Kasım
sayımız çıktı

‘Oldukça’ sözcüğü ‘çok’ değil ‘yetecek kadar’ anlamında…

GÖRECELİK BELİRTİRKEN, AŞIRILIK İFADE ETMEYE BAŞLADI!

“Oldukça” sözcüğü, “olabildiğince, yetecek kadar, epey, hayli” anlamlarında kullanılması gerekirken; çoğu zaman yanlış bir biçimde “aşırı, abartılı, adamakıllı, çok” için kullanılıyor. Radyo-TV kanallarında “oldukça akıllı, oldukça lezzetli, oldukça şık” kullanımları öylesine çoğaldı ki, “oldukça akıllı” diye nitelendirilen birinin bir deha olduğu kastediliyor!

Her zaman saygıyla andı­ğımız Kenan Onuk (öl. 2005), spor yayıncılığın­da örnek insan diye gösterebile­ceğimiz isimlerin başında gelir. Seslendirdiği spor haberlerinde ve tercüme edilen belgesel me­tinlerindeki dile özen göstermiş­tir. Ekibinde çalışan ve öğrencisi olan dostlarımızla anılarımızı tazelerken, onun Türkçe konu­sundaki duyarlılığını birbirimize hatırlatırız.

“Oldukça” sözcüğü, “olabildi­ğince, yetecek kadar, epey, hayli” anlamlarında kullanılması ge­rekirken; çoğu zaman yanlış bir biçimde “aşırı, abartılı, adamakıl­lı, çok” için kullanılıyor. Özellikle radyo ve televizyon kanallarında “oldukça akıllı, oldukça lezzetli, oldukça şık” vb. kullanımlar öy­lesine çoğaldı ki örneğin “oldukça akıllı” diye nitelendirilen birinin “kabul edilebilir” bir seviyede değil de, “aşırı, abartılı, çok” akıllı olduğu kastediliyor!

Yıllar önce bir meteoroloji bül­teninde sunucu, “… hava yoğunlu­ğu mükemmel” diyeceği yerde “… hava yoğunluğu oldukça mü­kemmel” demişti. Oysa “oldukça” belirteci, olabildiğince, yetecek kadar, epey anlamındadır. Örne­ğin, “Oldukça geniş olan salon, adamakıllı kalabalıktı.” Birbirine karıştırılan “fazlasıyla” sözcüğü ise olağandan, gerekenden çok, pek çok, ziyadesiyle anlamına gelir. Örneğin, “İçerisi, dışarıdan farklı olarak fazlasıyla sessizdi.” cümlesinde olduğu gibi.

“Oldukça” sözcüğü, ol-mak’tan isim-fiil ve eşitlik eklerinin kalıp­laşmasıyla türemiştir. Eşitlik hâli eklerinin (-ca, -ce, -ça, -çe) asıl görevi, gibilik, benzerlik ifade et­mektir. Akıllıca, insanca, çocuk­ça, büyükçe, anca, boyunca, yo­lunca, bunca, ardınca vb. Bu ekler “görelik” anlamı katar: “Sence bu doğru mu?” Yine bu ekler “birliktelik, beraberlik”anlamı da katabilir: “Sınıfça müzeye gittik.” Miktarları vurgulamak için çoğul eki ile birlikte yine bu ekler kul­lanılır: “Annem bu kütüphanede yıllarca çalıştı.”, “Onlarca şehir gezdim.” Bu ekler sayı adlarına gelince çokluk bildirir: “Yüzlerce kilometre yol yaptım.” Sonuç ola­rak bu ekler, “aşırılık, abartı” gibi bir anlam taşımıyor. Ancak kitle iletişim araçlarındaki kullanım yaygınlığına baktığımızda “ol­dukça” sözcüğüne maalesef böyle bir anlam da yüklemek zorunda kalacakmışız gibi görünüyor!

Dilbilimci-yazar Necmiye Al­pay “oldukça” sözcüğünün yanlış yerde kullanımını “Türkçede ‘çok’ anlamını karşılayan sözcüklerin yetersiz kalması” ile çeviri hata­larına bağlar. Buna örnek olarak popüler İngilizce filmlerinde geçen “quite” sözcüğünün her rastlanan yerde “oldukça” diye çevrilmesini gösterir.

Her şeye rağmen biz yine de Kenan Onuk’un dil uyarıları­nı unutmayıp onun zarif ruhu önünde saygıyla eğilerek “olduk­ça” sözcüğünün doğru kullanı­mına güzel bir örnek olan Cemal Süreya’nın Balzamin şiirini okuyalım: “…

Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da

Saçlarınla beraber penceredeyken

Besbelli arandığından haberli

Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda

Sevgili”

‘Oldukça’ değil tamamen doğru

“Onu sevmenin bir vicdan azâbı vermeyeceğini düşünerek oldukça rahatlık duydum.” Refik H. Karay

“Oldukça iyi bir arkadaş” Reşat N. Güntekin

“Ev oldukça haraptı, fakat üslûp bir asır evvelini muhâfaza ediyordu.” Ahmet H. Tanpınar

“Mâlı çok etme hazer eyle azâbından kim / Renci artar ağır oldukça yükü hammâlın” Fuzûlî

“Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir.” Ahmet Kutsi Tecer

“Oldukça geniş olan salon, adamakıllı kalabalıktı.” Sabahattin Ali