Çizme’nin kuzeyindeki Ravenna şehri, gerek iklimi gerek tarihiyle tarihî İstanbul’u yaşatıyor. Ayasofya’yı da yaptıran İmparator 1. Justinianus ve Bizans tarihinin en güçlü kadın figürlerinden eşi Theodora’nın San Vitale Bazilikası’ndaki tasvirleri; ziyaretçileri 6. yüzyılın dünyasına taşıyor.
Mozaikin başkenti olarak bilinen İtalya’nın kuzeyindeki tarihî Ravenna kenti, bu unvanı İstanbul’a derin köklerle bağlı oluşuna borçludur. UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde 8 adet yapısı olan bu kenti dolaşırken, kendinizi zaman zaman Bizans İstanbul’unda hissedebilirsiniz. Hatta isimlerine aşina olduğunuz ancak kendi şehirlerinde pek rastlama imkanı bulamadığınız çok çok eski İstanbullularla Ravenna’da karşılaşabilirsiniz!
Bologna’dan trenle 1 saat 20 dakikada kolayca ulaşım sağlanan Ravenna, Adriyatik kıyısında bulunan, zengin tarihî değerleriyle muhakkak görülmesi gereken bir kent. Şehir lagün üzerine kurulu olduğu için pek çok gün sisler altında ve mistik bir atmosferde. Özellikle gri ve sisli havalarda sokaklarda dolaşırken, insan kendini İstanbul’da sanabilir. San Vitale Bazilikası’ndan içeri girdikten sonra ise “İstanbul’un kokusunu duyabiliyorum” diyebilirsiniz. Hemen karşınızda Ayasofya’yı yaptıran İmparator 1. Justinianus (482-565) ve Bizans tarihinin en güçlü kadın figürlerinden eşi Theodora’nın (500- 548) tasvirleri var.
Ayasofya’yı ziyaret eden birçok turist, Justinianus ve Theodora adları geçtiğinde hemen herkesin aklında canlanan bu imgelerin İstanbul’da yer almadığını öğrendiklerinde şaşırır. Bu ve benzeri figürlü mozaikler Kostantiniyye’de varolmuşsa da günümüze ulaşmamasının sebebi, hiç kuşkusuz 8. ve 9. yüzyıllarda yaşanan ikonoklazma döneminde yokedilmeleridir. Bugün Ayasofya’da görebildiğimiz insan tasvirli mozaikler, ikonoklazma sonrasına aittir.
Ravenna’da San Vitale, Sant’Apollinare, Galla Placidia Mozolesi ve Sant’Apollinare Nuovo Bazilikası’ndaki mozaik kompozisyonlarını görünce; insan böyle bir yıkım yaşanmasaydı şu an İstanbul nasıl bir mozaik zenginliğine sahip olurdu diye düşünmeden edemiyor.
Şehirdeki en anıtsal yapı San Vitale Bazilikası, plan ve ölçü bakımından Justinianus ve Theodora’nın Küçükayasofya’da yaptırmış olduğu San Sergios ve Bachos Kilisesi (Küçük Ayasofya Camii) ile çok büyük benzerlikler taşıyor. Aziz Vitalis’e adanan bazilika, Justinianus’un İtalya’daki kısmi başarısından sonra buradaki son kalesi olan Ravenna’daki varlığını ve gücünü yansıtıyor. İstanbul’daki Bizans yapılarında da görüldüğü gibi, dış cephe daha sade tutulurken süslemeler yapının iç mekanında yer alıyor. Bu, aslında içselliğin de önemini vurgulayan bir tutum. Altın sarısı ve yeşil tessera’ların ağırlıklı kullanıldığı bölümdeki malzeme ve tekniğe bakılırsa, mozaik sanatçılarının İstanbul’dan gelmiş olma ihtimali yüksek.
Justinianus ve Theodora’nın mozaikleri, apsisin iki yanında karşılıklı olarak yer alıyor. İmparatorluk rengi olan ve İstanbul’da yüzyıllarca bayramı kutlanan “erguvan” renkli kıyafetlerin içinde karşımıza çıkıyorlar. Oldukça kararlı bir duruşla betimlenen Justinianus, döneminin dinî ve siyasi iktidarının harmanlanmış bir yansımasını sunuyor. Bizans tarihindeki güçlü kadın imajının kuşkusuz en önemli temsilcisi Theodora ise günümüz modasına bile yön veren, dünyaca ünlü markaların ondan esinlenerek özel Bizans kreasyonları ürettiği mücevherleri ve tacıyla parlıyor.
Justinianus ve Theodora hayatları boyunca hiç Ravenna’da bulunmamalarına rağmen, bu eşsiz eserler sayesinde adeta bir gölge gibi şehirde görülür ve İtalya’da İstanbul’un temsilcileri olarak varlıklarını sürdürür. Tanıdık izlerle ve tanıdık yüzlerle karşılacağınız Dante’nin de şehri Ravenna, İtalya seyahat rotalarında mutlaka yer almalı.