Sunuş
Tarımsal üretimin ilk defa gerçek bir ekonominin temel unsurunu, yani ihtiyaç fazlasını oluşturduğu günden bu yana insanlık, gelecek için biriktiriyor, borçlanıyor, elindekini başkasıyla takas ediyor. Yazı, birikimleri kayda geçirmek için ortaya çıktı. Borç, inanç, devlet ve para her zaman elele yürüdü. Yöneticilerin hataları yüzünden çıkan krizler, kimi zaman işsizlik kimi zaman pahalılıkla halkı vurdu. Paranın değer kaybı ise arkasından toplumsal isyanlar ve siyasal buhranları getirdi. Üstelik geçmişte krizlerin etkisi yaşandığı bölgeyle sınırlı kalırken, küresel sistemde artık göz açıp kapayana kadar bütün dünyaya yayılabiliyor. Ekonominin sadece Türkiye’de değil bütün dünyada gündemin birinci sırasına çıktığı bugünlerde, geçmişteki krizlere nasıl girilip, nasıl çıkıldığını, insanların hangi refleksleri gösterdiğini hatırlamanın tam zamanı.
Osmanlı döneminden Cumhuriyet yıllarına, Türkiye’den dünyaya, paranın değerindeki dalgalanmalar, ekonomik krizlere verilen tepkiler ve geçmişten alınabilecek ekonomi dersleri…