Missouri’de bir köle olarak doğan George W. Carver, binbir zorlukla geçen hayatını yoksul siyah çiftçilerin hayatında bir değişim oluşturmaya adadı. Sürdürülebilir tarım kavramını herkesin anlayabileceği şekilde basitleştirip, Alabama’nın açlıktan kırılan insanlarına ulaştırdı. Yarattığı dönüşümün kalbinde ise yerfıstığı başta olmak üzere onlarca ürün vardı.
Bir insanın, bir ülkenin ve bir yiyeceğin tarihinin içiçe geçtiği öyküler sayıca çok değil. George W. Carver’ın öyküsü savaş, zulüm, ırkçılık, düşmanlık ve yokluğun karşısına dikilen becerikli bir adamın öyküsünü yemek tarihiyle birleştiren o ender örneklerden. 1941’de Times dergisine “Siyah Leonardo” diye kapak olan bu “Rönesans adamı”, doğanın büyülü gücünü küçücük yaştan arkasına alıp kötülüğün karşısında bilim, inanç, çalışkanlık, yaratıcılık ve sevgi ile öyle bir durmuş ki hayran olmamak elde değil.
Küçük George’un öyküsü Diamond Grove-Missouri’de başlıyor. İçsavaş bitmek üzere, ortalık toz duman. Köleliğin kaldırılmasına çok az zaman kalmış. 1855’te Moses Carver adında Alman kökenli bir Amerikalı, George’un annesi Mary’yi 700 dolara “satın alıyor”. Annesi daha 13 yaşında. Çiftlikte başka bir köle olan Giles ile evleniyorlar. Tahminen 1865’te, son çocukları George doğuyor. Babası o doğmadan az önce tomruk kamyonunun altında kalıp ölüyor. Daha birkaç haftalıkken annesi, kız kardeşiyle birlikte Arkansas’tan gece baskınına gelen haydutlar tarafından kaçırılıp Kentucky’de satılıyorlar. Erkek kardeşi James ellerinden kaçarak paçayı kurtarıyor. Moses Carver arkalarından kiralık bir adam yollayarak Mary ve çocuklarını aratıyor. Adam sadece bebek George’u perişan bir hâlde boğmaca geçirirken buluyor. Bebeğin karşılığında ödüllü bir at veren Moses, George’u haydutlardan geri alıyor. Annesi ve kız kardeşinden ise bir daha haber alınamıyor.
#tarih’in Haziran 2023 sayısı tüm Türkiye’de bayide ve dukkan.tarihdergi.com‘da…