Paşanın “11 Nümerolu Rûznâme Müsevvidâtı” (Günlük karalamalar) adını verdiği defterinin özgünlüğünde ve böylesine ayrıntılı, başka hususi-resmî günlük tutan bir başka sadrazam gösterilemez. Yemek, yatmak kalkmak, ısınmak düzenleri, hastalıklar, hekim tanıları, sağlık için önlemler, inşaat işleri, hesaplar, mimarlık bilgileri, çarşı pazar durumları, emtia fiyatları, faydalı yiyecek ve içecekler…
Bizde yaşam öyküleri, doğuş, çocukluk, eğitim, meslek edinimi, resmî-hususi görevler, birkaç da “hususiyet” yazılarak ölüm satırlarıyla toparlanır. Lakin, kişinin hayat tarzı, alışkanlıkları, evi, ailesi, eşi dostu, merakları, taşınır taşınmaz varlığı, servet ve birikimleri, ondan kalanlar… gibi sorulara ya yanıt yoktur veya şöylece değinilir. Said Paşa için İbnülemin’in ve Pakalın’ın yazdıkları birer istisna sayılabilir. Yazarlar, paşayı iki kitap doluluğunda anlatmış olsalar da, yine de kimi yazılarını, defterlerini görememişler.
Osmanlı Devletinin 218 sadrazamı arasında, Said Paşa’nın “11 Nümerolu Rûznâme Müsevvidâtı” (Günlük karalamalar) adını verdiği defterinin özgünlüğünde, ve ayrıntılı, başka hususi-resmî günlük tutan bir paşa, herhalde olmamıştır.
“Öteki 10 defter veya eğer varsa sonrakiler ne olmuştur?” sorusunu bir tarafa bırakalım: Elimizdeki “yazma” defterin içeriğine “hatırat/anılar” diyemeyiz. Çünkü anlık günlük olaylar, gelen giden, konuşmalar anlatılmıyor. Buna karşılık, yemek, yatmak kalkmak, ısınmak düzenleri, hastalıklar, hekim tanıları, sağlık için önlemler, inşaat işleri, hesaplar, layiha müsveddeleri, mimarlık bilgileri, çarşı pazar durumları, emtia fiyatları, faydalı yiyecek ve içecekler… Defterin muhtelif sayfalarına çoğunca sırasız veya “devamı falan sayfadadır” notu düşülerek yazılmış. İbnülemin’in “onun için hastalık tabii, sıhhat arizî idi” tanımına bu defter kanıttır. Çünkü birçok sayfaları kendisinin ve çocuklarının hastalık hallerine, gelip giden doktorların teşhis ve ilaç, yiyecek içecek tavsiyelerine ayrılmıştır.
Sayfaları dolduran notlar, sıradan bir İstanbullunun değil, resmî-siyasi hayatı 60 yıldan fazla, Bâbıâlî’de, sarayda, görevler, nâzırlık, meclis âzalığı, reisliği, başvekillik ve sadrazamlık yapmış bir son dönem vezirinin kalemindendir. Öyleyken, konağı ya da evinde orta halli bir İstanbullunun yaşayışını, meşguliyetini, hesap-kitap titizliğini sürdürmek, metin kurma ve gramer çalışmak, Fransızca iktibaslar veya mektup denemeleri yapmak, ailenin yatıp kalkma, yemek vakitlerini, odaların ısıtılması, kömür ve odun kalorileri, maliyeti, kendisinin ve çocuklarının hastalanmaları, köşk yalı yapımları, inşaat masrafları, konağa ve aileye hizmet edenler, vekilharcının yaptığı harcamalar… daha pek çok akla gelen gelmeyen günlük iş ve sorunları yansıtması, bir sosyal tarih belgeliği olarak önemlidir. Şu da eklenmeli: Paşanın olasılıkla aynı içerikte doldurduğu önceki 10 defter gibi bunu da resmî görevlerden uzak kaldığı 1885- 1901 aralığında işlediği anlaşılmaktadır.
Defter 17,5 x 24 cm boyutunda 239 yaprak olup kendi el yazısıyladır. İlk sayfada şu notu düşmüş: “20 c.evvel 1309 – 22/10 k.evvel 1307/ Esnâ-yı mütaleada intihab olunan âsâra veyahud lehü’l-icab müracaat olunmak içün kaydına lüzum gördüğüm mevâdda ve meşhudat ve tetebbuatıma ve umûr-ı beytiyeme da’ir zabtı mu’tadım olan ruznâmenin on birincisidir Kayd olunan mevadd tarihleri ‘itibârıyle olub rûznâmenin mevadd-ı mündericesi beyinlerindeki adem-i münasebet ekseriya bundan neş’et eder. Bir takım şeyler dahi ıttirad ve münâsebete bakılmayub müşahede olunduğu vech üzere karışık kayd olunmuşdur” (20 Cemaziyelevvel 1309 – 10 Kanunevvel 1307 [22 Aralık 1891] Araştırmalar sırasında seçilen eserlere veyahut gerektiğinde başvurulmak üzere kaydetmeye gerek gördüğüm maddelere, gözlemlerim ve incelemelerime ve ev işlerime dair tutmayı alışkanlık haline getirdiğim günlüğümün on birincisidir. [Günlüğe] Kaydedilen maddeler, tarihlerine göre [kronolojik olarak] sıralandığından, günlükteki maddelerin arasında görülen alakasızlık genellikle bundan ileri gelmiştir. Bir takım şeyler de takip sırasına ve ilgisine bakılmayıp, yaşanıp gözlemlendiği şekilde karışık olarak kaydedilmiştir).
Defterde görülen lâyihalar, günlük notlar, Sarıyer’deki köşk inşaatının hesapları, alışveriş kayıtları, çocuklarının sağlık sorunları, kendi sağlığı için “zorunlu şampanya ve konyak içmek” gibi ilginç not düşmeler, paşanın yayımlanan hatıratında bu konulara girilmediği için önemlidir.
Yüzden bakıldığında sayfalar gelişigüzel ve özensiz yani karalamacı kaleminden çıkmış izlenimi verir. Buna karşılık okunması kolay, ifade düzgündür. Doğal ki paşa, kendi alışkanlığına göre sistemli yazıyordu. Örneğin 1892 Ocak sonu-Şubat başında ailece yakalandıkları, o zamanlar “enfülüence” (influenza) denen öldürücü gripten kurtulduktan sonra paşa, yabancı gazeteleri de okuyarak hava durumları, dağ ve vadi rüzgârları konusunda ulaştığı bilgileri defterine uzun uzun yazmış.
Aile sorunlarıyla, padişaha yazdığı ariza ve layihalar, hazırladığı okul programları, yaptırdığı köşkün konağın hesaplarından, sağlık ve beslenme sorunları, hatta Nişantaşı’daki konağının kat ve odaların günün belli zamanlardaki ısısıyla, ısıyı bir veya bir iki derece yükseltmek için ne kadar kömür odun yakılması gerektiği… hesaplarına kadar, akla gelen gelmeyen teferruatın kaydedildiği defterde, harcamalar, kendi kaleminden Fransızca temrinler, Türkçe gramer çalışmaları, Arapça, Farsça beyitler, âyetler ve çevirileri, hadis yorumları, rubai, kıt’a, mesnevî, tercii, şarkı tanımlamaları, elvan-ı asliye başlığı altında renklerin özellikleri, 1863 sergisine ilişkin eleştiriler, muhtelif gıdaların o zamanki deyimle kuvve-i muğdiyesi, yani kalori dereceleri de yazılmış.
Bu defterin asıl hamulesi, paşanın Sarıyer’de yaptırmakta olduğu köşkün inşaatına ilişkin aralıklarla 100 sayfa aşan hesaplardır. Günümüzden 150 yıl önceki yapı teknikleri, işçilik, malzeme, fiyatlar ve maliyet… üzerine yapılacak bilimsel bir çalışma için müthiş bir kaynaktır.
Sağlık notları, tabip tavsiyeleri
83-86. yapraklar… Çocuklarının geçirdiği ağır gripten sonra Çamlıca’da veya Boğaziçi’nde oturmanın zayıf bünyeler için mahzurlarını tabip Hekimyan’ın görüşlerini de alarak açıklamış. İzleyen sayfalarda da sulardan, rüzgârlardan oksijenden, doğadaki oluşumlardan, bunların sağlığa etkilerinden bahisler açmış. Tabibe sorular yönelterek aldığı cevapları yazmış.
İlk matbaa tesisi ve basılan kitaplar
102. sayfa. 21 Mayıs 1308 Perşembe: İstanbul’da ilk tabığhane (matbaa) tesisi 1239 (1823)
1141 sene-i- Hicrîyesinde (1727) basılan kitaplar: Vankulu lügâti, 1142 sene-i Hicrîyesinde(1728) basılan kitaplar: Tuhfetü’l-Kibâr, Târih-i Hind-i Garbî.
Müteferrika İbrahim Efendi’nin Latin lisânında tercüme etmiş olduğu Efgan Târihi
Timurleng Tarihi (Nizâmî-zâde’nin), Gülşen-i Hûlefâ (Nizâmî-zâde’nin)…
Don-gömlek ve çorap adetleri
Defterin 44. yaprağında a) Paşanın ormanların faydasına ilişkin görüşlerinin 6. ve 7. Maddeleri, b) Bunun altında niçin yazıldığı belirsiz, kullanılmamış, kullanılmış don-gömlek, boyu kısaltılmış don-çorap, c) 1 Şubat 1892 de Kanlıca’daki yalının bahçesini düzenleme işi için Süleyman Ağa’nın ifadesine nazaran 29 yevmiye rençber ve 5 beygir çalıştırılması gerektiğine dair notlar okunuyor.
Yatma-kalkma-oturma saatleri
Vakit cetveli… Ailenin öğün, yatma, kalkma, oturma saatleri: “Cetvel-i âti, benimle çocukların usûl-i taayyüşümüzü bir nizâm altına almak içündür. Şimdiki hâl ve âdetde birkaç gün vukuu gibi kayd olunmağla neticesi buraya derc olunur”. Alaturka 12’de okunan akşam ezanından bir saat sonra yemek saati, akşam oturması, yatma, uyanma, yataktan çıkma, sabah kahvaltısı, tekrar akşam yemeği… (Demek ki eski iki öğün, kuşluk ve akşam yemekleri, paşanın konağında mutat, öğle yemeği yokmuş!)
Kayınvalideye harçlık, kardeşin ev kirası…
Bu sayfada ve devamında, kahve tütün, arpa, et, ekmek, odun, kömür fiyatları ve alımları, vekilharcın ona şuna ödediği paralar yazılı. 52. sayfada paşanın aylıklı çalıştırdığı vekilharç, iki uşak, ayvaz, aşçı, arabacı, arabacı çırağı, bekçi, yalı bekçisi, tablakâr ve yemişçinin, çocuklarının muallimleriyle Mebrûre’nin Türkçe hocasına, üç hizmetçiye ödenen ücretler yazılı. Paşa, kayınvalidesine harçlık vermekte, merhum kardeşinin ailesinin ev kirasını da ödemekteymiş ki giderlerin aylık tutarı 1 altın lira 108 kuruş hesabıyla, 92 lira 89 kuruşmuş
1007 kuruşluk kitap, 1998 kuruşluk mefruşat
58. sayfa ve devamında yıllara göre karşılaştırmalar, sıradan olmayan harcamalar var. Söz gelişi 1007 kuruşluk kitap, 1988 kuruşluk mefruşat, 432 kuruşa da bir de dikiş makinesi alınmış (Pakalın: Sait Paşa ölünce 1000 küsur basma, yazma ve yabancı dilde kitabının Sahaflar Çarşısında satıldığını; İbnülemin’den de 1Fransız altınına aldığı yazma Mütercim Âsım Tarihi’ni kendisinden isteyen Mısırlı Mustafa Fâzıl Paşa’ya verdiğini, aralarında bir bedel konuşulmamasına karşın, paşanın 300 altın lira gönderdiğini dinlediğini yazar).
1 lira 118 kuruş aylık üzerinden harcamalar
Vekilharç Mustafa, 5 Şubat 1892’de izin alırken hesap da vermiş. Paşa 45-46. sayfalara harcamaların dökümünü, aylık, üç- dört aylık toplamları ve 1 Osmanlı lirası 118 kuruş üzerinden her aya düşen harcamayı ve kişi başına düşen miktarı hesaplayıp yazmış. İzleyen sayfalarda daha ayrıntılı hesaplamalar var.
Sobaya atılan odun, odanın ısı değerleri
Ocak 1892’de paşanın odasında iki kez şöminede kalorifer kömürü, yakılarak gün ortasında 15 derece, akşam soba da yakılarak 19 derece, sobaya tekrar odun atılarak 22 derece olmuş. Sonra 20’ye, 19’a düşmüş. İzleyen sayfada günlük kömür-odun tüketiminin kantar ve maliyet hesapları yazılmış.