Siyaset yasağı kalkan liderlerin dönüşüyle renklenen 1987 seçimleri, parası olmayanın adaylığını neredeyse imkânsız hale getiren dönemin de başlangıcıydı.
12 Eylül darbesiyle birlikte siyaset yapmaları yasaklanan 1980 öncesi parti yöneticilerinin yasaklarının kaldırılmasıyla ilgili referandum 6 Eylül 1987’de yapılıp halk yasakların kalkmasına karar verince siyaset dünyası bir anda renklenmişti. Eski kurtların dönüşü en çok Başbakan ve ANAP lideri Turgut Özal’ı tedirgin etmişti. Özal diğer partileri hazırlıksız yakalamak için 1988 Kasım ayında yapılacak seçimleri bir yıl geri çekti.
Yasağı kalkan Süleyman Demirel, Doğru Yol Partisi’nin (DYP), Bülent Ecevit, Demokratik Sol Parti’nin (DSP), Alparslan Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi’nin (MÇP) ve Necmettin Erbakan da Refah Partisi’nin (RP) başına geçtiler. 1987 yılında, bugünlerden farklı olarak, parti içi demokrasinin işleyip milletvekili adaylarının önseçimle belirlenmesi alışkanlığı yerleşmişti. Süre çok kısa olduğu için partiler her yerde ön seçimleri yapamadı ve bazı adayların genel merkezler tarafından belirlenmesi büyük huzursuzluk yarattı.
Demirel, yasağı kalktıktan sonraki ilk mitinglerden birinde.
1987’de büyük partiler farklı kamuoyu araştırma şirketleriyle anlaşıp kendilerine özel, çok geniş çaplı anketler yaptırmaya başladılar. Seçim kampanyalarını profesyonel ajansların hazırlamasına da artık alışılmıştı. Sosyolog ve yazar Can Kozanoğlu’nun, Cilalı İmaj Devri kitabında “Elma, armut, deterjan, kola gibi politikacı da pazarlanabilir olmuştu. ABD pazarlama başlangıç kitaplarından alınma görüşler politika sahnesine taşındı” diye özetlediği dönem başlıyordu.
Yurtdışından kampanya danışmanlarının da getirildiği 1987 seçimlerinde SHP’nin yürüttüğü limonlu kampanya büyük ilgi gördü. Parti, ANAP iktidanının halkı limon gibi sıktığının savunulduğu tam sayfa gazete ilanlarında “Beş yıl daha bir limon gibi sıkılmaya hayır” mesajı veriliyordu.
Erdal İnönü’nün genel başkan olduğu SHP’nin 1987’deki limonlu reklam kampanyası çok ses getirmişti
Kampanyalar profesyonelleşince rekabet iyice artmış ve elbette maliyetler yükselmişti. Partilerin harcadığı paranın yanı sıra, artık adaylar da kendi kampanyaları için kesenin ağzını açmak zorundaydı. Kendisi için afiş ve video kasetler hazırlatan adaylar bir de epey yüklü ağırlama masraflarıyla uğraşıyordu. Bu durum, belli bir gelir düzeyinde olmayanların aday olmasını güçleştirmişti. “Paran yoksa seçilmen zor” diye özetlenebilecek bu durum günümüze “Paran yoksa seçilmen imkansız”a dönüşerek ulaştı.
1987 seçimleri siyasi yasakların kalkmasının da etkisiyle katılım oranı en yüksek seçim oldu. Halkın yüzde 90.9’la sandığa gitmişti (En düşük katılım ise yüzde 64.3’le 1969 seçimlerinde gerçekleşmişti). Yüzde 10 barajını yalnızca üç parti aştı. Diğer partiler parlamento dışında kalmıştı. ANAP yüzde 36.3 oyla 292, Sosyal Demokrat Halkçı Parti 24.8’le 99, DYP ise yüzde 19.1 oyla 59 milletvekili çıkardı. ANAP 1983 seçimlerine göre epey oy kaybetmişse de seçim sistemi sayesinde Oyların yüzde 36.3’üyle Meclis’teki sandalyelerin yüzde 64.9’unu kazandı.
PORTRE
İnci baba: Meclis’e bir gireyim sopalanacak o kadar çok adam var ki
1987 seçimlerinin en renkli adaylarından biri ihale mafyasının ünlü ismi, İnci Baba diye bilinen ve memleketi Urfa’dan bağımsız aday olan Mehmet Nabi İnciler’dir. İnci Baba bağımsız adaydır ama aslında 1971’den beri tanıştığı Süleyman Demirel’e hayrandır. Urfa’dan adaylığını açıkladıktan sonra “Meclis’e bir gireyim, sopa atılacak o kadar çok vekil var ki…” dediği için midir bilinmez, seçimi çok az bir oy farkıyla kaybeder. Kampanyası sırasında Başbakan Turgut Özal için “Bizim mafyalığımızdan ne olur, asıl mafya bunlar” demesi sebebiyle hakkında dava açılır. Özal’ın kendisini ima ederek “Demirel’i mafya bozuntuları destekliyor” demesi İnci Baba’yı iyice sinirlendirir: “Ben Turgut Bey’i de yenge hanımı da çok severim. Zaten sevmesem ANAP kurulurken para yardımı yapmazdım. Parayı verirken iyiydi de şimdi mi mafya olduk?”
1987 seçimlerini kaybetmesi onu siyasetten soğutmaz. 1991’de de önce yine Urfa’dan aday olur, ancak en büyük rakibinin İbrahim Tatlıses olduğu seçimden kısa süre önce adaylıktan çekilir.
Hayranı olduğu Demirel Cumhurbaşkanı seçildiğinde Güniz Sokak’tan Çankaya’ya uğurlama törenini İnci Baba organize etmişti.