7 Ekim 2023 tarihinde, Cumartesi sabahı saat 06.29 İsrail semalarında siren sesleri duyuldu. 1 gün önce, 1973 Yom Kippur Savaşı’nın 50. yılıydı. HAMAS’ın askerî kanadı Kassam Tugayları’nın başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonu, 50 yıl sonra bir defa daha İsrail istihbaratını ve güvenlik güçlerini hazırlıksız yakaladı. Saldırı, adını Ramazan ayının ortasında İsrail polisi tarafından ele geçirilen Kudüs camiinden alıyordu.
“İsrail’in 11 Eylül’ü” benzetmelerine yolaçan operasyon, daha önce benzeri görülmemiş boyuttaydı. Gazze Şeridi’nden atılan binlerce füze Demir Kubbe hava savunma sistemini deliyor; bir yandan Kassam Tugayları, dünyanın en güvenli sınırlarından biri kabul edilen hatta gedikler açarak İsrail yerleşim birimlerine giriyorlardı. En yoğun sızmanın yaşandığı Sderot’ta polis karakolu, Kassam Tugayları’nın kontrolüne girmişti.
Aynı sıralarda, Gazze Şeridi sınırından 5 kilometre uzaklıkta, yaklaşık 3.500 genç, Supernova müzik festivalinde eğleniyorlardı. Güneşin doğuşuyla birlikte, gökyüzünde paraşütçüler belirdi. Onlara, Demir Kubbe tarafından engellenen füzelerin gümbürtüleri eşlik ediyordu. Alana inen militanların saldırılarında 200’ün üzerinde genç hayatını kaybetti. O gün İsrail’deki toplam can kayıplarının sayısı 1.400’e çıktı.
Operasyonun hedeflerinden biri de sivillerin rehin alınmasıydı. Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, sayıları ilk anda net olarak belirlenemeyen rehinelerin Gazze Şeridi’nin her yerinde olduğunu belirterek İsrail, Gazze halkına ne yapıyorsa aynısının İsrailli rehinelere de uygulanacağını söyledi.
İsrail’in cevabı gecikmedi. HAMAS’ın ilk saldırılarından 4 saat sonra, İsrail ordusu “Demir Kılıçlar” operasyonunun başladığını duyurarak Gazze Şeridi çevresindeki 80 km. yarıçapındaki alanı askerî bölge ilan etti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Aksa Tufanı” sonrası uzun ve zorlu bir savaşın başladığını duyurdu ve abluka altında tutulan Gazze’deki sivillere “bölgeyi terketme çağrısı” yaptı. Böylece Ortadoğu’nun karanlık tarihinde yeni bir sayfa açıldı.
Dergimiz baskıya girdiği sırada 21. gününü geride bırakmış olan İsrail’in hava saldırılarında, can kayıpları 7.028’e yükselmişti; bu kayıpların 2.665’i 18 yaşın altındaydı. İsrail’in sivil yerleşimleri hedef alan saldırılarında insanlar kendileri ve çocukları için güvenli olacağına inandıkları hastanelere sığındılar ama; bombalar ve ölüm maalesef buraları da vuracaktı.
Yükselen acil ateşkes çağrılarına rağmen, abluka altındaki Gazze’de içme suyu ve yiyecek bulunamıyor; yakıt sıkıntısı, özellikle elektriksiz kalan hastanelerde sağlık görevlilerini perğşan ediyordu.
7 Ekim sabahından beri dünyayı ikiye bölen bu şiddet, uzun yıllardır devam eden bir mücadelenin son dışavurumuydu. Çatışmanın kökenindeki kilometre taşları ise daha geriye gidiyor. Filistin-İsrail çatışmasının tarihini belirleyen dönüm noktaları…
1928’den günümüze Filistin ve İsrail’de güç ilişkileri
Filistin ulusal mücadelesinde FKÖ’den HAMAS’a doğru
Modern savaşta cephe gerisi yok, her yer cephe
Siyonizmin ortaya çıkışı, Yahudi devletinin kuruluşu