Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

‘Başlığ’ın başına gelenler

Bugünkü Türkçe dışındaki Türk dillerinde, başlık (başlığ) kelimesi lider, başta giden önder anlamındadır. Sonradan başlığın altındaki lider gitmiş, kafaya takılan nesne kalmıştır. Bir otorite sembolünün etimolojik hikayesi…

Başlık deyince aklımıza bebek veya çocuk başlığı gelir. Yetişkin bir insan “başlığımı giydim” demez, “şapkamı giydim, takkemi taktım veya başımı örttüm” der. Yani yetişkin bir kişinin başına ne tür bir şey taktığını belirtmesi gerekir. Bebek veya çocuğun toplumsal statüsü olmadığından, onlar için genel bir terim olarak başlık kullanılır. Bazen de tarih kitaplarında genel bir terim olarak o dönemin başlıklarından söz edilir.

Tarihte ve bugün Türkiye dışındaki Türk dillerinde başlık kelimesi, daha ziyade “başta giden önderler” için kullanılır. Bu önderlerin başlarına giydiklerine ise genel bir ifade ile “baş giyim” denir; sonra bunun kalpak mı, telpek mi, börk mü olduğu veya keçeden mi, ipekli kumaştan mı, kürkten mi yapılmış olduğu belirtilebilir. Emel Esin, “Bedük, Börk” makalesinde (1970), tarihsel kaynaklarda başa giyilen nesneler hakkında verilen bilgileri ayrıntılı bir şekilde ele almakta ve bunları şekillerle göstermektedir. Başa giyilen nesneler mevki, rütbe belirttiği için çok önemli olmuş ve hepsine ayrı ayrı bir isim verilmiştir.

Moğolcada ise durum farklıdır: “terigün” baş anlamına gelirken “terigüten” yani başlı/başlık kelimesi, lider, önder anlamı taşır. Başa giyilen nesne ise 13. yüzyılda “maqalai” iken daha sonraki yüzyıllarda metatesis ile “malaqa/malağay” olmuştur. Halbuki Osmanlı Türk.esinde ve bugünkü Türkçe dışındaki Türk dillerinde başlık lider anlamındadır, bizdeki başlık herhalde liderin başındakiyle ilişkilendirilmelidir. Sözcüğün Türkiye Türkçesinde ancak bu son anlamda görülmesi düşündürücüdür. 1928’de yayımlanan Hüseyin Kâzım’ın Büyük Türk Lügati’nde başlık kelimesi Osmanlı Türkçesinde değil de Azeri ve Çağatay’da lider anlamında veriliyor. Birkaç sayfa süren “baş” ile ilgili ifadeler daha çok “baş vurmak, baş kaldırmak, ele başı” gibi lider olmayan kişilerin yapacağı işlemler gibi g.züküyor. Bu durum bize Orhun Kitabelerinde “dizlilere diz çöktürdük” ifadesini hatırlatır: “başlığığ yüküntürmiş, tizligig sökürmüş”

'Başlığ'ın başına gelenler

Genellikle “başlığığ/başlıgıg” ifadesi, “başlılara boyun eğdirdik, dizlilere diz çöktürdük” diye anlaşılmıştır. Öte yandan böyle bir anlayış insanın aklına başsızlar ve dizsizler kimdi sorusunu getirmektedir. Bazen buradaki sözcükler “mağrur ve gü.lü” şeklinde algılanır. Orada başlık/başlığ sözü ile liderler kastedilmiş olmalıdır. Bu pasajı “liderlere boyun eğdirdik, liderlere bağlılıklarını diz çökerek gösterenlere diz çöktürdük” mealinde anladığımız zaman, olayı tarihsel bağlam içine oturtmamız mümkün olmaktadır.

Çinggis Han oğulları arasında hangisinin kendi yerine geçeceğini konuştuğu ortamda, “maqalai işlerine Ögedey bakacak” demiştir. Genellikle buradaki maqalai, “şapka, kep” gibi terimlerle İngilizceye çevrilmiş ve kelimenin otorite sembolü olduğu belirtilmiştir. Ancak 13. yüzyılda, daha sonra sadece baş giyim şeklinde kullanılan maqalai kelimesinin Türk.edeki gibi lider anlamını taşıdığını görmek mümkündür. Demek Moğolcada da maqalai, Türkçedeki başlık gibi hem lideri hem de o liderin giydiği başlığı ifade ediyordu. 

Sonradan sanki başlığın altındaki lider gitmiş, sadece başlık kalmıştır. Burada kavramsal ve soyut bir terimin işlevini yitirmesiyle somutlaşmasına şahit oluyoruz. Benzer bir durum Türkiye Türkçesi için de varit görülüyor. Moğolların Lamaist Budizm tesiri altına girmeleriyle önderler hakkındaki fikirlerinde değişiklik olmuştur: Önderler artık başlık değil, bilakis çıplak başlı rahiplerdir. Türkiye’de de Osmanlı İmparatorluğu yapısında “başlığ” gitmiş, başlık kalmıştır.

Devamını Oku

Son Haberler