaffakiyet­le oynuyorlardı. Kadın rollerine yine erkekler çıkıyorlardı. Ses, jest itibari ile bunların adeta ka­dından farkları olmuyordu. De­korasyon işleri de fevkalade idi. Ecnebi arkadaşların tiyatro sah­nesindeki bu muvaffakiyetlerini görmekle biz de imreniyorduk”.

Tiyatro olarak sahnelenmek üzere elde Türkçe bir piyes ol­madığı için, Yusuf İzzettin Efen­di, Hüseyin Rahmi’nin Müreb­biye ve Metres romanlarını birer ufak piyes haline getirmiş, bun­lar başarıyla sahnelenmiştir.