Doğu ve Batı kültürlerinde çeşitli din ve öğretiler kindarlık hislerini törpüleyerek uyumlu birer toplum yaratmayı hedeflemişti. Ancak yasa koyucular Tanrı’ya dayanarak birbirlerinden intikam almayı sürdürdüler ve bu ayrıcalığa yalnız kendilerinin sahip olduğunu ileri sürdüler. Öç almanın Osmanlı minyatüründeki tezahürleri.
Nemesis, Yunan mitolojisinde fena işler yapanları cezalandırarak onlardan öcünü alan İntikam Tanrıçası olarak betimlenir. Eski ve Yeni Ahit’te intikam Tanrı’ya mahsustur ve ona terkedilmelidir. İnsana düşen şey, aç düşmanına aş, susuz hasmına su vermek ve onu iyilikle karşılayıp utandırarak altetmektir (Romalılar 12:19). Kur’an’da yaratıcının bir ismi de “intikam alan” anlamındaki Müntakim’dir (Secde 32:22). Tanrı neredeyse tüm kitabi dinlerde intikamı tekelinde tutar ve emirlerinden yüz çeviren kavimlere öç alıcı gazabını yöneltir.
Buhârî’ye göre Hz. Ayşe, Hz. Muhammed’in hiç kimseden şahsıyla ilgili bir intikam almadığını söylemiş ve Allah’ın yasalarını çiğneyenleri yine sadece Allah için cezalandırdığını rivayet etmiş. Nitekim yazıp söylediği şarkılarla inanca hakaret eden ve Bedir’de Müslümanlara karşı savaşan Nadr b. Hâris, Peygamber’in huzurunda Hz. Ali tarafından zülfikâr marifetiyle başından edilmiş, tanrısal intikam yerine getirilmiştir. Bunun yanında Peygamber, 632’deki Veda Hutbesi’nde Cahiliye’den kalma bütün kan davalarını iptal ettiğini açıklamıştır.
Zıbıkla intikam
Üsküp’te bir kadın, hoşlandığı diğer bir kadından sevgisine karşılık bulamayınca adına zıbık denen ağaçtan bir keyif aletini sevdiğinin camından evine atmış. Bu onu kötülemek için bir intikam hareketi veya bir etkileme hamlesi miydi bilinmez, aleti gören kadın telaş edip onu kadı efendiye götürmüş. Kadı aleti alıp sallayarak bu işi yapan ve kadıncağızın derdini depreştiren her kimse onun başını gene bu tahtayla yaracağını söylemiş. Bu kadının mahkemeyi terketmesinden sonra içeri bir baba, damadı ve kızı girmiş. Baba, damadının kocalık görevini yapmadığını söyleyip kadıdan çifti boşamasını talep etmekteymiş. Kadı, taraflara ilişkilerini düzeltmek için 1 yıl mühlet verdiği hâlde kararı beğenmeyen baba, “bu adamın hiçbir şeyi yok, söyle bakalım kitaba göre ne kadar gereklidir?” diye sormuş. Tepesi atan kadı az önceki koca zıbığı gösterip “aha bu kadar” demiş. Kime niyet kime kısmet, intikam alınmış (Nevizâde Atâî, Hamse, res ?, yk. 1690, Türk-İslâm Eserleri Müzesi, 1969).
Peygamber’in Tanrı adına intikam alma görevini, onun halefleri olmaya gönüllü pek çok Müslüman hükümdar devralır. Karahanlı sarayının danışmanı Yusuf Has Hâcib, 1070’te tamamladığı Kutadgu Bilig’de kişinin intikamdan sakınması gerektiğini, ülkelerin kılıçla ele geçirilebileceğini ancak kin ve intikamla yönetilemeyeceğini bildirirken; iyi bir komutanın hasmına karşı “yaban sığırı ve deve aygırı gibi kinci ve öç alıcı olması gerektiğini” kaydeder. Kul eliyle alınan Tanrısal intikam olgusuyla anonim bir Türkçe dörtlükte karşılaşırız:
“Cümle eşya Hâlik’indir kul eliyle işlenir
Emr-i Bârî olmayınca sanma bir çöp deprenir
Hakk intikamını yine kul eliyle alır
Ledün ilmi bilmeyen bunu kul yaptı sanır”
Edirneli katip Oruç Bey (öl. yaklaşık 1503), Osmanlı sultanlarını “dinsizlerden intikam alanlar ve kimsesizleri sevenler” diye takdim eder. Osmanlılar, tanrısal intikam yetkisinin vârisleri oldukları fikriyle hasımlarına karşı nadiren merhamet gösterdi. 1444’te Macar Kralı Vladislas, Segedin Antlaşması’nı ve dinî yeminlerini bozup bir Haçlı ordusunun başında sefere çıktı. Bunun üzerine Murad, terkettiği tahtına yeniden oturup ordusunun başına geçti ve Kral’ı Varna’da yenerek intikamını aldı: Kral’ın kesik başı şehir şehir dolaştırıldı; ahdini bozanlardan alınan bu destansı öç bütün düşmanlara da ibret sayıldı.
‘Tanrısal’ intikam
Kıbrıs fatihi Lala Mustafa Paşa, 1571’de Magosa Kalesi’ni teslim
alırken daha önce Müslüman esirleri katleden Venedik komutanı Antonio Bragadino’yu türlü
eziyetlere tâbi tuttuktan sonra derisini yüzdürüp bir direğe astırmıştı (Lokman, Şehname-i
Selim Han, res. Osman ve Ali, 1581, TSMK A. 3595).
2. Mehmed, 3. Vlad Drakul’un vampirâne katliamlarının intikamını 15 sene sonra 1476’da alabilmişti. İspanyol seyyah Pero Tafur, 1437-38 gözlemlerini aktardığı ve 1453-57 arasında kaleme alındığı düşünülen Seyahatnâme’sinde “Grekleri köle edinen ve Konstantinopolis’i alan Türkler Truva’nın intikamını aldığını” ifade ediyordu. Âşıkpaşazâde’ye göre ise, Rum Mehmed Paşa, Konya’dan başkente doğru yapılması planlanan göç ettirme organizasyonunu kötüye kullanmış ve Müslümanları yerlerinden ederek kendince İstanbul’un düşürülmesinin intikamını almıştı.
Osmanlı kanunlarında, şahsi intikam peşinde koşanlar, cezaya müstahak eşkıyadan sayılırdı. Kimi kişisel intikam vakaları bazen büyüyüp devlet arşivine yansıyordu. Mesela 31 Aralık 1599 tarihli bir şikayet mektubuna göre, Avlonyalı bir adam, babasından para isteyen ve umduğunu bulamayan Yorgi namında birinden yakınıyor, Yorgi’nin intikam için evlerini yağmalayıp annesini dövdüğünü bildiriyordu. 8 Mart 1727 tarihli bir divan-ı hümayun tutanağına göre, Akçahisar/Tiran kasabasından Bayram Duka adlı bir eşkıya ahali tarafından devlete şikayet edilmiş, Üsküp’e sürülmüş; fakat bir punduna getirip geri dönerek başına topladığı başka şakilerle birlikte mahallelinin bir kısmını öldürüp mallarını gasp ederek kendince öç almıştı.
Sözle intikam
Tüm intikamlar kılıçla ve Tanrı adı için alınmazdı. Bazen sırnaşık bir budalaya had bildirmek de kallavi bir öç alış sayılırdı. Nevizâde Atâî’nin (öl. 1635) hikâye ettiğine göre, bilge bir şahıs olan Üsküp Müftüsü Pir Muhammed Çelebi’ye ukalanın biri şurada burada çamur atıp durmaktaymış. Ukala, kıymetli insanların bulunduğu bir mecliste Müftü’ye yine “laf çakmış”: Yazdığı bir fetvada “kötek” kelimesini (kef-vav-te-kef) vav harfi eksik olarak yazdığını söyleyerek “kötek kelimesi nasıl yazılır?” diye efendiye sual etmiş. Müftü de aynı harflerle yazılan (kef-vav-te-kef) bir başka kelimeyle karşılık vermiş: “G..ün gibi yazılır!”. Cevap şehirde dilden dile dolaşmaya başlayınca hadsiz adam dersini ve Müftü de intikamını almış olmuş (Nevizâde Atâî, Hamse, res ?, tarihsiz, Free Library of Philadelphia O. 97).