Kasım
sayımız çıktı

Galata ve Suriçi’nin 150 yıl önceki huzuru

Bir zamanlar İstanbul’un en etkileyici manzarası, herhalde ancak Beyazıt Kulesi’nden izlenebiliyordu. Bugün neredeyse hiç ziyaret edilemeyen yapı, 19. yüzyıl fotoğrafçıları tarafından sık sık ziyaret edilmiştir. Özellikle Galata’ya doğru doku oldukça etkileyicidir. Henüz çok katlı han ve apartmanların inşa edilmediği kentte, anıtsal yapılar özellikle minareler silueti belirler durumdadır. Fotoğraf muhtemelen 19. yüzyılın son çeyreğinin başlarında, sabah çok erken saatte çekilmiş. Galata Kulesi’nin ahşap külahı 1875 yılında uçmuş, yerine küçük odalar yapılmıştı. 

GALATA YERLEŞİMİ 

1. KÜÇÜK MEZARLIK Büyük bir selvi korusu şeklinde görülen mezarlık, Galata ve Kasımpaşa’nın Müslüman sakinleri için kullanılıyordu. Bugün Şişhane çevresinde bulunan yol ağının yerinde idi. Tamamen yok edilmiştir. Avrupalılar “Petit Champs” diyordu. 

2. ARAP CAMİİ 13. yüzyılda Dominiken keşişler tarafından Aziz Paulus’a adanmış bir kilise olarak inşa edilmiştir. Aynı zamanda Galata’nın mezarlık kilisesi olarak kullanılıyordu. İstanbul’un fethinden sonra 1470 dolaylarında Galata Cami-i Kebiri adıyla cami haline getirildi. 17. yüzyılda ortaya çıkan bir efsane ile kentin en eski camii kabul edilip Arap Camii ismini almıştır. Son restorasyonda içinde dünya sanat tarihi için çok önemli freskolar bulunmuştur. Bugün minare olan çan kulesi İstanbul’un en eski çan kulesidir. 

3. GALATASARAY LİSESİ 1868’de Mekteb-i Sultani adıyla açılan yapı, 1908’de büyük ölçüde yenilenmişti. Günümüzde Galatasaray Lisesi olarak eğitim vermeye devam ediyor. 

4. GALATA KULESİ 14. yüzyılda inşa edilen kulenin silindirik gövdesi Cenova Kolonisi’nin hatırasıdır. Pencereli üst bölümü ise Sultan II. Mahmud zamanında inşa edildi. Son restorasyonda eski ahşap külahı üzerine tekrar inşa edilmiştir. Kulenin çevresi Kuledibi adıyla anılıyor. 

5. KIRIM KİLİSESİ 1855’te Kırım Savaşı’nın hatırasına İngiliz “taşra gotik” üslubunda inşa edilmiştir. 

6. İTALYAN HASTAHANESİ İlk açıldığında Sardunya Hastahanesi olarak anılan kurum, 1861’den sonra İtalyan Hastahanesi adını aldı. Bugünkü bina 1876’da İtalya Kralı II. Vittorio Emmanuele adına inşa ettirilmiştir. 

7. ALMAN ELÇİLİĞİ 1874’te inşaatı başlayan yapı, Alman İmparatorluk Sarayı olarak da biliniyordu. Fotoğrafta henüz tamamlanmamış görünmektedir. Yapının açılışı 1877 yılında gerçekleşecektir. 

8. TOPHANE BİNALARI İlk inşaatı Kanuni devrinde 16. yüzyılda yapılan binanın üst kısmı III. Selim zamanında yenilenmiştir. İstanbul’un en eski sanayi yapılarından olan top dökümhanesi, çevresindeki semte de ismini vermiştir. 

9. KARAKÖY İSKELESİ KARAKOLU 19. yüzyılın ortalarında Karaköy sahilinde inşa edilen karakol yapısı günümüze ulaşamamıştır. 

10. GALATA YENİ CAMİ 1698’de Sultan II. Mustafa’nın annesi Rabia Gülnuş Emetullah Sultan için inşa ettirilmiştir. 1934’te yıktırılan caminin yerinde bugün Galata Hırdavatçılar Çarşısı vardır. 

11. GALATA BEDESTENİ Fatih devrinde inşa edildiği kabul edilen yapı Fatih Vakfiyeleri’nde geçmez. Dokuz kubbeli kagir yapı eski çarşı dokusu içerisinde anıtsal bir görünüme sahiptir. Bugün Fatih Hırdavatçılar Çarşısı adını taşır. 

İSTANBUL SURİÇİ 

12. AHİ ÇELEBİ CAMİ Caminin banisi, Ahi Çelebi Mehmed bin Tabib Kemal Ahi Can Tebrizi’dir. Cami 1500 dolaylarında inşa edilmiştir. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde yapıdan bahseder ve bir rüyasında peygamberi bu camide gördüğünü, elini öpüp “şefaat” diyeceğine, dili sürçüp “seyahat” dediğini ve meşhur seyahatnameyi oluşturacak gezilerine başladığını anlatır. 

13. TAHTAKALE HAMAMI İstanbul’un en eski Osmanlı eserlerinden olan hamam Fatih vakfıdır. 1470’ten önce inşa edilen hamam bugün çarşı olarak kullanılıyor. 

14. RÜSTEM PAŞA CAMİ Mimar Sinan tarafından tasarlanan ve Rüstem Paşa’nın 1561’deki ölümünden sonra eşi Mihrimah Sultan’ın tamamlattığı İznik çinilerinin en güzel örneklerine sahip camidir. 

15. BALKAPANI HANI Muhtemelen Bizans dönemine ait bazı altyapı ve duvarları kullanarak 15. yüzyılda inşa edilen han, Fatih tarafından Ayasofya Vakfı’na dahil edilmiştir. 17. yüzyılda Mısırlı tüccarların kullandığı han 19. yüzyıla kadar birçok değişiklik geçirmiştir. Hanın önünde Rüstempaşa Camii hizasında bulunan kubbeler ise Papazoğlu Hanı’na aittir.