Kasım
sayımız çıktı

Türkiye’nin dört sıkıyönetim dönemi

BİLDİRİLERİYLE 1950-1970
DÖNEMİ SIKIYÖNETİMLERİ

Sıkıyönetim, olağan yöne­tim usûlleri ve yetkile­riyle üstesinden geline­meyecek sorunlarla karşılaşıl­dığında başvurulan yönetim biçimlerinden birisi. Türki­ye’de de siyasal iktidarlar dö­nem dönem kendilerini sıkı­yönetim ilan etmek zorunda hissetmişlerdir.

Anayasa profesörü Zafer Üskül, yeni kitabında 1950- 1970 yılları arasındaki dört dö­nemin sıkıyönetim bildirile­rini masaya yatırıyor. Kitapta, 1955’te 6-7 Eylül olayları üze­rine; 1960’ta öğrenci gösterileri üzerine, 1963 yılında Talât Aydemir ve arkadaşlarının darbe girişimi üzerine ve 1970 yılında 15-16 Haziran işçi ha­reketleri üzerine ilan edilen sıkıyönetimlerin bildirileri de­ğerlendiriliyor.

Her sıkıyönetim birbirin­den farklı özellikler göster­se de birçok ortak nokta da var. Bunlardan biri de sıkıyö­netim komutanlıklarının, sı­kıyönetimin ilan edilme sebepleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan alanlarda da yasaklar getirmesi.

Sözgelimi toplantı yasağı konması hemen tüm sıkıyöne­timlerin aldığı kararlardan bi­ri. Ancak bu toplantılar siyasi toplantılarla sınırlı değil. Bu yasağa spor karşılaşmaları, ni­kah ve vaftiz törenleri, koope­ratif toplantıları ve hatta ilko­kullardaki müsamereler bile giriyor. En ilginci de sıkıyöne­tim komutanlarının trafiği dü­zenleme konusunda engelle­nemez bir istek duyması. Kor­na çalmak, hız yapmak, yanlış yere park etmek, kapasite faz­lası yolcu almak, yaya kaldı­rımlarını işgal etmek, otobüse sıraya girmeden binmek bazı dönemlerde sıkıyönetim suçu olarak değerlendirilebiliyor.

Üskül’ün bir araya getirdiği bildiri ve tebliğler, Türkiye’nin yakın tarihinde ordunun siya­setten eğlence hayatına kadar toplumun tüm hücrelerine na­sıl nüfuz ve müdahale ettiğini birincil kaynaklarla ortaya ko­yuyor. Konuya ilgi duyanların kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap.