Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Yakın tarihten bir kahramanlık destanı

Afroamerikalıların önde gelen tarihçilerinden Manning Marable, uzun yıllar boyunca bir dedektif gibi çalışarak sonu suikastle biten Malcolm X’in hikayesini anlattığı muhteşem bir biyografi yazdı.

Marable’ın eseri, 1965’te 39 yaşında hayatını kaybeden kahramanın kendini yoktan nasıl yeniden ve yeniden yarattığına dair bir kitap.

Hikaye klasik bir kahramanlık destanıdır. Bilinmeyene bir yolculuk, öğrenme, deneyim, sınama ve alışılageldiği üzere ölümle sonuçlanan bir kader. Ancak sonuçta daha derin, daha zengin ve eleştirel bir bilince ulaşılır.

44 yazında henüz 19 yaşında iken adı Jack Carlton’du. Uyuşturucu ve fuhuş dünyasının kıyısında Manhattan’daki bir barda üç dört ay boyunca bateri çalıp dans ederken, bir olay vesilesiyle on yıla mahkum olur. Hapishanede köklü bir dönüşüm geçirerek Elijah Muhammed’in önderliğindeki İslam Milleti (NOI)’ne katılır. Malcolm için hapishane tam bir üniversite olur. Kendini hem çok yönlü olarak yetiştirir hem de çok farklı kesimlerle onların dilleriyle konuşan büyük bir hatip/vaiz olur. Hapisten çıktığında artık İslam Milleti’nin önde gelen simalarından biri olmaya yönelecekti. On yılda 70-80 yeni cami kurar, 400 üyesi olan bir mezhebi 1960-62’da 50 ila 100 bin kişilik bir örgüte dönüştürür.

Ancak Elijah Muhammad’in lideri olduğu İslam Milleti’nin sürdürdüğü içe kapalı hat yerine önce bütün siyahların sorunlarına yönelir ve daha sonra da siyahların sorunlarını dünya meselelerine bağlayarak altmışlı yıllarda sömürgecilik karşıtı hareketlerle yakınlık kurar.

İslam Milleti ile bağlarını kopardıktan sonra siyasete atılır ve 1964’te iki yeni örgüt kurar: Muslim Mosque Incorporated ve Organisation of Afro-American Unity (OAAU). Bir devlet başkanı gibi karşılandığı Afrika ve Ortadoğu’ya gider.

Dönüşünde artık hem FBI, hem New York polisi, hem de eski örgütü İslam Millet’i için kurtulunması gereken bir insandır.

Malcolm X’in hayatında üç temel husus öne çıkıyor. Bunlardan ilki öğrenme, deneyim ve bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle bir tür klasik destansı bir yolculuğa koyulması ve sonunda başladığı noktanın çok uzağında ama bütün insanlar için anlamlı bir bilince ulaşması. İkincisi, Malcolm’un manevi yolculuğu: İslam Milleti’nden NOI’nin sünni (geleneksel) islamına geçiş. Üçüncüsü ise ihanettir, yani emek verdiği, geliştirdiği hareketin ve en yakınlarının ihaneti.

Malcolm benzerlerine kıyasla çok büyük bir hatipti ve yalnızca siyah kitlelere değil beyazlara da seslenme gücüne sahipti. Yalnızca sokaktaki insana değil Oxford, Harvard gibi üniversitelerdeki insanlara da aynı güçle seslenebiliyordu.

Altmışlı yılların büyük fırtınalarında o da yaşadığı toplumun en büyük ayrımcılığı ve eşitsizliğine karşı, siyahların tarihini iliklerine kadar hissedip bir direniş destanı yazdı.

Devamını Oku

Son Haberler