İlk Meclis’in kurduğu “hükümet”, icra vekilleri heyetinden oluşuyordu. Bunların seçimine ilişkin yaşanan tartışmalara nokta koyan Mustafa Kemal Bey; değiştirilen yasalarla devam eden süreçte yaşanan kabine krizlerini de cumhuriyetin ilanıyla aşmıştı.
Büyük Millet Meclisi açıldıktan 1 hafta sonra bir yürütme gücü kurulmasına karar vermiş, ama güçler birliği ilkesini benimseyerek yürütmeyi kendi üstüne almıştı. Yani ayrı ve Meclis’çe denetlenecek bir yürütme olmayacak; nazırlar (bakanlar) yerine, “vekil”ler seçilecekti. Bu “icra vekilleri” mebuslar arasından ayrı ayrı seçilecek, Meclis’e karşı da tek tek sorumlu olacaklardı. Bunların toplamına “hükümet” değil, “icra vekilleri heyeti” denecekti. Bunları öngören “3 Numaralı BMM İcra Vekillerinin Suret-i İntihabına Dair Kanun”, 2 Mayıs 1920’de kabul edildi.
Ancak, Mustafa Kemal Paşa, bu sistemden hiç memnun olmamıştı. Birçok konuda anlaşamadığı kişilerle çalışmak istemiyordu. Kanuna göre mebusların vekil seçilebilmek için çoğunluk oyu almaları gerekiyordu. Bir yanda aday sayılarının çokluğu, diğer yanda da Meclis içinde birçok gruplaşma olması çoğunluğun tutturulmasında zorluk çıkarıyor, vekillerin seçimi bazen günler alabiliyordu. Zamandan tasarruf gibi geçerli bir bahaneyle Mustafa Kemal Paşa bir kanun değişikliği teklif etti. Buna göre vekiller gene BMM’nin çoğunluk oyuyla teker teker seçileceklerdi. Ancak seçimlere üç vekil adayı katılacak, bunları BMM Başkanı belirleyecekti. 4 Kasım 1920’de çıkarılan 47 Numaralı Kanun’la değişiklik kabul edildi.
1921’de Mustafa Kemal Paşa’ya karşı bir muhalefet hareketinin ortaya çıkması bu kanunun sonunu getirmiştir. İcra Vekilleri Heyeti’nin hep “Mustafa Kemal Paşa’nın adamları”ndan oluşmasına itirazlar daha 1921’de başlamıştı. Bu itirazlar, uzunca bir süre savuşturulduktan sonra, 2. Grup’un kurulmasından sonra 22 Temmuz 1922’de çıkarılan yeni bir kanunla Mayıs 1920’de öngörülmüş olan sisteme dönüldü. Bu tarihten sonra vekiller Mustafa Kemal Paşa’nın istediği kişiler olmayabilecekti.
Ancak yeni kanunun cumhuriyetin ilanı sürecinde çok önemli bir işlevi oldu. Büyük olasılıkla Mustafa Kemal Paşa’nın direktifi üzerine ayrı ayrı kişiler için oy veren mebuslar, günlerce bir dahiliye vekili seçemediler. Bu suni kabine krizini bir rejim krizi olarak ortaya koyan Paşa, sorunun ancak cumhuriyet ilanıyla çözülebileceğini öne sürerek Millî Mücadele’nin en başından beri amaçladığı sonuca ulaşmış oldu.