Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

PANCHO VILLA 100 YIL ÖNCE ABD’YE SALDIRMIŞTI

Meksika Devrimi’nin iki liderinden biri Pancho Villa, 9 Mart 1916’da Amerikan topraklarındaki Columbus’a saldırmış ve şehri yakıp yıkmıştı. Gerilla savaşının tarihini başlatan ve sonraki yılların istilacı Amerikası’nı istila eden Villa’nın olağanüstü öyküsü.

Günümüzden 106 yıl ön­ce başlayan Meksika Devrimi, kesintili oldu­ğu kadar uzatmalı bir devrimdi. Birkaç yıl içinde Pancho Villa ve Emiliano Zapata gibi gele­neksel politik aktörlere benze­meyen gerçek köylü liderleri­nin sahneye çıkması modern tarihin benzersiz bir vakasıydı.

6 Aralık 1914’te yerel kıya­fetleriyle Mexico’nun en bü­yük meydanı Zócala’ya giren isyancı güçlerin önünde, sekiz “general” yürüyordu. Beş yıl ön­ce hiçbirinin askerlikle ilişkisi yoktu. Onlar, köylü, öğrenci, sı­ğır hırsızı, köy öğretmeni, seyis, haydut ve makinisttiler. Ara­larında dönemin Avrupa’daki devrimlerinde ki gibi profesör, avukat, doktor, gazeteci, profes­yonel aydınlar yoktu. Tercü­man ve aracı kullanmıyorlardı. Bu büyük kitle, önlerinde ken­dileri gibi “generaller”le Ulusal Saraya doğru ilerlediler.

Torreon fatihi 26 Nisan 1913’te Durango ve Chihuahua’daki asi komutanlar Jimenez’de buluşup, demiryollarının kavşak noktasındaki Torreon şehrini ele geçirmek için Villa’yı lider seçtiler. Muzaffer komutan Pancho Villa, süvarilerinin önünde Torreon muharebesinde, 29 Eylül-1 Ekim 1913.

Aşağıdan, halkın içinden gelen bu önderlerin karşısına, zamanla kurumsal siyasetin ye­ni temsilcileri, bir takım sosyal talepleri kendilerine malederek çıkmaya başladılar. İhtiyar kı­tada 1. Dünya Savaşı başlarken Meksika Devrimi’nin rüzgarı aniden ters esmeye başladı.

Daha birkaç yıl önce dev­riminin önde gelen simaları arasında yer alan Pancho Vil­la, artık ABD tarafından mu­hatap olarak kabul edilmiyor­du. Anayasacıların 1915’deki zaferi ve köylülerin radikaliz­mi, ABD’yi Villa’yı gözden çı­karıp Carranza’ya yakınlaştır­dı. 1915 sonunda ABD Başkanı Wilson, Venistiano Carran­za’yı Meksika hükümetinin temsilcisi olarak tanıdı. Aynı zamanda muhalif akımlara si­lah satışına da yasak geldi.

Sonraki aylarda, Carranza hükümetinin Savaş ve Deniz Bakanı Obregon yavaş yavaş öne çıkmaya başladı. Obregon, yeni başlayan Cihan Harbi’n­den dersler çıkararak Pancho Villa’ya karşı mitralyözlerle önemli bir başarı kazanmış ve Villa’nın yenilmez kabul edi­len süvarilerini mağlup etmişti. Villa’nın süvarilerinin uygu­ladığı Apaçi taktiği (Süvariler hızla geliyor, 150 metre kala aniden durup ateş ediyor, sonra yakınlaşıp atın yuları ağızların­da iki ellerinde tabancayla tek­rar ateş ediyorlardı) artık tari­he karışmak üzereydi.

Meksika Devrimi’nin 1915 Nisan-Haziran arası yaşanan en kanlı çatışmaları sırasın­da Pancho Villa cephane ko­nusunda sıkıntı çekmekteydi. Öte yandan “El Parfumado” (koku sürünmüş) diye aşağı­ladığı Obregon’un saldırıla­rı artmış, ele geçirilen subay­ları kurşuna dizilmişti. Villa hem mali olarak çökmüş hem de cephanesinin önemli bölü­münü kaybetmişti. 20 Aralık 1915’te dağlara çekilerek geril­la mücadelesine başladı.

ABD’nin Carranza’dan baş­kasına silah satmama kara­rından en çok etkilenen Villa olmuştu. Ancak sınıra yakın Ciudad Chihuahua’da konuş­landığından, ABD toprakların­dan gizlice silah temin edebi­liyordu. Silah tedarikçisi ise, son olarak kendisine ödediği altın ve gümüşe göre kalitesiz mühimmat vermiş olan Samu­el Ravel’di. Silah taciri Ravel, “Meksikalı haydutlarla müza­kere etmeyeceğini” bildirin­ce, Villa onun yaşadığı ABD topraklarında bulunan Colum­bus’a saldırmaya karar verdi. 17 Şubat’ta San Jeronimo’dan 589 adamıyla hareket etti.

Pancho Villa, “kurmayları”yla Orijinali Washington’daki Kongre Kütüphanesi’nde bulunan bu fotoğrafın kesin tarihi bilinmiyor. Pancho Villa, çapraz fişeklikleri ve uzun namlulu tüfekleriyle cephaneliği andıran yakın silah arkadaşlarıyla.

Meksika Devrimi’nin ba­şından itibaren Amerikan or­dusu, iki ülke arasındaki uzun sınır boyunca karakollar kur­muş ve birçok kez Meksika­lı isyancılarla çarpışmıştı. Bu çarpışmaların en şiddetlisi, işte Villa’nın bu saldırısı sıra­sında tam 100 yıl önce 9 Mart 1916’da gerçekleşti.

Villa’nın birliklerine, gene­ral Ramon Banda Quesada ko­muta ediyordu. 444 süvarinin katıldığı bu saldırıda postaha­ne, otel ve evler yakılmış, sekiz asker ve ikisi Meksikalı on sivil öldürülmüştü. Villa’nın adam­larından ise 73’ü ölmüştü. Vil­la’nın adamları ev ev silah taci­ri Ravel’i aradılar ama Teksas’a gittiği için bulamadılar.

Usta binici Asıl adı José Doroteo Arango Arámbula olan Pancho Villa’nın takma isimlerinden biri de usta biniciliğine gönderme yapan El Centaura del Norte’ydi. Yani Kuzeyin Centaur’u (yarı at, yarı insan mitolojik varlık). Villa, devrim yıllarında, at sırtında.

1812 İngiliz-Amerikan Sa­vaşı’ndan sonra ABD toprakla­rının yabancı güçlerce ilk (ve son) istilası, Amerikan kamu­oyunda büyük bir şok etkisi yarattı. Villa’yı yakalayıp yar­gılamak üzere general Pers­hing komutasında bir “ceza­landırma harekatı” düzenlen­di. 14 Mart 1916’da başlayıp 17 Şubat 1917’de sona eren bu harekatta Villa ele geçirileme­di ama, Amerikan ordusu bir yıl sonra Pershing’in de komu­tanlık yapacağı Birinci Dünya Savaşı’nda kullanacağı en mo­dern silahları denemiş oldu. Geleceğin ABD Başkanı Dwi­ght D. Eisenhower ve 2. Dünya Savaşı’nın ünlü generali Pat­ton da bu harekatta teğmen rütbesiyle yer aldılar.

Pershing, Columbus’a dön­düğünde Villa’yı yakalayama­mış olsa da (bir söylentiye gö­re dizinden yaralanmış olan Villa’nın çok yakınından geç­mişlerdi) onun 33 önde gelen adamını yakalamıştı. Üç hafta boyunca aç bırakılan esirler­den dördü öldü, diğerleri son­radan affedildi.

General Pershing’in taki­binden kurtulan Villa, kuzey­den gelen gringolara karşı di­renişin simgesi haline gelerek büyük bir moral kazandı. 16 Eylül 1916’da bir zamanlar üs­lendiği Ciudad Chihuahua’ya saldırdı ve siyasi mahkumları serbest bıraktı. O yıl zaferden zafere koşarak büyük kent­ler hariç hemen hemen Chi­huahua eyaletinin tamamın­da kontrolü sağlayan Villa, 22 Aralık’ta Ciudad kentini de ele geçirdi. Bu, Villa’nın son bü­yük zaferi olacaktı.

İlerleyen yıllarda orta sı­nıfların ve Amerikalıların iş­lettiği madenleri kapattığı için madencilerin desteğini yitiren Villa, 1920’de silahla­rını bırakıp köşesine çekile­cek, 1923’te de bir suikaste kurban gidecekti.

Zaferin yolu, demiryolu Meksika İç Savaşı’nda demiryolları hem stratejik üstünlük hem para demekti. Pancho Villa trenlerden oluşan bir ordu kurmuştu.

Latin Amerika edebiyatı­nın büyük ismi Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, 2013’te Gün­lerin Çocukları kitabının ya­yımlanmasının ardından Amy Goodman’a verdiği bir röpor­tajda Pancho Villa’ya kimsenin bakmadığı bir açıdan bakmıştı:

“9 Mart 1916 sabahının er­ken saatlerinde Pancho Villa atlılarıyla sınırı geçti, Colum­bus şehrine ateş yağdırdı, bir­çok askeri öldürdü, biraz at ve silah yağmaladı, ertesi gün hi­kayesini anlatmak için Meksi­ka’ya geri döndü. Bu yıldırım harekâtı, Birleşik Devletler’in İngiltere’ye karşı verdiği ba­ğımsızlık savaşından beri ma­ruz kaldığı tek işgaldi. 1812’de bir İngiliz istilası olmuştu ama bence bu gerçek bir istila değil, uzun bir bağımsızlık mücade­lesinin bir fasılasıydı. Pancho Villa’nınki ise gerçek, üste­lik tek istilaydı. Buna muka­bil, Amerika o tarihten bu yana dünyanın hemen hemen bütün ülkelerini istila etti”.

Kadınları severdi Villa, bir kadın kendisiyle evlenmek istiyorsa onunla evleniyordu. Evlenirken de boşanırken de yasaya ihtiyacı yoktu. General, 27 karısından en ünlüsü Luz Corral ile.

PORTRE: PANCHO VILLA

Gerilla savaşının yaşarken yazılan tarihi

Bir Robin Hood veya bir İnce Memed’di. Kız kardeşini korumak için silaha sarılıp eşkiya olmuştu. Düşmanları için “Cengiz Han”dı. Basit bir sığır çobanıyken “Kuzey Tümeni”nin generali olan bu isyancıyı, Ame- rikalı gazeteci John Reed şöyle takdim eder: “Bu adam tanıdığım en doğal insandı. Vahşi hayvan­lara en yakın olma anlamında doğal…”

Asıl adıyla Doroteo Arango Arámbula, Haziran 1878’de Durango eyaletinde doğdu. 12 yaşında yetim kalan bu yoksul köylü çocuğu, gömlek değiştirir gibi isim değiştirdi. 1910’a kadar hayduttu, siyasetle ilgisi yoktu. Başkan Madero’ya katıldığında, 400 süvarisiyle binbaşı tayin edildi. Ama bu düzenli askerî ya­şam ona göre değildi. 4 Haziran 1912’de itaatsizlikle suçlanarak tutuklandı. Hapiste tanıştığı genç bir Zapatist sayesinde, devrimin diğer ünlü ismini, onun programını öğrendi, hapisten kaçtı.

Villa artık askerlerin ve top­rak sahiplerinin işin içinde olma­dığı bir ayaklanmanın gerektiği sonucuna vardı: Yoksulların zamanı gelmişti. Seksen kişiyle yola çıktı, trenleri ele geçirmeye başladı. Gerilla savaşının tarihini başlattı. Onbinlerle ifade edilen güçlere komuta etmeye başladı. Chihuahua’da eyaletini yöne­tirken hazine karşılığı olmayan ama kabul edenin hayatını garantiye alan kağıt para bastı.

Ondan kurtulmak isteyen yeni lider Carranza, ordusunu modern silahlarla donatmış olan bakanı Obregón’u Villa’nın üze­rine sürdü. Beş yıl sonra 1920’de silahları bırakmak zorunda kaldı. Kendisine verilen topraklarda yaşamaya başladı. 1923’te öldü­rüldü; bindiği arabaya 150’den fazla mermi sıkılmıştı. Geriye, yoktan varolmuş hayatının her evresinden fışkıran bir efsane kalır. Hayatı boyunca 27 defa evlenmiş, 30’dan fazla çocuğu olmuştu.

(Masis Kürkçügil’in bu yazısı, ilk kez NTV Tarih’in 22. sayısındaki Meksika Devrimi dosyasında yayınlamıştır.)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamını Oku

Son Haberler