Kasım
sayımız çıktı

Günlük hayattan yadigar kalan…

Muharebeler sırasında kullanılan nice aksesuar ve eşya, o günlerin atmosferini günümüze taşıyor. Acı hatıralarla dolu objeler, savaşın insani yüzüne biraz olsun yaklaşmamızı sağlıyor.

Nice saldırılara, ölümlere, acılara tanık oldular. Sahiplerinin üzerinde, yanında onlarla birlikte yaşadılar ve bugüne kaldılar. Ayakkabıdan dürbüne, ilaçlardan cep saatlerine birçok kişisel eşya, savaş arazisinde ya kayboldu ya terkedildi. Zamana ve doğa koşullarına meydan okuyan bu parçalar, dönemin teknolojisi ve kullanımını yansıtması bakımından da çok kıymetli. Anonim ruhların izlerini taşıyan eşyalar, “Çanakkale’nin masumiyet müzesi”ni oluşturuyor.

AYAKKABIYLA YAŞAYIP ÖLMEK

Siper hayatının kadim dostu ayakkabı, çoğu kez ancak öldükleri zaman askerlerin ayağından çıktı. Türk tarafında sıkıntı yaşanan malzemelerden biriydi.

İLAÇ ŞİŞELERİ: YARALIYA ŞİFA

Savaşta küçük bir yara dahi, hemen önlem alınmazsa öldürücü olabiliyordu. Çanakkale’de yaralandıktan sonra ölenlerin sayısı, cephede anında ölenlere neredeyse eşittir.

BİTE KARŞI ASKER TRAŞI

Askerlerin kafalarını kazıtması biti engellemiyordu şüphesiz ama, hiç değilse bu küçük haşerelerin daha kolay yakalanmasını sağlıyordu.

TÜM SUBAYLAR ONA BAĞLIYDI

Karşı tarafın konumunu belirlemek için vazgeçilmez olan dürbün, operasyonel kararları belirleyen en önemli savaş aksesuarıydı. Ateş hattında ise aynalı dürbünler kullanıldı.

SESİ DUYDUĞUNDA İLERİYE FIRLA

Birliklere süngü saldırısı emrini ileten düdükler, İtilaf subayları tarafından Çanakkale’de de sıklıkla kullanıldı. Hayatta kalan askerlerin de kabusu olacaktı.

ROMANTİK AMA ÖLÜMCÜL BİR SES

Hücum veya ricat borusu, savaş sırasında etkili bir iletişim aracıydı. En önemli handikapı ise, karşı tarafın da bu yüksek perdeli sesi duyarak pozisyon almasıydı.