Tarihçi İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabıyla ilk kez 20. yüzyıl tarihi üzerine bir kitap yazmış oldu. Gazi’nin hayatını ve kritik dönüm noktalarını anlatan, analiz eden bu kapsamlı eser; klişelerin ve siyasetin ötesinde bir lider portresi çiziyor. Her eve lazım bir referans kitabı.
Klasik ve son dönem Osmanlı tarihinin uluslararası ismi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bu defa Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını ve tarihî rolünü anlatan kapsamlı bir esere imza attı. İlber Hoca, kitabının giriş bölümünde Atatürk’le ilgili noktayı koymuştu gerçi ama (“… Atatürk, yıpratılma seansları ile zarar görmeyecek, son derece önemli ve anıtsal bir siyasi portredir. Dolayısıyla, Atatürksüz tarih düşünülemez. Bunun böyle olduğu zamanla daha da iyi anlaşılacaktır. Tarih, Atatürk’ün etrafında şekillenmelidir ve öyle de olacaktır…”), biz yine de kendisine “nasıl bir Atatürk” diye sorduk.
– Hocam 20. yüzyıl ve Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili ilk defa kitap yazıyorsunuz. Klasik Atatürk anlatıları bizde ya çok hamasidir ya da çok ayrıntıya girmeden belli başlı konularla devam eder. Böylesi detaylı bir kitaba neden ihtiyaç hissettiniz? Yoksa, esasında bizim mi ihtiyacımız var?
İLBER ORTAYLI 70 yaşındayım, 47 doğumluyum. İlkokula gittiğim gün, Mustafa Necati ordusundan bir öğretmen olan Şefika Gülöksüz, işte “düşmanlar buraya girdi, padişah onlarlaydı, işte Atatürk çıktı, atına atladı, bunları kovaladı, ‘sen şuraya, sen şuraya’ dedi, komutanları sevk etti” diye anlatırdı. Bizim Atatürk algımız 5.5 yaşında böyle başladı. İki ay sonra daha geniş anlattı. Altı ay sonra daha geniş anlattı. İkinci sınıfta daha başka anlattı. Üçüncü sınıfta artık kongreleri anlattı. Sonradan bütün ömrüm boyu Atatürk dinledim. Hem Türklerin hem başkalarının yazdıklarını okudum. Beni en çok etkileyen eserlerden biri Lord Kinross’un kitabıdır.
Benim cumhuriyet tarihi için yazdığım şeyler çok azdır. Bu demek değil ki hiç ilgilenmiyorum. Atatürk devrimleri Türk insanını değiştirmiştir, biz bir dönemi yaşadık. 16-17 yaşından beri Türkiye gezileri yaptım, posta trenlerine bindim. Hep rastlıyordum gazilere; çünkü Balkan, Birinci Cihan Harbi ve İstiklal Savaşı gazileri hayatta, hafızaları yerindeydi. Batı dünyasında baktığım gibi Doğu dünyasına da baktım. Mesela Araplarda görüyorsun Mustafa Kemal Paşa’ya karşı tavrı; ama örneğin Pakistan’da öyle değil. Birbirinden çok farklı algılar oluşmuş, oluşturulmuş. O bakımdan düşündüm ki artık insan bir yaştan sonra hangi branşta olursa olsun bir Atatürk yazmalı. Yani Türk münevveriyse, arkeolog da olabilir, hukukçu da olabilir.
– Önsözde Atatürk’ün farkından bahsetmişsiniz. Yani tarihte başka büyük insanlar da var ama, onun ortaya koyduğu çok daha kalıcı bir miras.
ORTAYLI Şüphesiz çok önemli ve özel bir insandan sözediyoruz. Bu kalıcı biri. Bu kimseyi rahatsız etmiyor. Buna mensubiyet lazım değil. Bundan rahatsız olanlar doğrudan doğruya iki zümre olabilir. Birincisi, etnik sorunu olanlar vardır. O anlaşılır. İkincisi de doğrudan doğruya bir şekilde düzene intibak edemeyen insanlar olabilir. Yani beklediğini bulamayanlar. Yani yarım insan yetiştirmek Türkiye’de maalesef çok yaygın olduğu için, bu tip insanlar kendilerine suçlu ararlar yaşamlarında. Hayatını yola koyamamaktan ötürü suçlu ararlar. Hiçbir zaman Fransa’da bir işi ters giden adam Bonaparte’ı suçlamayı düşünemez. Yani böyle bir şey yoktur. Burada vardır bu, yaygındır yani.
Dosyamda birçok şey de vardı ve bir karar verdim: Bu Atatürk yazılacak! Peki bu ortaya çıkan nasıl bir Atatürk? Tabii bu Doğu Avrupa coğrafyasındaki bir Atatürk, Ortadoğu coğrafyasındaki bir Atatürk ve Akdeniz coğrafyasında bir Atatürk. Yani buna baktığın zaman Yunanistan’a bakacaksın, çağdaş Yunanistan’a, İtalya’ya bakacaksın, İspanya’ya bakacaksın. O bakımdan böyle bir portre çizmek lazım. Bu portrenin oturduğu bir coğrafya var. O coğrafya ilginç bir coğrafyadır. Onun içinde bakmak gerekir. Bana göre Atatürk’e Ukrayna’dan bakmak da ilginç. Kuzey Afrika’nın milliyetçi Arapları açısından bakmak da. Yunanlılar için zaten enteresan bir tip. Sevsinler ve yahut sevmesinler; ilgileniyorlar, uğraşıyorlar. Bulgaristan’da da bir Atatürk gerçeği vardır. Bulgar tarihçiliğinin en alakasız zamanında bile Atatürk’ü araştırmış adamlar ve kendilerine göre bir Atatürk imajları vardır. Örneğin büyük bir reformatör diye bakıyorlar ona. İnsanlar mesela komünist oluyor veya tam tersine antikomünist münevver bir tip oluyor; ama Atatürk’ü takdir ediyor, hatta çok seviyor. Mesela bir takım Alman muhafazakar da seviyor adamı. Sosyalist takım son zamanlarda sevmemeye başladı, çünkü kendilerine göre teorileri var onların, biliyorsun.
– Ama bir dönem çok tutuyorlardı.
ORTAYLI Tabii ama, şimdi gelen bir akım var. Neoliberal falan diyorlar. Onlar palavra adamlar. O bakımdan ben bir portre çizdim. Yurtdışında yazanlardan bir tek Andrew Mango’yu beğeniyorum. O da zaten biliyorsun, yarı yarıya buranın adamıdır.
– Hocam Atatürk’ün gündelik siyasete, şuna buna kurban edilmesinin nasıl önüne geçeceğiz?
ORTAYLI Geçemezsin; çünkü Türkiye’de belirgin bir etnik milliyetçilik var. O etnik milliyetçilik kendini inşa edip, kendi yolunu çizip, kendini kabul ettirmek yerine mevcudu tahrip etmekle geçiniyor. Destrüktif nasyonalizm. O oldukça yürümez. Büyük adamlarını, büyük eserlerini küçümsemek… Bu çok yaygın Türkiye’de. Kendi kendini inşa edememek. Yani kendi okuduğunu, kendi bileceğini, kendi bilmesi gerekeni inşa edememek. Yani bir komünizm yok ki Mustafa Kemal Atatürk’ün üzerini çizsin. Yok yani, öyle bir komünizm olamaz. Çünkü bu bir meseledir, bir aşamadır. Onu tutmak zorunda. Aslında öyle bir İslâm da olmaz; çünkü Müslüman milletler için de önemli bir hareket yaratmıştır.
– Hocam Mustafa Kemal ile ilgili bir son söz söyleyin, özellikle gençler için… Klişelerin ötesinde, nasıl bir Atatürk? ORTAYLI Şimdi bir toplum için, bir cemiyet için en önemli şey, zamanını inşa eden adamları öğrenmek. Bu çok önemli. Bunu öğreneceksiniz ve buna bir bakış lazım, anlamak lazım, ısınmak lazım. Tapının demiyorum size; çok sevin de demiyorum istemiyorsanız; ama bu insanı öğrenmek zorundasınız. Aksi takdirde yaşadığınız cemiyeti anlayamazsınız. Bu çok önemli. Bunun için ben diyorum ki Mustafa Kemal Atatürk’ü öğrenmek lazım. Bütün mesele bu. Efendim, ‘Nutuk’u açın, okuyun’ diyorlar… Hayır, Nutuk biraz bilgi gerektiriyor. Önce temeli öğrenin, sonra ona göre okursunuz. Benimki işte böyle bir temel kitap.